Düşündüren Özlü Hikâyeler ve Özlü Sözler

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan sthammer
  • Başlangıç Tarihi Başlangıç Tarihi
Dünle beraber gitti düne ait ne varsa, bugün yeni şeyler söylemek gerek. (Mevlana)
 
Çünkü insan bir kerede ölmeyecek kadar güçlüydü. Bu yüzden Tanrı, küçük ölümler yarattı. Hayal kırıklığı gibi, aşk gibi..
 
Ağaca Bağırmak

Solomon adalarında yaşayan yerlilerin ilginç bir ağaç kesme yöntemi olduğunu biliyor muydunuz? Elektronik testere gibi teknolojik nimetlerden mahrum olan yerliler, baltayla kesemeyecekleri kadar kalın bir ağacı üfleyerek deviriyorlarmış..Evet, yanlış duymadınız, üf-le-ye-rek.. Baltayla deviremeyeceklerini düşündükleri ağacın karşısına hep birlikte dizilip bir ağızdan ağaca kötü sözler fısıldıyorlarmış. Bunu yaparken her bir ağacın içinde bir ruh taşıdığına inanıyorlarmış. Kötü fısıltıların bu ruhu güçlendirip ağacı terk etmesini bekliyorlarmış. Ve haklı da çıkıyorlarmış. Bir süre sonra ağaç kurumaya yüz tutuyor, ardından da devriliyormuş..İnanamayabilirsiniz.. Ancak Solomon adası yerlilerinin ağacın içinde farz ettiği ruhun insanlarda da olduğuna bir inanabilsek.. Ve onları baltadan çok, kötü sözlerin devireceğini..Söz baltadan daha yaralayıcı olmalı..
 
Dönüp geriye bakma.. Unutma ki pişmanlıkta bir duygudur ve duygular yaptırım uygulamaz..
 
Rüzgarın yönünü değiştiremiyorsan eğer; yelkenini rüzgara doğru çevir. Dünya senin karşılaştığın fırtınalarla değil; gemiyi limana yanaştırıp yanaştıramadığınla ilgilenir..
 
Bir insanda olmaya edep ,
Ne eylesin onu medrese ile mektep ,
Okusa alim dahi olsa ...
Yine merkep , yine merkep ...
Mehmet Akif Ersoy.
Günümüz nesli bu yazıyı çerçeveletip duvara asmalı.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
zenginlik gurbeti vatan,fakirlik vatanı gurbet yaparmış
öğrenmenin sonsuz olduğu dünyamızda üstad kelimesine inanmam
ne kadar değil nasıl yaşadığımız önemlidir
cahille tartışmaktansa alime taş taşımak daha iyidir
birde benim sözüm bodyci adamın fitnessçı kız arkadaşı olur :)
 
dr yanlış anlaşılmasın benim sevdiğim sözdür diye paylaştım ben bu konuda biraz genişim kolay sinirlenmemde ama gerçekten sinirlenirsem kayra beyin dediği gibi ölümcül silaha dönüşüyorum:) ortamı yumuşatalım
el barı ile bench press yapılmazmış
hardroce bodybuilding yapmak için bicepsiniz tricepsinize denk gelmesi gerekir
eceli gelen bodyci aşırı derece dnp kullanırmış
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Sen vurursun üstüne dikiş atarlar, ben vururum üstüne toprak atarlar..

Ölümcül silaha dönüşüyorum diyince iyi gitti üstüne bu atarlı söz @Balboa7 :)
 
Dünya üzerinde yaşamak için mükemmellik önkoşul değildir. Yaşadığımız sürece hatalar yapmaya ve onlardan ders almaya devam edeceğiz. Hepimiz hayatımızı mahvettik fakat hiçbir şey, devre arasındaki skor kadar önemsiz değildir. Başarısızlıklarımızı kabul etmek, zaferlerin en büyüğü olabilir.
 
Belli oranda zorluk büyük bir yardımcıdır. Uçurtmalar, rüzgârla birlikte değil, rüzgâra karşı yükselir..
 
Zaman değişim getirir ve hatta şu anki görüşlerimizin birçoğunu tersine çevirebilir. Bu nedenle, kendimizi önemli meselelerin yargıcı olarak görmekten çekinmeliyiz..
(Platon)
 
Ağaca Bağırmak

Solomon adalarında yaşayan yerlilerin ilginç bir ağaç kesme yöntemi olduğunu biliyor muydunuz? Elektronik testere gibi teknolojik nimetlerden mahrum olan yerliler, baltayla kesemeyecekleri kadar kalın bir ağacı üfleyerek deviriyorlarmış..Evet, yanlış duymadınız, üf-le-ye-rek.. Baltayla deviremeyeceklerini düşündükleri ağacın karşısına hep birlikte dizilip bir ağızdan ağaca kötü sözler fısıldıyorlarmış. Bunu yaparken her bir ağacın içinde bir ruh taşıdığına inanıyorlarmış. Kötü fısıltıların bu ruhu güçlendirip ağacı terk etmesini bekliyorlarmış. Ve haklı da çıkıyorlarmış. Bir süre sonra ağaç kurumaya yüz tutuyor, ardından da devriliyormuş..İnanamayabilirsiniz.. Ancak Solomon adası yerlilerinin ağacın içinde farz ettiği ruhun insanlarda da olduğuna bir inanabilsek.. Ve onları baltadan çok, kötü sözlerin devireceğini..Söz baltadan daha yaralayıcı olmalı..

Taare Zameen Par diye bi hint filminde geçiyordu bu hikaye. Filmi tavsiye ederim izlemenlere.
 
Aamir Khan 50 yaşında şu anda. Adamdaki fizik olsun, tip olsun, oyunluk olsun her şey üst seviyede.
 
En büyük korkumuz yetersiz olmak değil. En büyük korkumuz akıl almaz derecede güçlü olmak. Karanlığımız değil, ışığımız korkutuyor bizi en çok. Kendimize soruyoruz; ben kimim ki parlak, muhteşem, yetenekli ve mükemmel olayım? Aslında nasıl olmazsın? Sen Tanrı’nın bir evladısın. Küçük oynaman dünyanın işine yaramıyor. Etrafındaki insanlar kendilerini güvensiz hissetmesinler diye sinmenin aydınlatıcı hiçbir tarafı yok. Hepimiz parlamalıyız, aynen çocuklar gibi. İçimizdeki görkemi sergilemek için doğduk. Bu sadece bazılarımızda değil hepimizde mevcut. Kendi ışığımızın parlamasına izin verdikçe, farkında olmadan diğer insanları da aynısını yapmaları için cesaretlendiriyoruz. Kendi korkularımızdan özgürleştikçe, varlığımız kendiliğinden diğerlerini de özgürleştiriyor.

-M.Williamson
 
Back
Yukarı