YesiLZeytin
Üye
10.000 karakter sınırı olduğu için iki ayrı mesaja böldüm konuyu. Devamı bir sonraki postta.
Bu kadar insanın diyet konusunda büyük oranda başarısız olmasının bir nedeni var. Çünkü kilo vermeyi varılacak bir hedef, diyeti de bunun aracı gibi düşünüyorlar. Bu düşünce tarzıyla hareket edince de, diyet başarılı olsa bile sonrasında eski düzene dönmeleriyle birlikte kilolar da geri geliyor. Tabi bu başarılı olanlar için, bir de hiç başarılı olamayanlar var -büyük çoğunluk-, onlardan bahsetmiyorum bile.
Kilo vermeye varılacak bir hedef gibi baktığımız sürece, kaçınılmaz olarak eski düzene geri dönüyoruz. Çünkü bu düşünce tarzı bilinçaltımıza, hedefe ulaşana kadar dişimizi sıkalım sonrasında nasıl olsa cipse, kolaya, tatlıya, hamur işlerine geri döneceğiz mesajı vermektedir. Hal böyle olunca da diyeti tamamlayabilsek bile eski kiloların geri dönmesi kaçınılmaz oluyor.
Peki ne yapmalıyız bu durumda? Kilolarımızı kabul edip böylece yaşamalı mıyız? Kesinlikle hayır. Geçmişte ne gibi diyet başarısızlıkları yaşamış olursanız olun kesinlikle bu durumu kabullenmeyin. Çünkü yapmanız gereken diyet değil, alışkanlıklarınızı değiştirmek.
Gaza gelip birden diyete ve spora başlamak size kalıcı değişiklikler getirmeyecektir. Çünkü gaz çok uzun süre sizinle birlikte olmaz. Gaz ve motivasyon yükselen ve düşen bir şeydir. Yükseldiği zaman bütün gücünüzle diyete ve spora sarılırsanız, düştüğünde de eski düzene geri dönersiniz. Lakin alışkanlıklarımızı değiştirdiğimizde motivasyona ve gaza ihtiyacımız olmayacak.
Peki alışkanlıklarımızı nasıl değiştirmeliyiz? Alışkanlık öyle hadi değiştirelim diyince değişecek bir şey değildir. Yavaş yavaş, zamana yayılmış ve istikrarlı bir şekilde hareket etmeliyiz.
Mesela diyelim ki kilo vermek istiyorsunuz. Sağlıklı bir kiloya ulaşmak için, sağlıklı beslenme ve spor yapmamız gerek. Bunu hemen herkes bilir. Ancak bu noktada büyük bir çoğunluğumuzu başarısızlığa sürükleyen bir hata yapıyoruz. Diyete ve spora aynı anda başlayıp, zayıflamak uğruna elimizden gelen ne varsa hepsini aynı anda yapmaya çalışıyoruz. Bu yaklaşım bizi başarısızlığa sürükleyen en büyük nedendir.
Bunun yerine küçük ve aşama aşama gitmek zorundayız. Mesela spora ve diyete aynı anda başlamamalıyız. Diyelim ki önce başlamak için sporu seçtik. Hedefimiz günde 1 saat spor yapmak. İlk gün salona gidip 1 saat çalışmamalıyız. Bunun yerine ilk gün gidip maksimum 10 dakika kadar çalışıp eve dönmeliyiz
Bu noktada insanların yaptığı en büyük hata bütün potansiyellerini kullanıp, yorulana kadar çalışmaktır. Hayır bunu yapmayın, gidin 10 dakika hafif tempo sporunuzu yapın ve geri dönün. Mümkünse hiç yorulmayın. Ertesi gün tekrar gidin, yine 10 dakika yapın ve geri dönün. Bu şekilde 1 haftayı tamamladıktan sonra programınıza bi 5 dakika daha ekleyin ve 2. haftayı 15 dakika yaparak tamamlayın. Bu şekilde her hafta 5'er dakika ekleyerek vücudunuzun tamamiyle yeni düzene alışmasını sağlayın. Aksi halde direk 1 saat spor yaparsanız, 3-4 gün spor yapıp sonra bitkin düşersiniz ve bırakırsınız.
Unutmayın, çok küçük başlayıp her hafta azar azar artırarak gitmelisiniz. Hatta o kadar küçük başlamalısınız ki gülünç gelecek kadar küçük olmalıdır. Mesela spora ilk hafta 10 dakikayla başlamak yerine 5 dakikayla başlayabilir, hatta yalnızca spor salonuna gidip 1 hafta hiç çalışmadan bile geri dönebilirsiniz. Ne kadar küçük başlarsanız yapmama ihtimalinizi o kadar küçültmüş olursunuz. Küçük başlamanın gücünü hafife almayın.
Bu şekilde en az 1 ay kadar yaptığımızda, artık spor yapmak kafa yormamız gereken veya ekstra bi motivasyon gerektiren bir aktivite olmaktan çıkıp yavaş yavaş otomatiğe bağlayacaktır. İşte başarmak istediğimiz de budur. Bunu başarmadığımız sürece, her zaman spor bizim için ekstra bi irade ve motivasyon harcayan bi aktivite olacaktır. Ve motivasyonumuz düştüğünde spora gitmeme ihtimalimiz artacaktır.
Şimdi de diyet konusuna bakalım. Diyelim ki spor yapmayı en az 1-2 ay kadar yukarıdaki yöntemlerle hayatımıza oturttuk veya önce sporla başlamak yerine önce yeme düzenimizi değiştirerek başlamak istiyoruz. Ne yapmalıyız?
Yine aynı şekilde çok küçük bir değişiklikle başlamalıyız. Mesela her gün akşam yemeğinden sonra tatlı yiyen birisi olduğunuzu varsayalım. Akşam yemeğinde yediğimiz tatlı miktarını yarıya düşürüp yerine birkaç tane kuru incir-kuru kayısı vs kuru meyveler koyabiliriz. Diğer öğünlerde herhangi bir değişiklik yapmıyoruz, yalnızca tek bir öğünde. 1 hafta kadar buna devam ettikten sonra tatlının diğer yarısını da çıkarıp onun yerine de kuru meyve ekliyoruz. Böylece akşam yemeğindeki tatlıdan yavaş yavaş kurtuluyoruz.
Unutmayın her hafta 1 küçük değişiklik eklemek temel kuralımız. Tatlıları yukardaki yöntemle bütün öğünlerimizden çıkardıktan sonra, bi sonraki aşama beyaz ekmeği hayatımızdan çıkarmak olabilir, bir sonraki aşama da daha fazla sebze-meyve yemek. Yine yöntemimiz küçük küçük ve her hafta için yalnızca bir ufak değişiklik olmalıdır.
Yukarıdaki yöntemle hayatınıza her alışkanlığı sokabilir ve istediğiniz her şeyi hayatınızdan çıkarabilirsiniz, yeter ki yeterince küçük başlayın, her gün tekrar edin ve küçük adımlarla ilerleyin. Neler başardığınıza şaşıracaksınız.
Bu noktada uygulamalarınızın başarıya ulaşmasını kolaylaştıracak birkaç önerim daha olacak.
1-) Aceleci ve sabırsız olmayın. Benim de geçmişte yaptığım en büyük hatalardan biri budur. Hemen kilo vereyim, hemen spor miktarını artırayım, hemen yediklerimi çok azaltayım vs.. Bu hatalara düşmeyin. Unutmayın yıllardır o kilolarla yaşıyorsunuz, kaç kere diyet yapıp başarısız oldunuz. Yapmanız gereken yalnızca birkaç ay daha sabretmek ve yavaş yavaş ilerlemek. Hemen kilo verme isteği sizi zorlarsa, verdiğiniz kiloları daha sonra geri alacağınızı ve eski halinize geri döneceğinizi düşünün. Ama eğer yavaş yavaş ilerlerseniz, bir daha asla geriye dönmeyeceğinizi kendinize telkin edin.
2-) Yol boyunca programımıza uyamadığımız zamanlar elbette olacaktır ve bu çok normaldir. Hepimiz insanız ve bu durum insanlara özgüdür. Programımızdan saptığımızda 'battı balık yan gider' mantığıyla hareket edip, en başa dönmemeliyiz. Sanki hiçbir şey olmamış gibi kaldığımız yerden yolumuza devam etmeliyiz. Mesela bir merdivenle bi yere çıkmak istediğinizi düşünün. Merdivenin yarısından çoğunu çıktınız ve bir adımda tökezlediniz. Bu durumda kaldığınız yerden devam mı edersiniz yoksa olmadı ben yapamadım diyip çıktığınız bütün basamaklardan geri aşağıya mı inersiniz? Tabi ki de kaldığınız yerden devam edersiniz. Bu durum da tıpkı buna benzemektedir. Elbette hayatın bizi zorladığı ve programımızdan saptığımız zamanlar olabilir. Bu durumlar için 'merdiven örneği'ni aklınızda bulundurun. Başarılı insanlar hata yapmayan insanlar değil, hata yaptıktan sonra programlarına hemen geri dönüp kaldığı yerden devam eden insanlardır.
Bu kadar insanın diyet konusunda büyük oranda başarısız olmasının bir nedeni var. Çünkü kilo vermeyi varılacak bir hedef, diyeti de bunun aracı gibi düşünüyorlar. Bu düşünce tarzıyla hareket edince de, diyet başarılı olsa bile sonrasında eski düzene dönmeleriyle birlikte kilolar da geri geliyor. Tabi bu başarılı olanlar için, bir de hiç başarılı olamayanlar var -büyük çoğunluk-, onlardan bahsetmiyorum bile.
Kilo vermeye varılacak bir hedef gibi baktığımız sürece, kaçınılmaz olarak eski düzene geri dönüyoruz. Çünkü bu düşünce tarzı bilinçaltımıza, hedefe ulaşana kadar dişimizi sıkalım sonrasında nasıl olsa cipse, kolaya, tatlıya, hamur işlerine geri döneceğiz mesajı vermektedir. Hal böyle olunca da diyeti tamamlayabilsek bile eski kiloların geri dönmesi kaçınılmaz oluyor.
Peki ne yapmalıyız bu durumda? Kilolarımızı kabul edip böylece yaşamalı mıyız? Kesinlikle hayır. Geçmişte ne gibi diyet başarısızlıkları yaşamış olursanız olun kesinlikle bu durumu kabullenmeyin. Çünkü yapmanız gereken diyet değil, alışkanlıklarınızı değiştirmek.
Gaza gelip birden diyete ve spora başlamak size kalıcı değişiklikler getirmeyecektir. Çünkü gaz çok uzun süre sizinle birlikte olmaz. Gaz ve motivasyon yükselen ve düşen bir şeydir. Yükseldiği zaman bütün gücünüzle diyete ve spora sarılırsanız, düştüğünde de eski düzene geri dönersiniz. Lakin alışkanlıklarımızı değiştirdiğimizde motivasyona ve gaza ihtiyacımız olmayacak.
Peki alışkanlıklarımızı nasıl değiştirmeliyiz? Alışkanlık öyle hadi değiştirelim diyince değişecek bir şey değildir. Yavaş yavaş, zamana yayılmış ve istikrarlı bir şekilde hareket etmeliyiz.
Mesela diyelim ki kilo vermek istiyorsunuz. Sağlıklı bir kiloya ulaşmak için, sağlıklı beslenme ve spor yapmamız gerek. Bunu hemen herkes bilir. Ancak bu noktada büyük bir çoğunluğumuzu başarısızlığa sürükleyen bir hata yapıyoruz. Diyete ve spora aynı anda başlayıp, zayıflamak uğruna elimizden gelen ne varsa hepsini aynı anda yapmaya çalışıyoruz. Bu yaklaşım bizi başarısızlığa sürükleyen en büyük nedendir.
Bunun yerine küçük ve aşama aşama gitmek zorundayız. Mesela spora ve diyete aynı anda başlamamalıyız. Diyelim ki önce başlamak için sporu seçtik. Hedefimiz günde 1 saat spor yapmak. İlk gün salona gidip 1 saat çalışmamalıyız. Bunun yerine ilk gün gidip maksimum 10 dakika kadar çalışıp eve dönmeliyiz
Bu noktada insanların yaptığı en büyük hata bütün potansiyellerini kullanıp, yorulana kadar çalışmaktır. Hayır bunu yapmayın, gidin 10 dakika hafif tempo sporunuzu yapın ve geri dönün. Mümkünse hiç yorulmayın. Ertesi gün tekrar gidin, yine 10 dakika yapın ve geri dönün. Bu şekilde 1 haftayı tamamladıktan sonra programınıza bi 5 dakika daha ekleyin ve 2. haftayı 15 dakika yaparak tamamlayın. Bu şekilde her hafta 5'er dakika ekleyerek vücudunuzun tamamiyle yeni düzene alışmasını sağlayın. Aksi halde direk 1 saat spor yaparsanız, 3-4 gün spor yapıp sonra bitkin düşersiniz ve bırakırsınız.
Unutmayın, çok küçük başlayıp her hafta azar azar artırarak gitmelisiniz. Hatta o kadar küçük başlamalısınız ki gülünç gelecek kadar küçük olmalıdır. Mesela spora ilk hafta 10 dakikayla başlamak yerine 5 dakikayla başlayabilir, hatta yalnızca spor salonuna gidip 1 hafta hiç çalışmadan bile geri dönebilirsiniz. Ne kadar küçük başlarsanız yapmama ihtimalinizi o kadar küçültmüş olursunuz. Küçük başlamanın gücünü hafife almayın.
Bu şekilde en az 1 ay kadar yaptığımızda, artık spor yapmak kafa yormamız gereken veya ekstra bi motivasyon gerektiren bir aktivite olmaktan çıkıp yavaş yavaş otomatiğe bağlayacaktır. İşte başarmak istediğimiz de budur. Bunu başarmadığımız sürece, her zaman spor bizim için ekstra bi irade ve motivasyon harcayan bi aktivite olacaktır. Ve motivasyonumuz düştüğünde spora gitmeme ihtimalimiz artacaktır.
Şimdi de diyet konusuna bakalım. Diyelim ki spor yapmayı en az 1-2 ay kadar yukarıdaki yöntemlerle hayatımıza oturttuk veya önce sporla başlamak yerine önce yeme düzenimizi değiştirerek başlamak istiyoruz. Ne yapmalıyız?
Yine aynı şekilde çok küçük bir değişiklikle başlamalıyız. Mesela her gün akşam yemeğinden sonra tatlı yiyen birisi olduğunuzu varsayalım. Akşam yemeğinde yediğimiz tatlı miktarını yarıya düşürüp yerine birkaç tane kuru incir-kuru kayısı vs kuru meyveler koyabiliriz. Diğer öğünlerde herhangi bir değişiklik yapmıyoruz, yalnızca tek bir öğünde. 1 hafta kadar buna devam ettikten sonra tatlının diğer yarısını da çıkarıp onun yerine de kuru meyve ekliyoruz. Böylece akşam yemeğindeki tatlıdan yavaş yavaş kurtuluyoruz.
Unutmayın her hafta 1 küçük değişiklik eklemek temel kuralımız. Tatlıları yukardaki yöntemle bütün öğünlerimizden çıkardıktan sonra, bi sonraki aşama beyaz ekmeği hayatımızdan çıkarmak olabilir, bir sonraki aşama da daha fazla sebze-meyve yemek. Yine yöntemimiz küçük küçük ve her hafta için yalnızca bir ufak değişiklik olmalıdır.
Yukarıdaki yöntemle hayatınıza her alışkanlığı sokabilir ve istediğiniz her şeyi hayatınızdan çıkarabilirsiniz, yeter ki yeterince küçük başlayın, her gün tekrar edin ve küçük adımlarla ilerleyin. Neler başardığınıza şaşıracaksınız.
Bu noktada uygulamalarınızın başarıya ulaşmasını kolaylaştıracak birkaç önerim daha olacak.
1-) Aceleci ve sabırsız olmayın. Benim de geçmişte yaptığım en büyük hatalardan biri budur. Hemen kilo vereyim, hemen spor miktarını artırayım, hemen yediklerimi çok azaltayım vs.. Bu hatalara düşmeyin. Unutmayın yıllardır o kilolarla yaşıyorsunuz, kaç kere diyet yapıp başarısız oldunuz. Yapmanız gereken yalnızca birkaç ay daha sabretmek ve yavaş yavaş ilerlemek. Hemen kilo verme isteği sizi zorlarsa, verdiğiniz kiloları daha sonra geri alacağınızı ve eski halinize geri döneceğinizi düşünün. Ama eğer yavaş yavaş ilerlerseniz, bir daha asla geriye dönmeyeceğinizi kendinize telkin edin.
2-) Yol boyunca programımıza uyamadığımız zamanlar elbette olacaktır ve bu çok normaldir. Hepimiz insanız ve bu durum insanlara özgüdür. Programımızdan saptığımızda 'battı balık yan gider' mantığıyla hareket edip, en başa dönmemeliyiz. Sanki hiçbir şey olmamış gibi kaldığımız yerden yolumuza devam etmeliyiz. Mesela bir merdivenle bi yere çıkmak istediğinizi düşünün. Merdivenin yarısından çoğunu çıktınız ve bir adımda tökezlediniz. Bu durumda kaldığınız yerden devam mı edersiniz yoksa olmadı ben yapamadım diyip çıktığınız bütün basamaklardan geri aşağıya mı inersiniz? Tabi ki de kaldığınız yerden devam edersiniz. Bu durum da tıpkı buna benzemektedir. Elbette hayatın bizi zorladığı ve programımızdan saptığımız zamanlar olabilir. Bu durumlar için 'merdiven örneği'ni aklınızda bulundurun. Başarılı insanlar hata yapmayan insanlar değil, hata yaptıktan sonra programlarına hemen geri dönüp kaldığı yerden devam eden insanlardır.