bu konuyla ilgili ben de bir şeyler karalamak istiyorum.
öncelikle verilen cevaplar konuyu açan üyenin yazdığı değerleri referans almış yağ oranı konusunda ve yorumlar biraz buna çok dayandırılarak yapılmış.gerçekten bu süreçteki verilen kiloya,vücut kompozisyonuna baktığınızda bu yağ oranı değişimi size mantıklı geliyor mu?vücutta bu kadar fark varken,tartıda gayet de ideal bir süreç sonunda görülen -8 kiloluk değişim varken,%2 lik değişim rakamının doğru olma ihtimali koca bir SIFIR.hidrostatik su altı ölçüm ya da pincherlar gibi hatta bunları geçtim dexascan gibi tekniklerle bile kesin doğru diyemeyeceğimiz yağ oranı bilgisini konuyu açan arkadaş nereden aldı da buraya yazdı,rastgele bir tartıdan mı salonlardaki saçma makinelerden mi?cevabı kendisi vererebilir.
ben en basit,herkesin yapabileceği ve etkili 3 yöntemi söyleyeyim yağ kaybını ölçmek için;birincisi aynada gördüğünüz görüntü,ikincisi ne kadar sürede ne kadarlık bir hızda ne kadar kilo verdiniz,üçüncüsü ise x ay kadar süreçte y kadar kilo kaybına rağmen gücünüzde nasıl değişim oldu?buradan da konu sahibine bu soruları yönelteyim,kilo verme hızınız ay ay nasıl değişti?diyet öncesi ağırlıklarınız neydi total idman volume'unuz neydi şuan ne?
makro dağılımı konusu.onlarca araştırma var bize "ideal" makro dağılımını veren,hem normal bireylerde hem de vücut/güç sporcularında.bu ideal değerlerin özellikle diyet için kabataslak kg başına +1.5-2g protein,toplam kalorinin %20-30'unun yağlardan alınımı,geri kalanın da karbonhidrat olarak doldurulması olduğunu biliyoruz.yani ideal ölçülere göre bu konuda tartışılan karbonhidrat oranı %50-60 aralığına girmekte.
peki gelelim bu değerler neden böyle?yapılan çalışmalarda ve literatürde geçene göre mantıken şu ortak kanılara varıyoruz:
protein:yağsız kas kütlesine en çok etki eden makro grubu.kas kaybını minimumda tutmak için protein önemli.
yağ:vücudun temel işlevleri için gerekli,hormonal konularda etkisi büyük.(özellikle agresif diyetlerde ya da vücut yağ oranı düşük sayılabilecek belli bir seviyenin altındaysa testosterone'u daha uzun süre daha yüksek seviyelerde koruyabilmek için de gerekli)
karbonhidrat:idman performansının yüksek tutulabilmesi,insulin ve igf1 seviyelerinin korunabilmesi için gerekli.
daha farklı sebepler ve mekanizmalar da olduğunun farkındayım fakat en temel işlevlerini böyle özetleyebiliriz.
bu yazdıklarımda,özellikle karbonhidratta şuna dikkat çekmek istiyorum.karbonhidrat FUEL olarak gözüküyor,özellikle atletlerde.yani amaç diyette de olsak yani vücudumuz enerji açığıyla yaşıyor da olsa idman performansını yüksek tutmak,vücuda kasa tutunabilmek için sebep vermek(yukarıda ağırlık değişimini ve toplam volume değişimini sormamın temel sebebi bu).
buraya kadar tamamız.şunu sormak istiyorum,eğer ideal altındaki karbonhidrat alımında yeterli güç korunumu sağlanabildiyse,%20 eksik aldık diye SIGNIFICANT bir vücut kompozisyonu ya da sağlık parametrelerinde değişimimiz olacak mı?ben her zaman şunu savunuyorum diyet konusunda,kalori önce gelir.YANLIŞ olduğu için mantıksız gelen kağıt üstündeki %2 yağ oranı değişimini gerçekten %20 eksik alınan karbonhidrata bağlayıp çok kas kaybetmişsin diyebilir miyiz?hayır.
burada ideal değerler yanlış ya da bu kadar araştırma yanlış demiyorum,asla.benim de uyguladığım önerdiğim,anlatmaya çalıştığım şeyler bunlar.ama eldeki veriden biraz sapmak aldığımız sonucu 180 derece değiştirmeyecek,bu kadar katı konuşmalı mıyız sizce?
ve son olarak kademeli karbonhidrat mevzusu.bu konuda şu yazılanlara aynen katılıyorum:
Ancak müsabık olmayan bir sporcu için dalgalı karb gibi sistemler, bu sistemleri savunan kişilerin dikkat çekmek/farklı olmak amacıyla yaptıkları şeyler. Yukardaki sporcu veya antrenör vs hangi amaçla savunuyor bilmiyorum ancak genel olarak bu böyledir. Tıpkı dönem dönem atkins diyetinin modifiye atkins, mct, modifiye mct vs şeklinde sunulması gibi.
anabolik ve androjenik havuzunda yüzen bir çok sporcunun çıkıp da ben ketojenik uyguluyorum, karb döngüsü yapıyorum vs gibi yorumlar yapması hem dramatik hem de trajikomik.
böyle şeylere moda diyebilirsiniz,trend diyebilirsiniz,tekerlegi tekrar icat etme diyebilirsiniz ama ne kadar yararlılar ya da ekstra fayda sağlıyorlar?temellere bağlı kaldığımız sürece böyle şeylere gerek yok,trend değişir ama temel prensipler öylece dimdik durup işe yaramaya devam eder.