spor yapmaya başladım kilo aldım, göbeğimi bir türlü eritemiyorum gibi sorunların cevabını veriyorum arkadaşlar 
antrenman yaptıktan önce veya sonra glukojen depolarını doldurmak için patates, makarna vb yiyin önerileri genel anlamda yanlış.
70 kg bir erkekte kasta 150gr, karaciğerde 80gr olmak üzere ortalama 230gr=230X4=920 kkal glukojen deposu mevcuttur.
ayrıca kas glukojeninin harcanması demek kas yıkımı demek değildir!
tüm glukojeninizi bitirmek yani 920 kkal harcayabilmek için ortalama 13km/h hızında bir saat koşmanız gerekir ki yer yani. bu sporu amatörce yapanlar için diorum 45 dakika body çalışmasıyla 920 kkal harcıyormusunuz (antrenman sonrasıda harcanmaya devam ettiğini varsaysak bile) mümkün değil.
diyelim ki harcadınız;
1. siz makarna, patates yemesenizde vücut eksik glukozunu laktat (egzersiz sırasında ortaya çıkar), gliserol (yağ dokusunun yıkılması sonucu), aminoasitler ve propiyonattan sağlayacaktır. bu kaynakları kullanmada öyle belli bir sıra yoktur ama eğer yağınız varsa kasınız şakır şakır veya en azından yağınız kadar kolay erimeyecektir. [konuyla alakasız ama uzun süren (3-5 gün) açlıklarda vücut ya başıma bişey geldi heralde diye kas proteinini özellikle korur.]
2. antrenman sonrası yedikleriniz hiç ama hiç karbonhidrat içermese bile sadece protein ve yağ alsanız vücut bunlardan glukoz yapar eksik glukojeni de doldurur.
3. illa karbonhidrat yiyeceksiniz mesela 100 gr makarnada 350 kkal var, oda kaç kaşık yaparki hapur hupur yerken ne kadar kalori aldığımızı siz düşünün. alt tarafı 100 gr makarnayı harcamak için 10 km/h hızla yarım saat kardio yapmak lazım. yani spor yaptım diye yemeğe abanırsak yediğimiz o karbonhidratlar hızlıca yağ olarak geri döner.
yağ dokusunda yağın triaçilgliserol şeklinde depolanabilmesi için glukoz (karbonhidrat) gerekir. çünkü yağ dokusunda gliserol sentezlenemez, gliserol glukozdan sentezlenir. triaçilgliserol dediğimiz şeyde gliserole 3 tane yağ asidinin bağlanması. gliserol yoksa yağ depolanamaz demekle glukoz yoksa yağ deposu olamaz demek aynı şeydir (Atkins diyetinin mantığıda buna dayanır). ama azıcık bile karbonhidrat alsanız triaçilgliseroller yapılır ve bu mekanizma işlemez.
son olarak aslında bilimsel olarak vücut dışardan su, mineral, vitamin, protein ve yağ almadan (diyette vücudun yapamadığı esansiyel aminoasitler ve yağ asitleri var) yapamaz ama hiç ama hiç yani sıfır karbonhidratsız yaşar. tabi mesela baklava yemeden yaşamağa yaşamak derseniz.
bence karbonhidrat ucuz olduğu için insanoğlunun diyetine zamanla bu kadar girmiştir. şeker bile en başta işçiler için bulunmadı mı. bir kere zaten tüm rafine gıdalardan tamamen uzak durmak lazım.
kahve ve aspirin için yazılanlar doğru. kafein yağ yakmayı hızlandırır, aspirinle mitokondrilerdeki elektron transport zincirindeki elektron transportu ve oksijen tüketimi sırasında çıkan enerji ısı halinde kaybolur, yani bir nevi daha çok yakarsınız. limon vs hikaye... ve efedrin olsa bile tüm ilaçlar iki tarafı keskin bıçak gibidir. meyve yemek olayı da abartılmış, meyvenin hiperlipidemi yapması için uzun dönem hergün kilo kilo yemek lazım gibi birşey. hiç bilmeyen okuyucu burdan günde bikaç elma vs ile yağlanacağım sanabilir.
kısaca yağsız, kasların belli olduğu bir vücut istiyorsanız minumum karbonhidrat ve yağların yakılması için açlık hissi ve midenin yanması şarttır (daha çok amatörler için).

antrenman yaptıktan önce veya sonra glukojen depolarını doldurmak için patates, makarna vb yiyin önerileri genel anlamda yanlış.
70 kg bir erkekte kasta 150gr, karaciğerde 80gr olmak üzere ortalama 230gr=230X4=920 kkal glukojen deposu mevcuttur.
ayrıca kas glukojeninin harcanması demek kas yıkımı demek değildir!
tüm glukojeninizi bitirmek yani 920 kkal harcayabilmek için ortalama 13km/h hızında bir saat koşmanız gerekir ki yer yani. bu sporu amatörce yapanlar için diorum 45 dakika body çalışmasıyla 920 kkal harcıyormusunuz (antrenman sonrasıda harcanmaya devam ettiğini varsaysak bile) mümkün değil.
diyelim ki harcadınız;
1. siz makarna, patates yemesenizde vücut eksik glukozunu laktat (egzersiz sırasında ortaya çıkar), gliserol (yağ dokusunun yıkılması sonucu), aminoasitler ve propiyonattan sağlayacaktır. bu kaynakları kullanmada öyle belli bir sıra yoktur ama eğer yağınız varsa kasınız şakır şakır veya en azından yağınız kadar kolay erimeyecektir. [konuyla alakasız ama uzun süren (3-5 gün) açlıklarda vücut ya başıma bişey geldi heralde diye kas proteinini özellikle korur.]
2. antrenman sonrası yedikleriniz hiç ama hiç karbonhidrat içermese bile sadece protein ve yağ alsanız vücut bunlardan glukoz yapar eksik glukojeni de doldurur.
3. illa karbonhidrat yiyeceksiniz mesela 100 gr makarnada 350 kkal var, oda kaç kaşık yaparki hapur hupur yerken ne kadar kalori aldığımızı siz düşünün. alt tarafı 100 gr makarnayı harcamak için 10 km/h hızla yarım saat kardio yapmak lazım. yani spor yaptım diye yemeğe abanırsak yediğimiz o karbonhidratlar hızlıca yağ olarak geri döner.
yağ dokusunda yağın triaçilgliserol şeklinde depolanabilmesi için glukoz (karbonhidrat) gerekir. çünkü yağ dokusunda gliserol sentezlenemez, gliserol glukozdan sentezlenir. triaçilgliserol dediğimiz şeyde gliserole 3 tane yağ asidinin bağlanması. gliserol yoksa yağ depolanamaz demekle glukoz yoksa yağ deposu olamaz demek aynı şeydir (Atkins diyetinin mantığıda buna dayanır). ama azıcık bile karbonhidrat alsanız triaçilgliseroller yapılır ve bu mekanizma işlemez.
son olarak aslında bilimsel olarak vücut dışardan su, mineral, vitamin, protein ve yağ almadan (diyette vücudun yapamadığı esansiyel aminoasitler ve yağ asitleri var) yapamaz ama hiç ama hiç yani sıfır karbonhidratsız yaşar. tabi mesela baklava yemeden yaşamağa yaşamak derseniz.
bence karbonhidrat ucuz olduğu için insanoğlunun diyetine zamanla bu kadar girmiştir. şeker bile en başta işçiler için bulunmadı mı. bir kere zaten tüm rafine gıdalardan tamamen uzak durmak lazım.
kahve ve aspirin için yazılanlar doğru. kafein yağ yakmayı hızlandırır, aspirinle mitokondrilerdeki elektron transport zincirindeki elektron transportu ve oksijen tüketimi sırasında çıkan enerji ısı halinde kaybolur, yani bir nevi daha çok yakarsınız. limon vs hikaye... ve efedrin olsa bile tüm ilaçlar iki tarafı keskin bıçak gibidir. meyve yemek olayı da abartılmış, meyvenin hiperlipidemi yapması için uzun dönem hergün kilo kilo yemek lazım gibi birşey. hiç bilmeyen okuyucu burdan günde bikaç elma vs ile yağlanacağım sanabilir.
kısaca yağsız, kasların belli olduğu bir vücut istiyorsanız minumum karbonhidrat ve yağların yakılması için açlık hissi ve midenin yanması şarttır (daha çok amatörler için).