Osmanlida Spor

gaddarkemal, hiç boş durmuyorsun, pes doğrusu!
Verdiğin bilgileri büyük bir ilgiyle okuyup, hafızama kaydettim. Teşekkür ve tebrik ederim.
Ben padişahların pek spor yönünü bilmez ve bu başlıktaki yazıları okuyana kadar da bu konuda cahil biriydim. Beni tarihte etkileyen bir çok olay var. Ben her zaman Türk olmaktan ve zamanında Göktürk, Hun, uygur, kırgız, selçuklu, osmanlı'nın devamı olan bir ülkede yaşamaktan büyük mutluluk duyar ve alelade bu gururlu halimi herkesle paylaşırım. Özellikle beni üzen olaylardan bir tanesi de Sürgündeki Veliaht Cem Sultan'dır. Direkt ölen ya da aktledilen şehzade Cem Sultan'a göre çok bahtlıdır. Eceliyle Mısır'da Avrupa sürgün olan ve böyle zeki, akıllı ve tam bir Türk olan Cem Sultan'ın böyle bir hayat sürmesi beni hep etkilemiş ve etkileycektir.
 
Teşekkürler salvadore,
İstanbula dönünce bu başlığı yeni bilgilerle, internet aleminde olmayan kaynaklardan aldığım bilgilerle sürdüreceğim inşallah. Onun da müjdesini vereyim : )
 
ya sultan abdülaziz kendi atını ayakları arasında sıkıştırıp barfiks çekebiliyor die duymuştum ama doğruluk payı varmıdır ? Ayrıca bi bilgide ben eklemek isterim Kel aliço die tabir edilen ünlü türk güreşçisi de abdülaziz han ile 2 gün güreşmiş ancak yenişememiştir..... (bkz.wikipedia kel aliço)
 
bende şöyle bir şey duymuştum sultan abülazizin ağırlık çaılıştığını. hatta öldürüldüğünde 2 tane pehlivan sarayın alt kısmına sultan abdülazizi götürüp öldürmüşler ve zaten şu anda intihar süsü veriliyor.
sultan 4.murat ise dedesi yavuz sultan selim hanı örnek almış hep onun gibi yavuz, güçlü birisi olmak istemiş ve tek bir kılıç darbesiyle büyük bir ineği ortadan ikiye bölermiş. ve ozamanın en sağlam derilerinden (bir hayvan derisiydi hayvanın ismini hatırlamıorum) o deriye ok atıp delen okçu yokmuş ve sadece osmanlıda değil ozamanki bütün devletlerde bölemiş sultan 4.murad böle bişey olduğunu duyunca o deriden derhal 2 tane üst üste konulmasını istemiş. yayı bütün kuvvetiyle gerdikten sonra oku fırlatmış ve üstüste 2 tane olan deiriyi ok delip geçmiş

bir belgesel kanalında izlemiştim. şu eski silahlarla ilgili olarak. oku gerebilmek için devasa kollarınız olması gerekiyor diyordu
 
ya sultan abdülaziz kendi atını ayakları arasında sıkıştırıp barfiks çekebiliyor die duymuştum ama doğruluk payı varmıdır ? Ayrıca bi bilgide ben eklemek isterim Kel aliço die tabir edilen ünlü türk güreşçisi de abdülaziz han ile 2 gün güreşmiş ancak yenişememiştir..... (bkz.wikipedia kel aliço)
bence bu bıraz abartı olmus gıbıme geldı cunku bır atın aıgırlı dusunulunce ımkansız gıbı gelıyor

bir belgesel kanalında izlemiştim. şu eski silahlarla ilgili olarak. oku gerebilmek için devasa kollarınız olması gerekiyor diyordu
devasa kollarının olması gerekmez ama cok guclu kollara sahıp olmamız gerekır oku ıyı atabılmek ıcın
 
osmanlı sipahileriyle ilgili bir belgesel paylaşmak istiyorum sipahilerin 70 kg lık çekme gücünün olduğu fln anlatıyor

[YOUTUBE]https://www.youtube.com/watch?v=9xqx6QYyWEE[/YOUTUBE]
 
Son düzenleme:
osmanlı sipahileriyle ilgili bir belgesel paylaşmak istiyorum sipahilerin 70 kg lık çekme gücünün olduğu fln anlatıyor

[YOUTUBE]9xqx6QYyWEE[/YOUTUBE]
çok saol paylaşım için. bunu normal bile yapmak için kuvvetli olmak olmak grekirken, terstende mi atabiliyorlar yoksa ben yalnış mı gördüm.

şimdi bu 70 kglik çekme gücü bugünün kaç kilo olan adamına denk gelio. her halde savaş sırasında sürekli yapabilecekleri kuvvettir ki bu; kendilerini çok zorlamak isteseler ne kadar çekecekler
 
genç osmanın katliyle ilgili bişe duyuştum 4-5 tane teçizatlı asker zindanda öldürmek istemiş genç osman çok kuvvetli babayiğit biri olduğu için 2 tane fln öldürmüş ancak dierlerine dayamayıp ölmüş bu bilgi hakkında bilginiz vamrı??
 
Yükselme dönemindeki padişahların istisnasız hepsinin spor yaptığı tarihi kayıtlarda mevcut, o dönemin tarihçileri bunları yazmışlardır. Ancak bazı padişahlar hanedandaki spor geleneğinden daha öte bir ilgi duydukları zaman onlar sporcu olarak bilinmiştir.

Bütün padişahların spor yaptığı delillerle mevcut değil, ancak bir spor geleneği göz önüne alındığında hepsinin spor yaptığı iddia edilebilir.

Yükselme dönemindeki bütün Osmanlı Padişahları aktif olarak "Ok atıcılığı" yapmıştır. Birçoğu da Avcılıkta hüner sahibiydi. Ancak duraklama ve gerileme dönemine baktığımızda serhat illerine gönderilmeyen ve sarayda kapalı, durgun bir hayat yaşayan şehzadelerin hepsinin sporla uğraştığını kanıtlayamayız. Zira IV: Murat'ta sarayda yetişmesine rağmen sporla fazlasıyla ilgilenen babayiğit bir padişahtı. Ancak yine sarayda yetişmiş olan Sultan Abdülmecit'in spor yaptığına kaynaklarda rastlamadım nitekim kendisi de veremden vefat etmiştir.

Padişahlar özellikle yükselme döneminde daha şehzadeyken sporla haşır neşir olurlardı. Özel doktorları ve antrenörleri de sağlık için salık verirlerdi. O dönemde de sporun dolaşım sistemine ve diğer beden işleyişlerine faydalı olduğu biliniyordu.

O dönemlerde iyi kötü sporcu olan bu padişahlar sayesinde yükselme döneminin padişahları ordularının önünde bizzat hücum komutu verebilmişlerdir.

""....bide beyazıtın çok güçlü ve savaş becerisinin iyi olduğunu duydum gerçi onunda hazin bir sonu var""....

Sanırım burada Yıldırım Bayezid'i (Beyazıt, Beyazıd, Bayezit, Bayezıd) yani 1. Bayezid'i kastetmişsin çünkü onun yiğitlikleri bir çok kaynakda anlatılır. Padişahın "geniş omuzlu" olduğu yazılı. Yine savaşlarda buraya dikkat edin, askerlerinin "önünde" savaştığı ve onu korumakla yükümlü askerlerin ona yetişmekte zorlandığı biliniyor. O siyaset ve yönetimde usta olduğu kadar askerlikte de korkusuz ve ustaydı. Zaten o dönemlerde askerlerinin önünde savaşan komutan-padişahlar olmasa büyük zaferler kazanılamazdı. Düşünün ki bir savaşta en önde bizzat padişah savaşıyor, askerlerin korkaklık gösterebilmesi ihtimali var mıdır böyle bir savaşta?

Sultan Yıldırım Bayezid Ankara Savaşında Timur'a yenilerek esir düştü. Bu savaş da aslında onun "yiğitliğinin ve sportmenliğinin" bir ifadesidir bana göre zira o Timurla savaşmak için gerçekten bir yıldırım hızıyla Çucuk Ovasına geldi. Burada Timur'un ordusunu dağınık hazırlıksız ve korumasız olarak karşısında buldu. Atlar serbestçe otluyor askerle silahsız bulunuyordu. Yanındaki paşalar ve vezirler hatta oğulları padişaha hemen saldırılmasını teklif etmişler ancak o aslında çok büyük bir hata olan şu yiğitçe sözleri söyleyerek deyim yerindeyse delikanlılığını tarih sayfasına damgalamıştır ; " BIRAKIN TATAR ORDUSU TOPLANSIZ, ADET ÜZRE SAVAŞALIM "

Nitekim döneminin en disiplinli ve en iyi ordularından biri olan Timur'un ordusu toparlanınca (savaş başlangıcında Timur'n ordusu sayıca üstündü) savaş başladı. Karşılarındaki sayıca üstün ve yıkıcılığı ile bilinen ordunun toparlanmasını gören başta Menteşeoğulları, Saruhanoğulları ve Germiyanoğulları gibi Anadolu beyliklerinin beyleri ve kuvvetleri İHANET ederek Timur'un tarafına geçtiler. bu olaydan sonra vezirler tedbir oalrak büyük oğul Emir Süleyman'ı başına bir iş gelmemesi ve olası bir durumda tahta çıkması için kaçırdılar. Bunu gören Mehmet Çelebi ve Mustafa Çelebi de taht için savaş alanını bırakarak geriye döndüler. Osmanlı Ordusunda bulunan Kara Tatar birlikleri de ihanet ettiler ve Timur'un saflarına geçtiler. Artık yenilgi kaçınılmazdı.

Bayezid çevresinde kalan 10.000 kişilik kuvvetle saldırmış ve gerçekten Timur'un ordusuna beklenmeyen büyük zararlar vermişti. Bu durumdayken yanındaki paşalar ona çımamasını ve akşama kadar dayandıktan sonra geri çekilerek canını ve tahtını kurtarmasını teklif ettiler. O ise bunu da kabul etmedi ve ileri çıkarak bizzat savaştı ve esir düştü. Oğlu Musa Çelebi ile birlikte esir düştü.... En sadık oğlu da oymuş anlaşılan....

Bu mert Padişah Timur tarafından adeta esirliği hissettirilmeden esir tutuluyordu. Timur ona büyük bir hürmet ve saygı gösteriyordu. Gerçek budur yoksa 1838 yılında bir ecnebinin resmettiği gibi ona dik dik bakabilecek herhangi bir muhafız olduğunu hiç sanmıyorum bakınız.

Ancak yiğit padişah elbette uğradığı onca ihanetten sonra Timur'un kendisine karşı iyi davranışlarıyla teselli bulamadı ve hastalandı. Onun hastalığı üzerine serbest bırakılarak geri gönderilmek istenmiş ancak esirliğinin 8. ayında 1403 yılında bu yiğit padişah kafesteki bir aslan gibi Hakk'a yürümüştür.

Ölümünden yıllar sonra tahta çıkan Sultan II.Mehmet (Fatih) tahta vçıkacak oğluna babasının dedesi olan Bayezid ismini vermiştir. Fatih'te alınacak örnekleri Yıldırım'da gördüğünden oğluna bu ismi vermişti.

çok saol paylaşım için. bunu normal bile yapmak için kuvvetli olmak olmak grekirken, terstende mi atabiliyorlar yoksa ben yalnış mı gördüm.

şimdi bu 70 kglik çekme gücü bugünün kaç kilo olan adamına denk gelio. her halde savaş sırasında sürekli yapabilecekleri kuvvettir ki bu; kendilerini çok zorlamak isteseler ne kadar çekecekler

ok tersde atilmiyor daha hizli ve etkili atis yapabilmek icin okun uc kisimlari disa dogru kivrilmistir. dusununce cok mantikli geliyor.

gaddarkemale tesekkurlerimi borc bilirim cok harika nefis okurken doyamadim ve kolay kolay aranipda bulunamayacak bilgiler.
 
Back
Yukarı