antibiyotikler ve protein sentezine etkileri

slm arkadaşlar,
bu başlık altında belkide kimimizin farkında olmadığı küçük bir ayrıntıyı açıklayacağım.

çoğumuz belkide tamamıımız çeşitli hastalılklar nedeniyle belirli dönemlerde antibiyotik ve türevlerini kullanmaktayız. antibiyotiklerin yararları olduğu sürece vucud için çeşitli yan etkileride bulunmakta. bunlar içinde bizi en çok etkileyen PROTEİN SENTEZİNİ en düşük seviyeye getirmeleri yada tamamen engellemeleridir.
aşağıda antibiyotik gruplarını açıklamaya çalışacağım;

ANTİBİYOTİK GRUPLARI

1.SULFANOMİDLER

Etki mekanizması, Bakterilerin metabolizması için gerekli olan para amino benzoik asit (PABA)’in ,üreme döneminde kullanılmasını engelleyerek bakteriostatik etki yaparlar. Bu olgunun bakteri türüne göre değişik çeşitleri vardır. Sulfanomidlerden etkilenenler:
a.folik asit biyosentezinde PABA‘yı yapıtaşı olarak kullanan ve bunu üremekte olduğu besi çevresinden sağlamak zorunda olanlar.
b.Kendileri PABA sentezi yapan ve folik asit sentezinde ara metabolizma ürünlerinden biri olarak hazırlayan bakteriler.
c.Folik asit sentezi yapmadığı halde, bunu vitamin halinde beslendikleri çevreden sağlayan bakteriler etkilenirler.
2. b-LAKTAM GRUBU ANTİBİYOTİKLER
a.Penisilinler:
Ortak noktaları 6-aminopenisilinatik asit (6-APA) olan geniş bir bakterisid (bakteriyi öldürücü) etkili antibiyotik grubudur. Penisilinler yalnızca aktif çoğalma durumundaki bakterilere karşı etki gösterirler. Penisilinlerin anti bakteriyel etkilerinin bakterilerde hücre duvarı sentezi için yaşamsal öneme sahip metabolizma işlevlerinin inhibisyonu ve hücre duvarına hasar veren enzimleri aktive etme yeteneklerine bağlı olduğu düşünülmektedir. Öncelikle gram pozitif bakteri enfeksiyonlarında yararlıdırlar. Duyarlı türlerde bu ilaçlara karşı rezistans oluşumu yavaştır. Makroorganizmaya primer toksik etkileri yoktur.

b.Cefalosporinler:
Bakterinin hücre duvarı biosentezini, transpeptidaslarını inaktive ederek,
penisilin penisilinlere benzer etki yapan bakterisid antibiyotiklerdir. Enterokok, proteus, psödomanas, aerobakter, pastorilla dışında gram pozitif ve negatif kok ve basiller ile tripanazom enfeksiyonlarında etkilidirler.
3. TETRACYCLİN GRUBU ANTİBİYOTİKLER
Bakterilerde protein sentezini bloke ederek,bakterisid etkili antibiyotiklerdirler. Bakterilerin m-RNA ve ribozomlarında oluşan polizomlarında ve interferensle t-RNA ya bağlı aminoasitlerini geliştiren peptitzincirlerinde blokaj oluşur, ikincil olarak mitokondrilerdeki oksidatif fosforilizasyon da bu yoldan etkilenerek bakteri virulansı yok olur ve üremesi durur.
Etki alanı oldukça geniştir. Anaerob ve sporluları da içeren gram pozitif kok ve basillerin, spiroket, leptospira, rikettsia, betsoia gruplarının ve yüksek dozda verilirse amip ve aktinomiçet enfeksiyonlarının tedavisinde yararlıdır. Tetrasiklinlere proteus, psödomonas, klepsiella, aerobakter enterokoklar, protozoer ve mantarlarla virüsler dirençlidir.
4. AMİNOGLYCOSİD GRUBU ANTİBİYOTİKLER
Bakterilerin ribozom strüktürünün bağlantısını etkileyerek, peptid bileşimini engeller, bu nedenle bakterisid tirler.

a. STREPTOMYCİN
Antibiyotik, düşük dozlarda bakterinin üremesi sırasında ribozomlara yanıltıcı bilgi transferi ile bakteriostatik , yüksek dozlarda ise hücre protein sentezini inhibe ederek patojenliğe yararsız proteinlerin oluşumu ile bakterisid etki yapar. Ayrıca bakterinin nükleik asid metabolizmasına, RNA sentezine de etkilidir. Sitoplazma membranının permabilitesini bozar, bakteri yaşamı için gerekli bileşimlerin kaybolmasına neden olur. Bakterilerde kromozom veya epizom enzimleriyle streptomisini inaktive eden bir rezistans oluşur, bulaşıcı bir rezistanstır ve üremekte olan diğer bakterilere de hızla geçer,özellikle tüberküloz klinik tedavilerinde önemlidir.
b. GENTAMYCİN
Gram negatif bakteri ve özellikle diğer antibiyotiklerin yararsız kaldığı enfeksiyonlarda uygulanır. Bakterilere etkisini, streptomisinde olduğu gibi RNA oluşumu ve sitoplazmada protein sentezindeki yetersizlik ile sağlar.
c. KANAMYCİN
b laktam halkalı antibiyotiklerle sinerjik etkilidir. Lâboratuar denemelerinde düşük dozları bakterilerin ribozomlarını translasyon döneminde etkilemesiyle bakteriostatik, yüksek dozları protein sentezini engellemesiyle bakterisid tirler. Gram negatif bakteri enfeksiyonlarında yararlıdırlar.
d. CHOLORAMPENİCOL

Bakteri ribozomlarında RNA bağlantılarını etkileyerek, polizom oluşumu ile, intrasellüler protein sentezini engeller. Gram negatif, bazı gram pozitif bakterilere ve rikettsia, bedsonia gruplarına, spiroket ve leptospiralara, aktinomiçeslere normal tedavi dozlarında bakteriostatik etkilidir.
5.MAKLOİD GRUBU ANTİBİYOTİKLER

Etki mekanizması tetrasiklin’e benzer. Bakterilerin üremesi sırasında gelişmekte olan peptit zincirlerinin, interferans mekanizması ve aktif aminoasidlerin translasyonu ile,bakteri ribozomlarında protein sentezi inhibe edilir. Bu yolla birincil bakteriostatik etki oluşur. Genellikle gram pozitif koklara, bazı sporlu bakterilere, bazı brusellalara ve aktinomiçetlere etkilidirler.

a. ERİTROMYCİN

Önerilen tedavi dozlarında birincil bakteriostatik, fakat çok duyarlı bazı streptokok, stafilokok, neisseria ve hemofilus türlerinde yüksek dozlarda bakterisid etkilidir. Bakteri ribozomlarına bağlanarak aktive aminoasidlerin translasyonundaki blokaj protein sentezini inhibe eder.

c.LİNKOMYCİN ve CLİNDAMYCİN

Genellikle bakteriostatik yüksek dozlarda bakterisid etki yapan antibiyotiklerdir. Enterokoklar dışında gram negatif kok ve basillere, neisseria, mikoplkazma ve anaeroblara etkilidirler.

Konuyu merak eden arkadaşlar bir doktora sorabilir veya internette kısa bir aramadan sonra doğru söylediğimi görebiliir.

Kimse hasta olmasın arkadaşlar......:)
 
yaziniz icin tesekkuler ama lutfen kaynak gosterin.
 
ewet arkadaşlar bu hataya bende dustun ve hatta antıbıyotık kullandıgın donemde kreatın glutamın ve whey alıyordun ki fena şekilde sarstı

bence kısa bır sure ara verın gerçekten etkiliyor
 
konunun üstünden baya zaman geçmiş ama önemli bir konu yazıdan tam olarak öğrenmek isitediğimi öğrenemedim bu antibiyotiklerin tamamı protein sentezini engelliyor mu ?
 
Okuduğum bir yazıda ülkemizde aspirin gibi bolca kullanılan antibiyotiklerin vücut için mikro atom bombaları olduğundan bahsediliyordu..
 
antibiyotik üretildiğinde 200 mg maksimum doz ve mucize ilaç diye üretilmiş şimdi 2000 ler 3000 ler leblebi gibi tüketiliyo
 
Okuduğum bir yazıda ülkemizde aspirin gibi bolca kullanılan antibiyotiklerin vücut için mikro atom bombaları olduğundan bahsediliyordu..

Aspirin? Antibiyotik?

antibiyotik üretildiğinde 200 mg maksimum doz ve mucize ilaç diye üretilmiş şimdi 2000 ler 3000 ler leblebi gibi tüketiliyo

Demek ki 200 mg da bir hata varmış. Tedavi aralığından fazla doz kullanmak ilacın etkisini arttırmayacağı gibi zararlarını ortaya çıkarabilir bu yüzden göz göre göre böyle bir şey yapılmayacağı ortada. Ki böyle bir olay var mı o bile belli değil.
 
Protein sentezi inhibitörleri

Antimikrobiyal etkilerini bakteri ribozomlarını etkileyerek gösterirler. Mitokondriyal ribozomları etkileyen tetrasiklin ve kloramfenikol yüksek dozlarda memeli mitokondriyal ribozomlarını da etkileyebilir.

TETRASİKLİNLER

AMİNOGLİKOZİTLER

MAKROLİTLER

KLORAMFENİKOL

KLİNDAMİSİN

Demoklosiklin

Doksisiklin ( benim 5 aydır kullandıgım ilaç = TETRADOX 100mg doksisiklin içeriyor)

Minosiklin

Tetrasiklin

-Günümüzde en fazla kullanılan üye, doksisiklindir
Etki mekanizması:

Bakteri mribozomlarının 30S alt ünitine bağlanarak 50S alt biriminin akseptör noktasına tRNA’nın bağlanmasını bloke eder.

Seçicilikleri düşüktür ve memeli hücrelerinde de ribozomlarda protein sentezini inhibe edebilirler.

Yüksek dozlarda, böbrek yetmezliği olan hastalarda azot dengesini negatif yönde bozarlar . Bu durum, aminoasitlerin protein sentezinde kullanımlarının azalması sonucu yıkımlarının artmasına bağlıdır.

E. Coli’nin epitel hücrelerine yapışmasını inhibe edebildiklerinden idrar yolları enfeksiyonlarının tedavisine bu özelliği nedeniyle de katkıda bulunduğu düşünülmektedir.
kanyak:http://iys.inonu.edu.tr/webpanel/dosyalar/646/file/digerbeta.pdf
http://edergi.sdu.edu.tr/index.php/sdutfd/article/viewFile/1181/1304
 
antibiyotikler ayrıca vucudun antikor üretiminide minimuma indirip uzun vadede bağışıklık sisteminide olumsuz etkiliyor. uzun süre kullanıldığında mikroplar antibiyotiğe karşı dahada güçlenip tekrar ortaya çıkıyor, ve bu bizi daha güçlü antibiyotik almaya itiyor. kısır döngü böyle devam ediyor ve vucut artık antibiyotiğe karşı tepkisiz hale geliyor. bağışıklık sistemide çökmüş olan vucut mikroplara karşı tamamen savunmasız kalıyor. sonucunda bize sürekli hastalanan ve iyileşmek bilmeyen bir beden kalıyor. Bu sorun genetiğiyle oynanmış (GDO) bitkilerdede malesef mevcut.
 
Son düzenleme:
Back
Yukarı