Saniyelik Kalp Sıkışması Hissi

Cok bilgilendirici olmus,
Gecmis olsun, xcalamity'in dedigi gibi bu cagin hastaligi, en buyuk sebebi de stress, malesef stres kolay kontrol edilebilen birsey degil, her ne kadar siz stres yasamadiginizi sansaniz da gunluk yasam, icinde bulundugunuz ortam, bir sekilde bilinc altiniza yerlesiyor, ya da kimseyle paylasamadiginiz bazi problemler, hatta kendinize bile itiraf edemediginiz sikintilar hep birer sebep...

Benim tavsiyem su olacaktir
1. Mumkunse sadece sizi mutlu eden seyleri yapin, mutlu eden insanlarla takilin
2. Bol bol gulun, bu bir sinema olur, komik arkadaslarinizla olur vs vs..
3. Sizi uzen, stres yapan seylerden uzak durun, bu politika olur, is arkadasiniz olur vss.. onlardan kacinmaya calisin
4. Her ne derdiniz varsa bunun dunyanin sonu olmadigini hep kendinize hatirlatin, sonunda ölum yok sonucta, koy gotune gitsin deyip gecistirin..

Sent from my Nexus 9 using Tapatalk

Tavsiyeler için teşekkür ederim. Bunları yapmaya çalışıyorum ama dediğiniz gibi çağımızda bunları yapabilmek bile çok kolay değil artık. 4. şık önemli; yıllarca anksiyete ve panik bozukluk sahibi olan her gün ölen biten insanlar var. Günün sonunda ölmüyorsak hala umut var demektir. Bunca sene ölmediysek bu kadar düşünmemeye çalışmak gerek vücuttaki etkilerini.
 
Tavsiyeler için teşekkür ederim. Bunları yapmaya çalışıyorum ama dediğiniz gibi çağımızda bunları yapabilmek bile çok kolay değil artık. 4. şık önemli; yıllarca anksiyete ve panik bozukluk sahibi olan her gün ölen biten insanlar var. Günün sonunda ölmüyorsak hala umut var demektir. Bunca sene ölmediysek bu kadar düşünmemeye çalışmak gerek vücuttaki etkilerini.
Benimde kalbimde sıkışmalar gibi oluyordu.ama çok gaz vardı bende.ve hep yemekten sonra oluyordu.ekg kan tahlili. Verdim dinledi doktor.herşey çok şükür iiy çıktı.meğersem gaz ve aşırı yemek yemek bir acı yapıyor ve ben bunu kalp zannediyormuşum.çok geçmiş olsun
 
Benimde kalbimde sıkışmalar gibi oluyordu.ama çok gaz vardı bende.ve hep yemekten sonra oluyordu.ekg kan tahlili. Verdim dinledi doktor.herşey çok şükür iiy çıktı.meğersem gaz ve aşırı yemek yemek bir acı yapıyor ve ben bunu kalp zannediyormuşum.çok geçmiş olsun
Çok teşekkürler size ve herkese de geçmiş olsun. Mide kalp ile direk ilişkidedir. Sizin belki -ve şükür ki- kalp ile ilgili bir durum değil ancak midedeki sıkıntıları kalbine yansıyan çok insan var. Sanıyorum ben de onlardan biriyim. Yemeklerden sonra bazen çarpıntı, sıkıntı, ekstra atımlar, yanmalar hissediyorum. En yakın zamanda mide ile ilgili de düzgün kontrolden geçmem lazım.
 
Çok teşekkürler size ve herkese de geçmiş olsun. Mide kalp ile direk ilişkidedir. Sizin belki -ve şükür ki- kalp ile ilgili bir durum değil ancak midedeki sıkıntıları kalbine yansıyan çok insan var. Sanıyorum ben de onlardan biriyim. Yemeklerden sonra bazen çarpıntı, sıkıntı, ekstra atımlar, yanmalar hissediyorum. En yakın zamanda mide ile ilgili de düzgün kontrolden geçmem lazım.
Üzüldüm duyduguma.çok geçmiş olsun.umarım herşey dilediğiniz gibi olur.şuan spor yapıyormusunuz?
 
Üzüldüm duyduguma.çok geçmiş olsun.umarım herşey dilediğiniz gibi olur.şuan spor yapıyormusunuz?
Teşekkürler, olacak bir şekilde. 2014'ten sonra salon hayatım bitti aslında. Ara ara evde dumbell mekik şınav kürleri yaptım her kas grubum için ancak çok büyük ağırlıklarla değil elbette. Tempolu ve inişli çıkışlı yürüyüşlere ise bir dönem ara versem de hala devam ediyorum. Hemen her gün yürüyorum. Yani aslında salmış değilim kendimi. Fitliğimi biraz korudum ama İbo'nun yalnızım dostalarım parçasındaki "o eski halimden eser yok şimdi" sözlerini mırıldansam sırıtmayacak kıvamdayım aynı zamanda :)
 
beyler bu kalp çarpıntısı spor yapan herkeste olan şeyler örneğin ben antreman öncesi içtiğim zamanlarda gece çarpıntıdan zor uykuya dalıyorum veya ağır spor yaptığım zamanlarda veya ağır yemek yediğim zamanlar gene çarpıntı yaşıyorum (mide yemeği sindirirken ekstra efor sarfeder) bunu normal insanların hepsi yaşar sizin ekstra olarak yaşamanıza sebep olan şey moral bozukluğu ve huzursuzluğu bunlarla ilişkilendirip kendinizde bir şeyler var olduğunu sanmanız ve bunu psikolojik soruna çevirmeniz kısacası vücuttaki olağan değişimleri kendi kafanıza göre yorumlayıp ''ulan kesin bende bir şey var'' diye kuruntu yapıyorsunuz.
Normalde benim umurumda olmaz insanlara akıl vermeyi sevmem bugün öylesine içimden geldi belki hayır duanızı alırım diye yazmak istedim :)))
Kafanıza çok takmayın, kendinize kız arkadaş edinmeye çalışın(biliyorum çoğunuzun problemi bu :) ) çevrenizde normal arkadaş sayısını arttırın veya olanlarla daha sık iletişim kurun, neyle uğraşıyorsanız ara verin veya zevkli hale getirmeye çalışın farklı aktivitelere yönelin, geleceğe yönelik planlar yapmak güzel bir şey fakat bunu ''sanırım başaramayacağım'' diye düşünüp takıntı haline getirmeyin, başkalarının yaptığı şeyleri ''ulan ben nedenöyle olamıyorum'' diye kafanızda yer ettirip moral bozmayın :)))
Bugün bu yazıyla çok sevap point kazandığımı düşünüyorum :D yeter artık yoruldum gerisi size kalmış ...
 
beyler bu kalp çarpıntısı spor yapan herkeste olan şeyler örneğin ben antreman öncesi içtiğim zamanlarda gece çarpıntıdan zor uykuya dalıyorum veya ağır spor yaptığım zamanlarda veya ağır yemek yediğim zamanlar gene çarpıntı yaşıyorum (mide yemeği sindirirken ekstra efor sarfeder) bunu normal insanların hepsi yaşar sizin ekstra olarak yaşamanıza sebep olan şey moral bozukluğu ve huzursuzluğu bunlarla ilişkilendirip kendinizde bir şeyler var olduğunu sanmanız ve bunu psikolojik soruna çevirmeniz kısacası vücuttaki olağan değişimleri kendi kafanıza göre yorumlayıp ''ulan kesin bende bir şey var'' diye kuruntu yapıyorsunuz.
Normalde benim umurumda olmaz insanlara akıl vermeyi sevmem bugün öylesine içimden geldi belki hayır duanızı alırım diye yazmak istedim :)))
Kafanıza çok takmayın, kendinize kız arkadaş edinmeye çalışın(biliyorum çoğunuzun problemi bu :) ) çevrenizde normal arkadaş sayısını arttırın veya olanlarla daha sık iletişim kurun, neyle uğraşıyorsanız ara verin veya zevkli hale getirmeye çalışın farklı aktivitelere yönelin, geleceğe yönelik planlar yapmak güzel bir şey fakat bunu ''sanırım başaramayacağım'' diye düşünüp takıntı haline getirmeyin, başkalarının yaptığı şeyleri ''ulan ben nedenöyle olamıyorum'' diye kafanızda yer ettirip moral bozmayın :)))
Bugün bu yazıyla çok sevap point kazandığımı düşünüyorum :D yeter artık yoruldum gerisi size kalmış ...

Motive edici yorumunuz için teşekkürler, söylediklerinizin çoğunda haklısınız ancak ne yazık ki ülkemizde anksiyete, depresyon, panik bozukluk konusunda halkımızın büyük bilgi eksiği mevcut. Panik bozukluk durumu sadece evham ile ortaya çıkan bir durum değil. Büyük çoğunlukla geçmişte yaşanan birtakım travmatik olaylar, psikolojik problemler veya fizyolojik tetikleyiciler sonrasında ortaya çıkar. Nitekim ben benim durumumun midem ile direkt ilişkili olduğu yönünde çok kanıt topladım bugüne dek. Sadece kafayı takma ile oluşabilecek birşey değil bu tip rahatsızlıklar. Kaldı ki ben 4-5 sene öncesine kadar hiçbir şekilde vücudumu dinlemeyen ona çok hoyrat davranan biriydim. Ne olduysa sonradan oldu. İnsanımız, arkadaşlar ve aileler genellikle bu durumun ciddiyetini anlayamıyorlar. Çoğunlukla dalga bile geçiyorlar ancak yaşamayan her gün ölüp ölüp dirilmenin ne olduğunu bilemez. Şükür benim öyle vahim durumlarım yok ancak bununla ilgili paylaşımların yapıldığı güzel forumlar da var. Oralarda biraz gezinirseniz ne denli zorlayıcı olduğunu görürsünüz bu tip rahatsızlıkların etkilerinin. Bilgi eksiklerinden biri de bunun sebebinin kız arkadaş, çevre vb... materyalistik etkenlere bağlanması. Bu rahatsızlıkları çekenlerin birçoğunun normal bir çevresi, işi, kız arkadaşı, sevgilisi var. Keza benim de var. Hatta ben eski müzisyen, yeni videografım. Sanatın da içindeyim senelerdir. Genelleme yapacaksak ben gördüklerim ve deneyimlerim vasıtasıyla diyebilirim ki; bu tip rahatsızlıklara yakalananların çoğu diğerlerine göre daha duygusal ve duyarlı insanlar oluyor. Anlatmaya çalıştığım, aşması çok basit bir durum olsaydı dünya nüfusunun yaklaşık 4'te 1'i hayatında bir veya birkaç kez panik atak geçirmez, yüzde 4'ü ise kronikleşmiş panik bozukluğa sahip olmazdı. Tüm bunların yanında önce fizyolojik sıkıntıları tespit etmek daha sonra psikolojik olarak yenmek gerek bunu. Kullananlardan gördüğüm o ki sadece ilaçla bu durum aşılmıyor çünkü. Kafada bitirebilmek gerekiyor.
 
Motive edici yorumunuz için teşekkürler, söylediklerinizin çoğunda haklısınız ancak ne yazık ki ülkemizde anksiyete, depresyon, panik bozukluk konusunda halkımızın büyük bilgi eksiği mevcut. Panik bozukluk durumu sadece evham ile ortaya çıkan bir durum değil. Büyük çoğunlukla geçmişte yaşanan birtakım travmatik olaylar, psikolojik problemler veya fizyolojik tetikleyiciler sonrasında ortaya çıkar. Nitekim ben benim durumumun midem ile direkt ilişkili olduğu yönünde çok kanıt topladım bugüne dek. Sadece kafayı takma ile oluşabilecek birşey değil bu tip rahatsızlıklar. Kaldı ki ben 4-5 sene öncesine kadar hiçbir şekilde vücudumu dinlemeyen ona çok hoyrat davranan biriydim. Ne olduysa sonradan oldu. İnsanımız, arkadaşlar ve aileler genellikle bu durumun ciddiyetini anlayamıyorlar. Çoğunlukla dalga bile geçiyorlar ancak yaşamayan her gün ölüp ölüp dirilmenin ne olduğunu bilemez. Şükür benim öyle vahim durumlarım yok ancak bununla ilgili paylaşımların yapıldığı güzel forumlar da var. Oralarda biraz gezinirseniz ne denli zorlayıcı olduğunu görürsünüz bu tip rahatsızlıkların etkilerinin. Bilgi eksiklerinden biri de bunun sebebinin kız arkadaş, çevre vb... materyalistik etkenlere bağlanması. Bu rahatsızlıkları çekenlerin birçoğunun normal bir çevresi, işi, kız arkadaşı, sevgilisi var. Keza benim de var. Hatta ben eski müzisyen, yeni videografım. Sanatın da içindeyim senelerdir. Genelleme yapacaksak ben gördüklerim ve deneyimlerim vasıtasıyla diyebilirim ki; bu tip rahatsızlıklara yakalananların çoğu diğerlerine göre daha duygusal ve duyarlı insanlar oluyor. Anlatmaya çalıştığım, aşması çok basit bir durum olsaydı dünya nüfusunun yaklaşık 4'te 1'i hayatında bir veya birkaç kez panik atak geçirmez, yüzde 4'ü ise kronikleşmiş panik bozukluğa sahip olmazdı. Tüm bunların yanında önce fizyolojik sıkıntıları tespit etmek daha sonra psikolojik olarak yenmek gerek bunu. Kullananlardan gördüğüm o ki sadece ilaçla bu durum aşılmıyor çünkü. Kafada bitirebilmek gerekiyor.
Üniversitede bununla ilgili seminerlere katılmıştım ve kişisel düşüncem;
Dediğiniz gibi a tipi ve b tipi kişilik durumlarınında etkisi var ve bunun oluşmasında travmatik olaylar yani tetikleyici dediğiniz hususa katılıyorum fakat bu herkeste aynı şekilde başlamıyor.
panik bozukluk veya panik atak dediğimiz sorunun başlangıcı bireyler arasında değişkenlik gösterir bu bağlamda kimisi geleceğini etkileyecek bir sınava aylarca çalışmaktan kimisi uzun zaman yalnız kalıp hayatı paylaşabileceği birinin olmamasından kimisi başına gelen bir kaza veya olaydan ne bileyim bir yakınını kaybetmesinden bir diğeri çevresel olayları fazlaca düşünüp kafayı takmasının etkisiyle uzun süreli depresyona girerek panik bozukluk denen duruma yakalanır zaten araştırdıysanız bu bir hastalık değil bozukluktur, bunca şeyin üst üste gelmesinin sonucu bireydeki savaş veya kaç mekanizmasının devreye girmesidir ve bu sorunu yaşayanlar etkilerin neler olduğunu bilmediği için bunu hastalık olarak tanımlar sonraki süreçteyse vücudun göstermiş olduğu her belirtiyi panik atak durumuyla ilişkilendirir ki asıl sorunda bundan sonra başlar.
İşin özeti üstad hasta değilsin sadece vücudunu fazlaca dinliyorsun.
 
Cok bilgilendirici olmus,
Gecmis olsun, xcalamity'in dedigi gibi bu cagin hastaligi, en buyuk sebebi de stress, malesef stres kolay kontrol edilebilen birsey degil, her ne kadar siz stres yasamadiginizi sansaniz da gunluk yasam, icinde bulundugunuz ortam, bir sekilde bilinc altiniza yerlesiyor, ya da kimseyle paylasamadiginiz bazi problemler, hatta kendinize bile itiraf edemediginiz sikintilar hep birer sebep...

Benim tavsiyem su olacaktir
1. Mumkunse sadece sizi mutlu eden seyleri yapin, mutlu eden insanlarla takilin
2. Bol bol gulun, bu bir sinema olur, komik arkadaslarinizla olur vs vs..
3. Sizi uzen, stres yapan seylerden uzak durun, bu politika olur, is arkadasiniz olur vss.. onlardan kacinmaya calisin
4. Her ne derdiniz varsa bunun dunyanin sonu olmadigini hep kendinize hatirlatin, sonunda ölum yok sonucta, koy gotune gitsin deyip gecistirin..



Sent from my Nexus 9 using Tapatalk
Aslında bunu hayat felsefesi yapmamız gerek diye düşünüyorum. Bir kişide hastalık olsun olmasın bence sizin söylediklerini uygulaması lazım. Düşündüğümüzde sağlık en değerli hazinedir. Gerçekten de dünyanın en zengini de olsanız başa çıkamayacağınız hastalığın sayısı haddinden fazladır. Vücudumuzu, sağlımığızı sevmeliyiz.
 
Güncelleme:

Arkadaşlar belki merak edip faydalanmak isteyenler olur diye bir güncelleme yapıyorum; birkaç gündür bir problem yaşamıyordum ancak bugün sporda 15 dakika hızlı tempo yürüyüş üzerine 15 dakika yavaş tempo koşu (8-9 km\s) ile kalp atışlarımı 160' a kadar çıkardım. Kalbimi gözlemleyerek bir nevi kendi efor testimi yaptım. Bu sürede hiçbir problem, sıkıntı yaşamadım, ta ki kademe kademe hızı düşürüene dek. Bahsettiğim 1 saniyelik sıkışma yine oldu ve aralıklarla bir iki kez daha devam etti. Bu sırada bir yandan da elimle kalbimi dinliyordum ve farkettim ki bu sıkışma hissi olduğu sırada kalbim normal düzeninde atmakta iken 1 saniye kadar gecikiyor ve sonra hızlı hızlı atmadığı süreyi tamamlıyor. Yani Ventriküler ekstrasistol denilen kalp ekstra atımı sanırım benim problemim. Ve genelde ya efor sonrası dinlenmeye geçerken ya da ani heyecan vs gibi kalp atışlarımın hızlanıp yavaşladığı sıralarda oluyor bu. Muhtemelen kendi içinde elektriksel bir anlaşmazlık yaşıyor. :) Problemimle ilgili daha bilgili olarak iyi bir kardiyologa görünmem gerek artık bu noktada.
kardeş, bir çözüm ve ilerleme kat ettiysen beni de aydınlat. 5-6 aydır aynı dertten muzdaribim. 10 yıldır ağırlık çalışıyorum. ekstrasistol ızdırabımı/ hikayemi dinlemek istersen de yazarım.[DOUBLEPOST=1590528019][/DOUBLEPOST]
Öncelikle geçmiş olsun. Bahsettiğiniz sıkıntı hakkında biraz bilgilerim var. Yakın arkadaşım da vardı. Bazen ciddileşebiliyor bazen ise unutulabiliyor.Katater ablasyon tedavisi ile halledilebiliyor.Bu sorunun benzeride bende var ama bende ki tekleme tarzında o an bir adet ek atım yapıyordu. Özellikle dinlenme sırasında. Kardiyologa gittğimde Mitral kapak gömülmesi olduğunu çok önemli birşey olmayıp sadece böyle rahatsız ettğini söyledi.Ben buna pek inanmadım çünkü 19 yaşıma kadar niye olmadı diye bu işin peşine düştüm aylarca tabiri caizse çile çektim. Kendi kendime büyüttüm.Teklemelerim inanılmaz arttı.En sonunda bir pskologa göründüm ve tedaviye başladı.O günden bu güne şükürler olsun hiçbir şey yok.Yani demek istediğim bu ek atımların birçok sebebi olabiliyor.Kapak hastaklarından tut en basiti demir eksikliğine kadar :) size tavsiyem her yönüyle bu soruna çözüm aramanız.Kesinlikle ciddi birşey değildir kendi içinizde büyüttüğünüz sürece daha da artmaktadır.Tekrardan geçmiş olsun Sağlıklı günler :)
psikolog nasıl çözdü, aydınlatırsan. çünkü bende de 5-6 aydır başladı. depresyona sürükleyip aylarca uyku uyutmadı bu ekstra illeti. 40 yaşıma girdim yeni. doktorlardan bir teşhis gelmedi şu ana kadar. takıntılı, özentili, mükemmeliyetçi, çabuk parlayan öfkeli bir yapım var..bunlar mı şimdi sebebi ve nasıl emin olabilirim. 20 yıldır spor, 10 yıldır da halterle uğraşıyorum düzenli şeklide[DOUBLEPOST=1590528264][/DOUBLEPOST]
Teşekkürler, olacak bir şekilde. 2014'ten sonra salon hayatım bitti aslında. Ara ara evde dumbell mekik şınav kürleri yaptım her kas grubum için ancak çok büyük ağırlıklarla değil elbette. Tempolu ve inişli çıkışlı yürüyüşlere ise bir dönem ara versem de hala devam ediyorum. Hemen her gün yürüyorum. Yani aslında salmış değilim kendimi. Fitliğimi biraz korudum ama İbo'nun yalnızım dostalarım parçasındaki "o eski halimden eser yok şimdi" sözlerini mırıldansam sırıtmayacak kıvamdayım aynı zamanda :)
sporu ekstrasistol yüzünden mi bıraktın. doktor tavsiyesi mi. bende sporda daha çok oluyor ve çok endişelendiriyor beni. ne yapacam anlamadım[DOUBLEPOST=1590528724][/DOUBLEPOST]
Motive edici yorumunuz için teşekkürler, söylediklerinizin çoğunda haklısınız ancak ne yazık ki ülkemizde anksiyete, depresyon, panik bozukluk konusunda halkımızın büyük bilgi eksiği mevcut. Panik bozukluk durumu sadece evham ile ortaya çıkan bir durum değil. Büyük çoğunlukla geçmişte yaşanan birtakım travmatik olaylar, psikolojik problemler veya fizyolojik tetikleyiciler sonrasında ortaya çıkar. Nitekim ben benim durumumun midem ile direkt ilişkili olduğu yönünde çok kanıt topladım bugüne dek. Sadece kafayı takma ile oluşabilecek birşey değil bu tip rahatsızlıklar. Kaldı ki ben 4-5 sene öncesine kadar hiçbir şekilde vücudumu dinlemeyen ona çok hoyrat davranan biriydim. Ne olduysa sonradan oldu. İnsanımız, arkadaşlar ve aileler genellikle bu durumun ciddiyetini anlayamıyorlar. Çoğunlukla dalga bile geçiyorlar ancak yaşamayan her gün ölüp ölüp dirilmenin ne olduğunu bilemez. Şükür benim öyle vahim durumlarım yok ancak bununla ilgili paylaşımların yapıldığı güzel forumlar da var. Oralarda biraz gezinirseniz ne denli zorlayıcı olduğunu görürsünüz bu tip rahatsızlıkların etkilerinin. Bilgi eksiklerinden biri de bunun sebebinin kız arkadaş, çevre vb... materyalistik etkenlere bağlanması. Bu rahatsızlıkları çekenlerin birçoğunun normal bir çevresi, işi, kız arkadaşı, sevgilisi var. Keza benim de var. Hatta ben eski müzisyen, yeni videografım. Sanatın da içindeyim senelerdir. Genelleme yapacaksak ben gördüklerim ve deneyimlerim vasıtasıyla diyebilirim ki; bu tip rahatsızlıklara yakalananların çoğu diğerlerine göre daha duygusal ve duyarlı insanlar oluyor. Anlatmaya çalıştığım, aşması çok basit bir durum olsaydı dünya nüfusunun yaklaşık 4'te 1'i hayatında bir veya birkaç kez panik atak geçirmez, yüzde 4'ü ise kronikleşmiş panik bozukluğa sahip olmazdı. Tüm bunların yanında önce fizyolojik sıkıntıları tespit etmek daha sonra psikolojik olarak yenmek gerek bunu. Kullananlardan gördüğüm o ki sadece ilaçla bu durum aşılmıyor çünkü. Kafada bitirebilmek gerekiyor.
ben de çabuk parlayan, öfkeli bir o kadar da duygusal biriyim. ekstrasistol ile 40a ayak bastığım bu aydan 6 ay önce tanıştım. o günden beridir, bugün hiç olmadı, yuppi, bu gün çok oldu öldüm bittim, kurtulamayacağım yapıyorum. hatta çözüme yardımcı olur diye gün gün takvimini tutmaya başladım. ilk başladığında öyle bir depresyona girdim ki bir iki ay anca uyku ilaçlarıyla uyudum. yatak korkusu oluştu. yatakta panikler, nefes sıkışmaları yaşadım. şükür bunlar geçti ve uyku düzeldi ama gittiğim doktorlar fiziksel bir şey koymadılar ortaya. azalmıştı bayağı, şu karantinada bu defa zirve yaparak geri döndü. şaşkın ve muzdaribim
 
Son düzenleme:
Back
Yukarı