Savaşcı
Üye
HACİVAT KARAGÖZ NEDEN ÖLDÜRÜLDÜ
bu gün arkadaştan aldığım dvdyi izledim.
filmle ilgili uzun yorum yapmıyacağım ve tavsiye ederim. Geçmişte olduğu rivayet edilen şey olduğundan duygulandım biraz. size özeT yazmak isterdim ama bütün isimler gitti aklımdan o yüzden başka siteden açıkamasını ekleyeceğim. video ve resimlerden sonra izleyen birininde yorumları olan bir yazı var.
bu Karagöz ve Hacivat Neden öldürüldü bu ile ilgili söylentiler var duyduğum bunlar bir cami yapımında çalışırlar ama hep eğlenip kimseyi çalıştırmazlar sonra o devrin padişahı bu yüzden onları idam ettir; sonra öğrenirki bunu temeller sağlamlaşsın diye yapmışlardır. gibi şeyler sadece yaşlılardan duyduğum bir kaynak falan yok. onun dışında yaşamış olduklarına dair kanıt olmadığı ile ilgili yazıda okudum internetten. siz bu hacivat ile karagözle ilgili bildiklerinizi paylaşırsanız güzel olur.
filmi hala izlemediyseniz tavsiye ederim zira 2005 te yapılmış bir film
kotam dolu olduğundan izlemeden videoyu ekliyorum .sandığım sahne ise sona doğru ipek böceği yüzünden hacivatın üstündekileri istedği sahne güldürücüidi
[YOUTUBE]https://www.youtube.com/watch?v=1U77RIDDx7M[/YOUTUBE]
resimlerden sonra bir yazı daha var
internetten ekledim kapak resmini
benim çekriklerimden iyi çıktığı için bunuda netten indirdim
hacivat hadım için hazırlanıyor ama
.
internetten bulduğum bir resim daha burada ilk kez karşılaşıyorlar
internetten bulduğum
resim galerisi http://img6.imageshack.us/gal.php?g=58767358.png
bir yerde yorum yapılmış bu film ile ilgili
bu gün arkadaştan aldığım dvdyi izledim.
filmle ilgili uzun yorum yapmıyacağım ve tavsiye ederim. Geçmişte olduğu rivayet edilen şey olduğundan duygulandım biraz. size özeT yazmak isterdim ama bütün isimler gitti aklımdan o yüzden başka siteden açıkamasını ekleyeceğim. video ve resimlerden sonra izleyen birininde yorumları olan bir yazı var.
bu Karagöz ve Hacivat Neden öldürüldü bu ile ilgili söylentiler var duyduğum bunlar bir cami yapımında çalışırlar ama hep eğlenip kimseyi çalıştırmazlar sonra o devrin padişahı bu yüzden onları idam ettir; sonra öğrenirki bunu temeller sağlamlaşsın diye yapmışlardır. gibi şeyler sadece yaşlılardan duyduğum bir kaynak falan yok. onun dışında yaşamış olduklarına dair kanıt olmadığı ile ilgili yazıda okudum internetten. siz bu hacivat ile karagözle ilgili bildiklerinizi paylaşırsanız güzel olur.
filmi hala izlemediyseniz tavsiye ederim zira 2005 te yapılmış bir film
wkipediadan
2006'da 13.sü yapılan Adana Altın Koza Film Festivali'nde
En İyi Yönetmen: Ezel Akay
En İyi Senaryo: Levent Kazak
En İyi Sanat Yönetmeni: Hakan Yarkın, Naz Erayda, Eren Akay
En İyi Stüdyo: Şafak Film Stüdyoları
ödüllerini almıştır.
"http://tr.wikipedia.org/wiki/Hacivat_Karag%C3%B6z_Neden_%C3%96ld%C3%BCr%C3%BCld%C3%BC%3F" adresinden alındı.
Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü, senaryosunu Levent Kazak'ın yazdığı, yönetmenliğini Ezel Akay'ın yaptığı ve başrolleri Haluk Bilginer ve Beyazıt Öztürk'ün oynadığı 2005 yapımı film. Akay'ın Anadolu Ortaçağ üçlemesi olarak düşündüğü serinin ilk filmidir. Türk gölge oyununun temel taşlarından Hacivat ile Karagöz'ün hayatından yola çıkan film, 13.-14. yüzyıl Anadolusunu ve Türklerini espirili bir bakışla ele almaktadır.
Yapım yılı, ülkesi2005/2006,Türkiye Süre135 dakika DilTürkçe Bütçe5.000.000 YTL
http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/361797.asp
- ‘Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?’ filminde, olaylar 14. yy’da Bursa’da geçer. Anadolu’daki bütün devlet ve beylikler Moğol saldırılarından yılmış, halk akın akın Moğollardan kaçıp Bursa’ya yerleşmektedir. Anadolu’da bulunan devletler ve beylikler Moğol akınları karşısında darmadağın olduğundan Bursa aynı zamanda çeşitli devlet ve beyliklerden gelen yönetici sınıfın da sığınma yeridir. Osmanlı Devleti’nin temellerinin atıldığı bir dönemdir. Karagöz ve Hacivat inşaatta çalışan iki ameledir. Her ikisinin de birbirlerini ve çevredekileri eğlendirme konusunda doğal bir yetenekleri vardır. İnsanlar tarafından ne kadar komik oldukları keşfedilince şehrin ileri gelenlerinin de katıldığı çeşitli toplantılara ve eğlencelere davet edilirler ve bir anda ünlü olurlar. Bu şöhret onların düşüşlerinin de başlangıç noktası olur.
-----------------------------
güldürüken gerçekleride anlatırlar
sonra bu gerçekler işlerine gelmeyen kişiler tarafından iftiraya uğrarlar ve kötü son
---------------------------------------
yuncular
Haluk Bilginer ... Karagöz
Sebnem Dönmez ... Ayse Hatun
Beyaz ... Hacivat
Güven Kiraç ... Kadi Pervane
Ragip Savas ... Orhan Gazi
Ayse Tolga ... Nilufer Hatun
Altay Özbek ... Coban
Hasan Ali Mete ... Kusteri
Ezel Akay ... Esrefoglu Suleyman Bey
Serdar Gökhan ... Köse Mihal
Aysen Gruda ... karagözün annesi Karagöz,şaman
Selin Türkoglu ... Baci Iris
Levent Kazak ... Dimitri
Tansu Biçer ... Misak
Numan Acar ... Trasci Ali
....
kotam dolu olduğundan izlemeden videoyu ekliyorum .sandığım sahne ise sona doğru ipek böceği yüzünden hacivatın üstündekileri istedği sahne güldürücüidi
[YOUTUBE]https://www.youtube.com/watch?v=1U77RIDDx7M[/YOUTUBE]
resimlerden sonra bir yazı daha var
internetten ekledim kapak resmini

benim çekriklerimden iyi çıktığı için bunuda netten indirdim

hacivat hadım için hazırlanıyor ama

.



internetten bulduğum bir resim daha burada ilk kez karşılaşıyorlar











internetten bulduğum

resim galerisi http://img6.imageshack.us/gal.php?g=58767358.png
bir yerde yorum yapılmış bu film ile ilgili
http://ulas.teori.org/index.php?option=com_content&task=view&id=560&Itemid=29
‘Karagöz ile Hacivat Neden Öldürüldü?’ adlı film, bilindiği gibi, Karagöz ile Hacivat üstüne tarih tabanlı kurgusal bir film. Genel beğeni toplayan film, 1330 Bursası’nda geçiyor. Bu yazıyı, filmi genel olarak başarılı bulan ama eksiklerini de vurgulamak gerektiğini düşünen bir bakış açısıyla kaleme alıyoruz.
Filmde görsel buluşlar var. Film, bir yandan güldürmeyi bir yandan düşündürmeyi başarıyor. Karagöz ve Hacivat ölüme giderken, insan, onların gülünçlüklerine gülemiyor; filmin sonu, buruk bir gülümseme bırakıyor. Film, Karagöz’ün işçi olarak resmedildiği bir film olarak tanıtılsa da, Karagöz’ün işçiliği, filmde belirgin olmayan bir yama-olgu. Karagöz, daha çok, bir girişimci olarak duruyor. Filmde, oldukça hoş ötegönderimler var: Şamanın cami altına gömülmesi ve ayrıca, minareyi yapanın Ermeni yapıcı ile yörük Karagöz oluşu da anlamlı. Sanatla az çok ilgili hemen hemen tüm izleyicilerin ayırdına vardığı/ varacağı üzere, filmin sonlarında, ünlü ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’ tablosuna gönderme var.
Film, ortaklaşa bir emeğin ürünü; filmde, birkaç kişinin yapım evresinde üstesinden gelemeyeceği önemli ayrıntılar var. Yönetmenin ortaklaşa emeğe vurgu yapıyor oluşu, film dünyasında az görülen, övülesi bir durum.
Filmin İngilizce altyazı çevirisi bir harika! Çevirmeni kutlamak gerekir. Özellikle, Hacivat’ın Karagöz’e saymayı öğretme biçiminin çevirisi dikkat çekiyor. Filmde, Eski Türkçe kullanıldığı için kimi sözler anlaşılmıyor. Belki de film ekibi, günümüz Türkçesi’yle altyazı koymalıydı. Bu olmasa bile, en azından şarkılara günümüz Türkçesi’yle altyazı konulsa daha iyi olabilirdi. Öte yandan, film, bol küfürlü olduğundan ve kelleler uçup uçup durduğundan, çocuklara izletilmemesini öneriyoruz.
Orhan Bey, din adına kan döken bir savaşçı olmasına karşın, filmde, yumuşak yapılı bir insan olarak gösteriliyor ve Moğollar’sa, filmin kötü adamları olarak ve vahşiler olarak gösteriliyor. Orhan Bey’in ve Ayşe Hatun’un ağzından, İslam’ın, gönüllerin fethi olduğu ve bunun kılıçla olamayacağı söyleniyor; oysa filmde, ne Karagöz ne Hacivat ne de bir başkası, “e o zaman neden kan döküp duruyorsunuz?” diye sormuyor. Böylece, film ekibinin iyi niyetli olarak tarihe soldan bakmaya çalıştığını ama yine de fetihçi Orhan Bey’i olumladığını görüyoruz. Filmde Orhan Bey, neredeyse bir yalvaç (peygamber) düzeyinde. O’nun sözü son söz oluyor, tartışılmıyor ve Karagöz ve Hacivat ve demek ki film ekibi, eleştiri oklarını bir tek O’ndan esirgiyor. Köse Mihal, Ayşe Hatun’a, halkını korumak için Müslüman olmak zorunda kaldığını söylüyor ama buna karşın Orhan Bey’e filmde bir tırnak olsun dokunulmuyor.
Filmin vurgulamadığı nokta şudur: Moğolların sömürüsüyle Osmanlı sömürüsü arasında, yalnızca bir karmaşıklık düzeyi ayrımı vardır. Bunun ötesinde, ikisi de sömürgecidir. Biri dindışı nedenlerle –ki bu dindışı nedenleri, Moğol İmparatorluğu’nun tam bir resmi tarih anlatısını sunan ‘Cengiz Han’ dizisinde, sözgelimi, Müslüman hükümdarın Moğol elçisini durduk yere öldürmesi olarak görürüz-, diğeri, dini yaymak için fetih yapmaktadır. Biri, önüne geleni talan etmekte; ötekileri, İsacıları ve Musacıları ağır vergiler altında ezmektedir (‘hak din’ sayılmayan inanışlara sahip olanların ne tür uygulamalara maruz kaldığını da unutmayalım). Elbette, daha ağır vergiler koyan, çöküş dönemindeki Bizans İmparatorluğu da sözkonusudur.
Filmde, Orhan Bey’in kuşatmasına direnen İznik halkıyla dalga geçilmektedir; oysa, İznik’i vatan bellemişlerin İznik’i, demek ki vatanı savunmaları, ne sol tarihyazımı adına ne de başka tarihyazımları adına, Osmanlı’nın din adına yaptığı fetihlerden/ işgallerden daha aşağı görülemez.
Gerçekte, filmde, Orhan Bey’in ağzından ‘Ilımlı İslam’ sunulmaktadır: Egemenlerin Müslüman ama hoşgörülü olduğu bu toplumu resmeden filmin yönetmeni, bir söyleşisinde, filmde, hoşgörü izleğinin işlendiğini belirtmektedir. Oysa bu, ‘Ilımlı İslam’ın ta kendisidir. Peki neden birarada yaşamak, yönetmek ve yönetilmek varken, başımızda din adına kan döken ve kendi dininden olmayanlara daha ağır vergi koyan bir fetihçi olan bir toplumu hoşgörü toplumu sayalım… Hoşgörü toplumu, filmdeki gibi, Ermeni mimar (Misak), Yahudi kuyumcu, henüz Türk-İslamlaşmamış Rum kesimler ama tüm bunların üstünde, bir Müslüman fetihçinin bir bulamacı mıdır? ‘Hoşgörü toplumu’ buysa kalsın…
Ayrıca, Orhan Bey’e muhalif olan Bursalı hiç mi yoktu? Olanların boynu vurulmuştu da bunun için mi filmde yoklar? Filmde sergilenen, fetihçiye itaat eden toplum imgesi, zaten egemenlerin hep istediği düzen değil midir?..
Filmde başkaldırı yok, çünkü halk da yok! Film, resmi olmayan bir tarih yaratmayı amaçlarken, tarihi yine seçkinler üzerinden anlatması nedeniyle, bir yandan, yönetmenin sanatsal eğitiminde önemli bir yeri olan Brecht’e ters düşmüş oluyor –önderler üzerinden tarih yazanları eleştiren o ünlü Brecht şiirini anımsayalım-, bir yandan da seçkinler üzerinden tarih yazımını bir kez daha olumlamış oluyor. (Filmin yönetmenine bu soruyu yönelttiğimizde, “tarihte ‘halk imparatorluğu’ diye birşey yoktur ki” diye yanıt verdi; umarız bu yorumu doğru anlamıştır / doğru anlatabilmişizdir.) Filmde başkaldırı, yalnızca sanatta, Karagöz-Hacivat’ta... Sanat alanı dışında başkaldırı olmayışı, belki yine, yönetmenin yetiştiği sanat çevresiyle ilişkili...
Yukarıdaki eleştiriler belki de fazla ağır oldu. “Karagöz-Hacivat’ı anlatan bir filmde başkaldırı niye olsun ki” denebilir. Sahi, bu film, neyi amaçlıyordu ve izleyici kitlesi olarak hedefledikleri kimlerdi? Konuşmalarda bol bol küfür olduğuna göre, belki de, hedef kitlesi içerisinde biz yokuz da, o nedenle eleştirip duruyoruz...
Film, Karagöz-Hacivat konusunu almış, üstüne tarih tabanlı bir kurgulama yapmış ve günümüzde bu tür konulu çokça filmin tersine, düz anlatımı yeğlemiş. Filmde ne geriye dönüşler var ne de izleyicinin doldurması için bilinçli olarak boş bırakılmış anlamsal yarıklar. Film ekibi, başka türlü bir halk masalı anlatımı için, Paracanof’un ‘Aşık Garip’ filmine bakabilirlerdi.
Film, tamam, tarih tabanlı bir kurgu. Ancak, ‘Orhan Bey’ gibi tarihsel kişilikleri adıyla andığı için, bir gerçek yanılsaması yaratmış oluyor. Filmi eleştirmeye başladığınızda, size “o dönem Osmanlı böyleydi” vb. gibi tarihsel yanıtlar geliyor. O zaman, “Karagöz-Hacivat da tarihte böyle değildi” deyip biz de işin içinden çıkabiliriz. Ama çıkmadan, Karagöz-Hacivat’ın neden kesilip 1330 Bursası’na, daha doğrusu, 1330 resmi Osmanlı Bursası’na yapıştırıldığını bilmek isterdik. Karagöz-Hacivat, yönetmenin de üzerinde çalıştığı Babai Ayaklanması döneminde geçseydi, belki daha da anlamlı olurdu. O zaman ‘Ilımlı İslam toplumu’ yerine, değişik dinlerden ve uluslardan halkların Anadolu’daki o büyük ortak ayaklanmalarının içine girmiş olurduk. Bu yapılsaydı, birarada yaşamanın (daha) güzel bir dışavurumu belki de olmazdı. Ama Babailer nere 1330 resmi Osmanlı Bursası nere...
Ülkemizde okuma oranı düşük olduğundan, birçok izleyicinin konuyu hiç araştırmayıp filmde anlatılanların gerçek olduğunu sanacağını düşünüyoruz. Yönetmen, bu konuda, tersine, “bizim tarihimizi yanlış anlatıyorsunuz” türü eleştiriler aldığını belirtti. Bu eleştiriyi yöneltenler, Tarkan, Malkoçoğlu türü bir film beklemiş olmalılar. Onlarınki belki de böyle bir hayal kırıklığı...
Bu gerçeklik yanılsaması sorununun filmin en temel sorunu olduğunu düşünüyoruz ve Orhan Bey’in sorduğu gibi, biz de ama bu kez Doğu Karadeniz ağzıyla, film ekibine soruyoruz: “Bu filum, gerçek midur oyun midur?”
Gerçek olsa da izledik, film olsa da izledik...
Elinize sağlık... Eleştirilerimize karşın, film, büyük bir ortaklaşa emeğin ürünü olan önemli bir film. Yeni filmleri merakla bekliyoruz...
Last Updated ( Cumartesi, 23 Haziran 2007 )
http://www.karagoz.net/karagozunhacivatinhayati.htm
Karagöz
Oyunun hiç şüphesiz başrol oyuncusu Karagöz’dür. Okumamış bir halk adamıdır. Hacıvat’ın kullandığı yabancı kelimeleri anlamaz ya da anlamaz görünüp, onlara yanlış anlamlar yükleyerek ortaya çeşitli nükteler çıkarırken bir taraftan da Türkçe dil kuralları ile yabancı kelimeler kullanan Hacıvat ile alay eder. Her işe burnunu sokar,her işe karışır, sokakta olmadığı zaman da evinin penceresinden uzanarak, ya da içerden seslenerek işe karışır. Dobra, zaman zaman patavatsız yapısından dolayı ikide bir zor durumlarda kalırsa da bir yolunu bulup işin içinden sıyrılır. Çoğu zaman işsiz, geçim derdindedir. Hacıvat’ın bulduğu işlere girip çalışır. Başında ışkırlak adı verilen oynak bir şapka vardır. Değişik oyunlarda rol icabı değişik kıyafetler içinde farklı Karagöz tasvirleri vardır. Kadın Karagöz , Gelin Karagöz , Eşek karagöz , Çıplak Karagöz , Bekçi Karagöz , Çingene Karagöz , Tulumlu Karagöz , Davulcu Karagöz , Ağa Karagöz v.s. (Velhasıl zavallının başına gelmeyen kalmaz..)
Hacıvat
Tam bir düzen adamıdır. Nabza göre şerbet verir, eyyamcıdır. Kişisel çıkarlarını her zaman ön planda tutar. Az buçuk okumuşluğundan dolayı yabancı sözcüklerle konuşmayı sever. Perdeye gelen hemen herkesi tanır, onların işlerine aracılık eder. Alın teriyle çalışıp kazanmaktan çok Karagöz’ü çalıştırarak onun sırtından geçinmeye bakar (Günümüzde de ne kadar çok Hacıvat var değil mi.. Entel görünmek için cümle aralarına yabancı kelimeler sıkıştıranlar, başkalarının sırtından geçinenler, çıkarcılar...). Değişik oyunlarda rol icabı değişik kıyafetler içinde farklı Hacıvat tasvirleri vardır. Keçi Hacıvat , Çıplak Hacıvat , Kadın Hacıvat ,Kahya Hacıvat vb.
Son düzenleme: