Olaya nereden gireceğimi aslında pek bilemiyorum, olaya tam olarak hakim olduğumda söylenemez(ki tüm dünyada olaya hakim olan kişi sayısı iki elin parmaklarını geçmezde ).
Einstein zamanın mutlak, kütlenin ise herzaman aynı olmadığını söyler. Bunların hızımız ile değiştini anlatır. Meşhur E=m.c.c formülüne göre hız artarsa enerjide artacağından(c evrensel sabit olan ışık hızıdır) kütlede artacaktır. Zamanın mutlak olmama durumunu ise yine meşhur olan "İkizler paradoksu" ile açıklamış:
Bu paradoksa göre tek yumurta ikizlerinden Dünya’da kalanı ile ışık hızına yakın bir hızda seyahat edeni farklı hızda yaşlanır. İkizlerden uzay aracında olanı, yani aracın motorunun ivmesini hissedeni, diğerinden genç kalır. Diğerinin Dünya’nın çekim alanını hissetmesi olayı genel görelilik ilkesi kapsamında ele alınmalıdır. Bununla birlikte ikizlerden hiçbiri içinde bulunduğu laboratuarın mutlak hızını hesaplayamaz.
*Yani hızlandıkça zaman bizim için yavaşlıyor. Işık hızına yakın bir hızda 10 sene seyahat edip dünyaya döndüğünüzde oğlunuz büyük ihtimalle(ki eğer yaşıyorsa) sizden büyük olacaktır.
Yukarıdakilere göre;
-Zaman boyutu ve akışı hareketli cisimlerin hızına bağlıdır
-Kütle hareketli cisimlerin hızına bağlıdır
Bunların dışında yine ışık hızına yakın hızlarda hareket doğrultusunda(araba örneği verecek olursak) arabanın boyu kısalır. Arabanın içindeki kişi kendini normal görürken, dışarıdaki insaları bodurlaşmış, evleri inanılmaz derece alçak görür.
-Cisimler hızlandıkça kinetik enerjilerinin bir kısmı kütleye dönuşür, durağan kütleye sahip cisimler bu sebeple asla ışık hızına çıkamazlar.
*Yani ışık hızı evrendeki hız limitidir.
-Cisimler hızlandıkça zaman yavaşlayacağından, ışık hızına çıkıldığında zaman durmalıdır.
Tabi yukarıdaki bilgiler ışığında zamanın mutlak olmadığını hatta durabildiğini düşündüğümüzde, neden geriye gitmesinki sorusu akla geliyor. Fizik kurallarında bunun olamıyacağını söyleyen bir şey yok. Ancak var olan bir gerçek varki, henüz kimse bu konu hakkında somut bir adım atamamış.
Einstein zamanın mutlak, kütlenin ise herzaman aynı olmadığını söyler. Bunların hızımız ile değiştini anlatır. Meşhur E=m.c.c formülüne göre hız artarsa enerjide artacağından(c evrensel sabit olan ışık hızıdır) kütlede artacaktır. Zamanın mutlak olmama durumunu ise yine meşhur olan "İkizler paradoksu" ile açıklamış:
Bu paradoksa göre tek yumurta ikizlerinden Dünya’da kalanı ile ışık hızına yakın bir hızda seyahat edeni farklı hızda yaşlanır. İkizlerden uzay aracında olanı, yani aracın motorunun ivmesini hissedeni, diğerinden genç kalır. Diğerinin Dünya’nın çekim alanını hissetmesi olayı genel görelilik ilkesi kapsamında ele alınmalıdır. Bununla birlikte ikizlerden hiçbiri içinde bulunduğu laboratuarın mutlak hızını hesaplayamaz.
*Yani hızlandıkça zaman bizim için yavaşlıyor. Işık hızına yakın bir hızda 10 sene seyahat edip dünyaya döndüğünüzde oğlunuz büyük ihtimalle(ki eğer yaşıyorsa) sizden büyük olacaktır.
Yukarıdakilere göre;
-Zaman boyutu ve akışı hareketli cisimlerin hızına bağlıdır
-Kütle hareketli cisimlerin hızına bağlıdır
Bunların dışında yine ışık hızına yakın hızlarda hareket doğrultusunda(araba örneği verecek olursak) arabanın boyu kısalır. Arabanın içindeki kişi kendini normal görürken, dışarıdaki insaları bodurlaşmış, evleri inanılmaz derece alçak görür.
-Cisimler hızlandıkça kinetik enerjilerinin bir kısmı kütleye dönuşür, durağan kütleye sahip cisimler bu sebeple asla ışık hızına çıkamazlar.
*Yani ışık hızı evrendeki hız limitidir.
-Cisimler hızlandıkça zaman yavaşlayacağından, ışık hızına çıkıldığında zaman durmalıdır.
Tabi yukarıdaki bilgiler ışığında zamanın mutlak olmadığını hatta durabildiğini düşündüğümüzde, neden geriye gitmesinki sorusu akla geliyor. Fizik kurallarında bunun olamıyacağını söyleyen bir şey yok. Ancak var olan bir gerçek varki, henüz kimse bu konu hakkında somut bir adım atamamış.
Son düzenleme:
)
