Bilindiği gibi insan-maymun ortak atası vejeteryandır. İnsan da vejeteryan beslenmeye uygun şekilde evrimleşmesine rağmen son 5 milyon yıldır doğal şartların zorlaması nedeniyle hayvani ürünler tüketmektedir. 5 milyon yıl, milyarlarca yıllık evrim sürecinde çok çok kısa bir zaman olduğu için; insanlar hala ''salt hayvansal beslenmeye'' adapte olamamışlardır. Bu yüzden diyetimiz ağırlıklı olarak çiğ sebzelerden, glisemik endeksi düşük meyvelerden ve doğal,tuz ilave edilmemiş kuruyemişlerden oluşmalı.
Yüzde 70 bitkisel ağırlıklı, yüzde 30 hayvansal ağırlıklı beslenmeliyiz.
Böyle yapmazsak ne olur ?
Böyle yapmaz ve protein olayını abartırsak; hiperürisemi olayına maruz kalabiliriz. Bu durum zamanla diyabete,böbrek taşlarına, böbrek yetmezliğine, kalp-damar hastalıklarına neden olabilir. Aşırı protein yükü, sindirim sistemi kanserlerine de sebebiyet verebilir. Kolesterol artışına neden olup damarlarımızı tıkayabilir ve genç yaşta hipertansiyon,felç,kalp krizi gibi mortalitesi yüksek hastalıklara yakalanabilir ve hatta ölebiliriz.
Biz ASLAN YADA KAPLAN DEĞİLİZ. Aslan ve kaplan gibi etobur canlılar, yedikleri besinlerden aldıkları kolesterol ve pürin içeriğini, hepatik ürikaz isimli bir enzim ile allantoin adı verilen zararsız bir maddeye dönüştürüp idrarla dışarı atarlar. Yani aslanlar,kaplanlar,sırtlanlar felan yüksek protein ve yağ içerikli beslenmelerine rağmen, kolesterol ve ürik asidi İŞEREYEREK ATTIKLARI için, insanlarda ve maymunlarda ''protein içerikli besin tüketimine bağlı yanetkiler'' bu canlılarda görülmez.
O yüzden PROTEİN TÜKETİLİM AMA ABARTMADAN TÜKETELİM...
Protein tüketirken;
- - Muhakkak yeşil yapraklı sebzelerden de bolca yiyelim
-- Günde 2 gram C vitamini kullanmayı ihmal etmeyelim
-- Bir porsiyon ete karşılık, 3 porsiyon değişik renkte sebze ilkesine uyalım
-- Düzenli olarak alt,ast,ggt,üre,ürik asit,kreatinin,kolesterol(HDL ve LDL ) ve trigliserid düzeylerimizi ölçtürelim.
Mesajınız otomatık olarak birleştirilmiştir---------- mesajın eklendiği saat 06:22 ---------- ilk mesajın gönderildiği saat 06:05 ----------
Bizim anatomik yapımız goril ve orangutan gibi büyük primatlar ile neredeyse aynıdır. Uzun ve dolambaçlı bir bağırsağımız vardır sebze ve meyve sindirimi için. Midemiz kısadır ve mide PH derecemiz 4-5 civarındadır. Oysa etobur bir canlının mide ph derecesi 1-2 civarındadır ve bu kadar asidik bir midede, hiçbir bakteri ve mikrop yaşayamaz. Bu yüzden bu canlılar çiğ et ve ölü hayvan eti yemelerine rağmen hastalanmazlar. Oysa insan biraz beklemiş et yese hemen hastalanabilir ve hatta ölebilir. Bunun nedeni vejeteryan beslenmeye göre evrimleşmiş sindirim sistemiyle, et yemeye kalkışmamızdır.Bu yüzden biz ancak pişirerek et yiyebiliriz. Mesela etobur hayvanların bağırsakları çok kısadır ve hızlı bir biçimde dışkılarlar. Yemekten sonra 6-8 saat sonra dışkılarlar. Bunun mantığı ''hızlı çürüyen ve etrafına mikrop saçan etin, derhal vücuddan uzaklaştırılması'' prensibidir. Oysa insanlar ve maymunlar bunu beceremezler. Et yedikleri zaman bunu kısa sürede atamazlar. Bu yüzden hızla çürüyen ve sayısız mikrop saçan et ve proteinli besinler yüzünden, birçok sistemik hastalığa ve enfeksiyona maruz kalırlar. Apandisit de bunlardan biridir. Yani aslında et yemek pek de insana uygun bir davranış değildir. Protein ağırlıklı beslenmek de öyle.Yediğimiz proteinli gıdalardan birçoğu tam sindirilememekte, ya olduğu gibi feçes ile dışarı atılmakta yada protein parçacıkları moleküler düzeyde bağırsaktan kana geçip bağışıklık sistemini alarma geçirmektedir. Bağışıklık sistemi kana karışan bu protein parçaçıklarını ''düşman'' gibi algılayıp onunla savaşırken, bu arada zayıf düşmekte ve kanser gibi diğer hastalıklara gün doğmaktadır.
DİKKAT: Protein ağırlıklı beslenmenin sanıldığı gibi kaslara pek fazla bir etkisinin olmadığını ve tam tersine kasları köreltebileceğine dair yeni araştırmalar mevcut. Pek yakında hepsini yayınlayıp, fena halde ezber bozacağım. Protein ağırlıklı beslenmenin, insanları güçlendirdiğini iddia edenler vejeryan beslenen şempanze ve gorillerin neden insandan 3-4 kez daha güçlü ve çok sağlıklı olduğunu izah edebilirler mi mesela ? Üstelik gorillerin kas oranları, insanlardan çok daha fazla.
Yüzde 70 bitkisel ağırlıklı, yüzde 30 hayvansal ağırlıklı beslenmeliyiz.
Böyle yapmazsak ne olur ?
Böyle yapmaz ve protein olayını abartırsak; hiperürisemi olayına maruz kalabiliriz. Bu durum zamanla diyabete,böbrek taşlarına, böbrek yetmezliğine, kalp-damar hastalıklarına neden olabilir. Aşırı protein yükü, sindirim sistemi kanserlerine de sebebiyet verebilir. Kolesterol artışına neden olup damarlarımızı tıkayabilir ve genç yaşta hipertansiyon,felç,kalp krizi gibi mortalitesi yüksek hastalıklara yakalanabilir ve hatta ölebiliriz.
Biz ASLAN YADA KAPLAN DEĞİLİZ. Aslan ve kaplan gibi etobur canlılar, yedikleri besinlerden aldıkları kolesterol ve pürin içeriğini, hepatik ürikaz isimli bir enzim ile allantoin adı verilen zararsız bir maddeye dönüştürüp idrarla dışarı atarlar. Yani aslanlar,kaplanlar,sırtlanlar felan yüksek protein ve yağ içerikli beslenmelerine rağmen, kolesterol ve ürik asidi İŞEREYEREK ATTIKLARI için, insanlarda ve maymunlarda ''protein içerikli besin tüketimine bağlı yanetkiler'' bu canlılarda görülmez.
O yüzden PROTEİN TÜKETİLİM AMA ABARTMADAN TÜKETELİM...
Protein tüketirken;
- - Muhakkak yeşil yapraklı sebzelerden de bolca yiyelim
-- Günde 2 gram C vitamini kullanmayı ihmal etmeyelim
-- Bir porsiyon ete karşılık, 3 porsiyon değişik renkte sebze ilkesine uyalım
-- Düzenli olarak alt,ast,ggt,üre,ürik asit,kreatinin,kolesterol(HDL ve LDL ) ve trigliserid düzeylerimizi ölçtürelim.
Mesajınız otomatık olarak birleştirilmiştir---------- mesajın eklendiği saat 06:22 ---------- ilk mesajın gönderildiği saat 06:05 ----------
Bizim anatomik yapımız goril ve orangutan gibi büyük primatlar ile neredeyse aynıdır. Uzun ve dolambaçlı bir bağırsağımız vardır sebze ve meyve sindirimi için. Midemiz kısadır ve mide PH derecemiz 4-5 civarındadır. Oysa etobur bir canlının mide ph derecesi 1-2 civarındadır ve bu kadar asidik bir midede, hiçbir bakteri ve mikrop yaşayamaz. Bu yüzden bu canlılar çiğ et ve ölü hayvan eti yemelerine rağmen hastalanmazlar. Oysa insan biraz beklemiş et yese hemen hastalanabilir ve hatta ölebilir. Bunun nedeni vejeteryan beslenmeye göre evrimleşmiş sindirim sistemiyle, et yemeye kalkışmamızdır.Bu yüzden biz ancak pişirerek et yiyebiliriz. Mesela etobur hayvanların bağırsakları çok kısadır ve hızlı bir biçimde dışkılarlar. Yemekten sonra 6-8 saat sonra dışkılarlar. Bunun mantığı ''hızlı çürüyen ve etrafına mikrop saçan etin, derhal vücuddan uzaklaştırılması'' prensibidir. Oysa insanlar ve maymunlar bunu beceremezler. Et yedikleri zaman bunu kısa sürede atamazlar. Bu yüzden hızla çürüyen ve sayısız mikrop saçan et ve proteinli besinler yüzünden, birçok sistemik hastalığa ve enfeksiyona maruz kalırlar. Apandisit de bunlardan biridir. Yani aslında et yemek pek de insana uygun bir davranış değildir. Protein ağırlıklı beslenmek de öyle.Yediğimiz proteinli gıdalardan birçoğu tam sindirilememekte, ya olduğu gibi feçes ile dışarı atılmakta yada protein parçacıkları moleküler düzeyde bağırsaktan kana geçip bağışıklık sistemini alarma geçirmektedir. Bağışıklık sistemi kana karışan bu protein parçaçıklarını ''düşman'' gibi algılayıp onunla savaşırken, bu arada zayıf düşmekte ve kanser gibi diğer hastalıklara gün doğmaktadır.
DİKKAT: Protein ağırlıklı beslenmenin sanıldığı gibi kaslara pek fazla bir etkisinin olmadığını ve tam tersine kasları köreltebileceğine dair yeni araştırmalar mevcut. Pek yakında hepsini yayınlayıp, fena halde ezber bozacağım. Protein ağırlıklı beslenmenin, insanları güçlendirdiğini iddia edenler vejeryan beslenen şempanze ve gorillerin neden insandan 3-4 kez daha güçlü ve çok sağlıklı olduğunu izah edebilirler mi mesela ? Üstelik gorillerin kas oranları, insanlardan çok daha fazla.
Son düzenleyen: Moderatör: