Saircon,
Aydınlatmaların oldukça yararlı oluyor ve makbule geçiyor...teşekkürler şimdiden...bu tür yazışmalar eminim herkes için yararlı oluyordur...
1) Kastettiğin mantığı anlıyorum ancak ben diğer sporlarda kortisolün katabolik etkisi olmadığını ifade etmedim, sadece kortisolün bu etkisinin vücut geliştirmede daha baskın olacağını ifade ettim...bir vücutçunun örneğin 150 kg ağırlığı 8 kere kaldırması ile quadricepslerde oluşan şiddet submaximal midir? kimi zaman bu ağırlık miktarı 8 tekrarı değil 6 tekrarı dahi zor yaptırmakta iken, bu şiddet maximal olarak görülemez mi? genel mantık olarak bakarsak,maratoncu ya da basketbolcu ilgili o anlarda bundan da mı fazla şiddet uyguluyor quadricepslere? belki marantoncunun son 50 m.sine bakıldığında, yaklaşık 2-3 saattir(ya da ne kadar ise) zaten koşmakta olduğuna,ya da basketbolcunun toplamda yaklaşık 1-2 saati bulan maç boyu hareket ettiğine dayanılabilir ancak sonuçta bu uzun süreler, bu sporcularda da maximal şiddeti oluşturmak için uygulanacak gücü azaltmıyor mu?
2) karıştırma değil ama yabancı dilden dolayı Türkçeye çevirmemde "neo" harflerini koymamam kaynaklı bir eksiklik olmuş, haklısın...kastım glikoneojenesis idi,yani artan kortisoldan dolayı oluşan katabolizm...bu konuda bugüne dek okuduğum tüm kaynaklarda, belirttiğin üstüste uzun ve şiddetli antremanların yanısıra, vücut geliştirme türü anaerobik egsersizler sonrası oluşan kortisolün katabolik etkilerinden ve bundan kaçınma yollarından bahsediliyor...bunu önlemek için, antreman sonrası alınması gereken protein ve basit karb karışımları anlatılıyor..."the window of opportunity" adı verilen ve glikoneogenesisten kaçınmak için önemli olan sürenin üstünde duruluyor....bunları iddia edenler kişiler alanlarında uzman kişiler olduğu gibi, dayanak noktaları da vücut geliştirme sporunun,özellikle diğer aerobik sporlara göre bazı farklı yönleri bulunduğu...kabataslak ifade ile "artan kas kütlesi ve vücudun aslında bunu fuzuli görerek bulduğu her fırsatta da kaslardan yemeye çalışması" mantığı...
3) bu hususlara katılıyorum,bu ("HIIT vs regular training") ,özellikle de kardiyo konusunda halen çekişmeli bir arena...fakat yağ yakımındaki zorluğu bir tek buna bağlamak yeterli midir...glikoneojenesis (sen her ne kadar nadir bir durum olarak görsen de) hiç etken değil midir...
saygılar,
ICU
Aydınlatmaların oldukça yararlı oluyor ve makbule geçiyor...teşekkürler şimdiden...bu tür yazışmalar eminim herkes için yararlı oluyordur...
1) Kastettiğin mantığı anlıyorum ancak ben diğer sporlarda kortisolün katabolik etkisi olmadığını ifade etmedim, sadece kortisolün bu etkisinin vücut geliştirmede daha baskın olacağını ifade ettim...bir vücutçunun örneğin 150 kg ağırlığı 8 kere kaldırması ile quadricepslerde oluşan şiddet submaximal midir? kimi zaman bu ağırlık miktarı 8 tekrarı değil 6 tekrarı dahi zor yaptırmakta iken, bu şiddet maximal olarak görülemez mi? genel mantık olarak bakarsak,maratoncu ya da basketbolcu ilgili o anlarda bundan da mı fazla şiddet uyguluyor quadricepslere? belki marantoncunun son 50 m.sine bakıldığında, yaklaşık 2-3 saattir(ya da ne kadar ise) zaten koşmakta olduğuna,ya da basketbolcunun toplamda yaklaşık 1-2 saati bulan maç boyu hareket ettiğine dayanılabilir ancak sonuçta bu uzun süreler, bu sporcularda da maximal şiddeti oluşturmak için uygulanacak gücü azaltmıyor mu?
2) karıştırma değil ama yabancı dilden dolayı Türkçeye çevirmemde "neo" harflerini koymamam kaynaklı bir eksiklik olmuş, haklısın...kastım glikoneojenesis idi,yani artan kortisoldan dolayı oluşan katabolizm...bu konuda bugüne dek okuduğum tüm kaynaklarda, belirttiğin üstüste uzun ve şiddetli antremanların yanısıra, vücut geliştirme türü anaerobik egsersizler sonrası oluşan kortisolün katabolik etkilerinden ve bundan kaçınma yollarından bahsediliyor...bunu önlemek için, antreman sonrası alınması gereken protein ve basit karb karışımları anlatılıyor..."the window of opportunity" adı verilen ve glikoneogenesisten kaçınmak için önemli olan sürenin üstünde duruluyor....bunları iddia edenler kişiler alanlarında uzman kişiler olduğu gibi, dayanak noktaları da vücut geliştirme sporunun,özellikle diğer aerobik sporlara göre bazı farklı yönleri bulunduğu...kabataslak ifade ile "artan kas kütlesi ve vücudun aslında bunu fuzuli görerek bulduğu her fırsatta da kaslardan yemeye çalışması" mantığı...
3) bu hususlara katılıyorum,bu ("HIIT vs regular training") ,özellikle de kardiyo konusunda halen çekişmeli bir arena...fakat yağ yakımındaki zorluğu bir tek buna bağlamak yeterli midir...glikoneojenesis (sen her ne kadar nadir bir durum olarak görsen de) hiç etken değil midir...
saygılar,
ICU