Düşük yağlı süt çeşitlerinin elde edilmesi esnasında uzmanlar karışım ürünü olarak protein oranı yüksek toz sütleri kullanmaktadırlar. Yüksek ısı ve basınç işlemleri ile elde edilen bu toz sütlerin içerisindeki doğal kolesterôl büyük oranda oksidasyona uğrar. Hayvansal gıdalarda bulunan doğal kolesterôl sanıldığı kadar kalp düşmanı değildir ve özellikle yetişme çağındaki çocuklar için çok gereklidir. Ancak bu kolesterôl modern işlemler esnasında okside olur ve sürekli bu şekilde tüketilir ise zamanla atar damarlarda hasarlara (danar serliği) ve tıkanıklıklara yol açabilir.
Birçok hekim ve diyetisyen kalp hastalığından korunmak için süt gibi doymuş ve kolesterolden fakir yağların tüketilmesini önermektedir. Yapılan araştırmalar ise tam tersini göstermektedir. Geleneksel diyetlerinde yüksek oranda (%60-80) yağ bulunan Aborijinler (Avusturalya), Eskimolar (Kanada), Hazdalar (Tanzanya), !Kunglar (Botswana), Pigmeler (Zaire) ve Yanomamoların (Brezilya) kan kolesterol düzeyleri çok daha az doymuş yağ tüketen (%35-40) Amerikalılardan (USA) çok daha düşüktür.
Diyetlerinde yüksek yağ bulunan topluluklarda ortalama kan kolesterol düzeyleri
Ülkemizde birçok sülalede fazla miktarda tereyağ, tam yağlı yoğurt yemelerine rağmen 90’lı yüzlü yaşları geçen bireyler vardır. Birçok hekim bu durumu genetik ile açıklamak istese de aynı kişilerin torunları şehirde erken yaşta enfarktüs geçirmeleri genetik faktörün sanıldığı kadar önemli olmadığını düşündürmektedir.
Afrikalı Samburular (Kenya) günde 6-7 litre tam yağlı çiğ süt ve yarım kilo kadar et tüketirler. Yani ortalama Bir Amerikan vatandaşının tükettiği kolesterolün 2 katından fazlasını tüketmesine rağmen, kan kolesterol düzeyleri (170 mg/dL) Amerikalılara göre (240 mg/dL) son derece düşüktür. Samburularda koroner kalp hastalığına rastlanmamıştır.
Kırsal kesimde yaşayan Kenyalı Masailer günde 2 litre çiğ süt, 1-2 kilo kadar et yerler. Buna rağmen ortalama kan kolesterol düzeyi dünya ortalamasından düşüktür ve koroner kalp hastalığından ölme riski sıfıra yakındır. Fakat şehre indiklerinde çok daha az kolesterollü gıda tüketmelerine karşın kan kolesterol düzeyleri kabiledeki akrabalarından daha yüksek olmakta ve daha fazla kalp krizi geçirmektedirler.
Bir başka örnek daha.. Somali’de sadece sütle beslenen kabilelerde hemen hiç koroner kalp hastalığı görülmemektedir.
Düşük yağlı sütlerin bir diğer sakıncası da A, D, E ve K vitamini gibi yağda eriyen vitaminlerin emilmemesi nedeni ile kandaki seviyelerinin azalmasıdır. Bunun dışında likopen gibi çok sayıda antioksidan madde de bağırsaktan emilebilmeleri için ortamda yağa ihtiyaç gösterirler.
Anne sütündeki enerjinin yarısından fazlasının yağdan alındığı düşünülürse yağın canlı yavruların büyümesinde ne kadar büyük bir öneminin olduğu anlaşır. Bu nedenle Amerikan Pediatri Akademisi 2 yaştan önce yağ kısıtlaması yapılmamasını söylemektedir. Bize göre 2 yaşın üzerinde yağ kısıtlaması yapılması da son derece sakıncalıdır.