Saçlar hergün şampuanla yıkanmalı!!!!!!!!!!!!!!
Dünya çapında farklı araştırmalarla gündeme gelen Oxford Saç Vakfı, son olarak büyük metropollerde gerçekleştirdiği çevresel faktörlerin saça etkilerini araştırdı. Araştırma sonuçlarını paylaşmak üzere Pantene'in konuğu olarak Türkiye'ye gelen Oxford Saç Vakfı Başkanı John Gray, Latin Amerika'dan Asya'ya yedi şehir ve dört kıta üzerinde gerçekleşen bir araştırmaya imza attıklarını söyledi. Birbirine benzer saç tutamları New York, Londra, Atina, İstanbul, Bangkok, Tokyo ve Mexico City'de yedi gün bekletilirken, yıpranmaya maruz kalmamış bir saç tutamının da kontrollü koşullarda tutulduğunu anlatan Gray 'Yedi günün sonunda bu saç tutamları P&G güzelik merkezinde analiz edilerek saçta biriken artığın miktarı ve türü tespit edildi. Araştırma sonunda saça en fazla zarar veren şehirlerden en az atığın New York'ta, en fazla ise Tayland, Bangkok'ta olduğu ortaya çıktı. İstanbul'da gerçekleşen araştırma sayesinde Tarkiye'nin yedi ülke arasında dördüncü sırada yer aldığı belirlendi. Araştırmaya göre en önemli saç problemi kentsel kirlenmeden kaynaklanan metalik birikimı. Bu birikim saçta parlaklık kaybına, matlık, pürüzlülük ve yağlanmaya sebep oluyor. UV ışınları ve bilinçsiz yapılan günlük bakım da bunda etkili olnuyor. Gray, halk arasında doğruymuş gibi bilinen pek çok etkenin aslında yanlış olduğunu söylüyor.
Her saç molekülünde insan klonlamaya yetecek bileşenler mevcut. Saça renk veren pigmentler saçın uzamasında ve tedavi edilmesinde önemli bir yere sahip. Herkesin bildiği gibi saçın dışında koruyucu bir tabaka yer alıyor. Ancak aynı zamanda saç, doğanın yaratabildiği en güçlü proteinden oluşuyor. Her insanın saç derisinde 100 ile 150 bin saç teli bulunuyor. Omuz hizasında bir saçın uzunluğu ise 25 ile 60 km'ye denk geliyor. Ve her ay saça bir kilometre daha ekleniyor. Çünkü sağlıklı bir saç her ay bir santim kadar uzuyor. Kozmetik üreticilerine bu anlamda büyük iş düşüyor. Saç çok güçlü bir protein ve yaklaşık yedi yapıtaşı içeriyor. Aynı ağırlıktaki saç ve çelik kıyaslandığında saçın daha güçlü oluşu ise şaşırtıcı bir gerçek.
Kötü görünen saçların insanlar üzerinde olumsuz etkisi olduğunu söyleyen Gray 'Araştırmasonuçlarına göre saç kötü görünüyorsa kişinin kendine güveni azalıyor, sosyal güvensizlik ortaya çıkıyor. Yıpranmış saçın yüzeyi daha pütürlü ve mat oluyor. Yıkama ve tarama esnasında da 50 ile 85 saç telini kaybediyoruz' diye konuşuyor.
Saçlarınızı çok sıkı toplamayın
Saçın yıpranmasına neden olan bir faktör de saçı her gün aynı yerden sıkıca toplamak. Bu saçın zayıflamasına yol açıyor. Bu nedenle her zaman farklı yerlerden ve gevşek şekilde toplamakta yarar var. Gray'e göre; saçlara jöle sürmekte herhangi bir sakınca yok. Ancak jöle kullanıldıktan sonra saçı mutlaka yıkamak gerekiyor. Sürekli şampuan değiştirmek de pek doğru değil. Mahalle kuaförlerinde doğal saç bakım ürünleri diye satılan bakım komplekslerini saçlara uygulamak çok yanlış. Gray, 'Doğal olduğu iddiasını taşıyan ürünlerin ne kadar doğal olduğunu bilemezsiniz. Zeytinyağı gibi pek çok yağlı ürünlerin kullanımı yaygın. Ancak bunların başka ürünler içerme olasılığı da var. O maddeler de saç bakımı için üretilmemiş. Zeytinyağı saçın sadece dış kısmını korur. Protein yapı taşlarını geri kazandırma gibi bir özelliği yok zeytinyağının. İnsanlar iyi ürünleri tercih etmeliler. Uzun saçlı kadınların altı haftada bir, erkeklerin ise dört haftada bir saçlarını kestirmesi gerekir. Ayrıca saça her gün şampuan ve saç kremi uygulamak gerekmektedir' diyor.
'Ben küçükken sarışındım' diyen ve bir türlü çevresindekileri inandıramayan koyu renk saçlı insanların muhtemelen haklı olduğunu söyleyen Gray 'Saçta melanin denilen pigment bulunur. Yaşlandıkça bu pigment artar ve saç koyulaşır. Bu nedenle çocukluğunda sarı saçlı olanlar orta yaşlarında kahverengi saça sahip olabilirler. Bazı insanlarda pigmentler genetiğe bağlı olarak artabilir' sözleriyle açıklıyor
KAYNAK Akşam Gazetesi