HAMDULLAH Aykutlu röportajı : Yarışmalarda bir acayipsiniz. Son haftalarda çalışmalar hızlanıyor herhalde.
E.G.: Son dört beş hafta çok sıkı çalışılıyor, sıkı bir diyet yapılıyor.
H.A.: Hazırlık dört ay sürüyor. Vücudun yüz birimlik yemeğe ihtiyacı varsa biz seksen yiyoruz. 20'lik enerjiyi de yağları yakarak alıyoruz. O arada çok halsiz oluyoruz. Eğer bir hafta önce gelmiş olsaydınız size cevap verecek halim olmazdı.
* Nasıl çalışmalar yapılıyor?
Antrenman yapıyoruz, düzenli besleniyoruz, iyi dinleniyoruz ve psikolojik olarak da hazırlanıyoruz. Biri eksik olursa başarıyı yakalayamazsınız. Benim özel hayatımda kız arkadaşımla problemim olmamalı. Bizlerle birlikte olanların bize destek olması lazım. Biraz egoist olmalıyız ki vücudumuz yüzde yüz performans göstersin.
* Peki siz sizin gibi vücut geliştirmiş, kas içindeki kadınlardan mı hoşlanıyorsunuz?
E.G.: Hayır. Ama mutlaka güzel vücutlu olmalı. Yanımızda şişman bir kadın iyice bozuk gözükür.
H.A.: Hayır, o kadar kaslı olmasın ama yağsız, diri bir vücudu olması gerekir. Fiziğine dikkat eden bir kadın bana beyninin güzelliğini de gösteriyor. Hayata bakış açısını anlıyorum. Kalçası yağlı olup da bundan rahatsız olan bir kadının hayatındaki problemleri, içindeki durumu biliyorum. Kadınların kalçalarının üzerine kazak geldiğinde bana istediği kadar hayatımdan memnunum dese de ben ona inanmam. (Bu arada hepimiz benim belime sardığım hırkaya bakıyoruz). Kadın teşhircidir. Kadın standartların üzerindeyse kendini göstermek ister.
* Peki siz bu kadar emek verdiğiniz vücutlarınızla teşhirci değil misiniz?
Amacım teşhircilik değil ama insanların bana bakmasından hoşlanıyorum. Vücudumun bazı hatlarını kendim gördüğümde bile haz alıyorum. Allah bana 65 santim bel vermiş, ben bunu gösteririm.
* Bu vücutlar göründükleri kadar güçlüler mi?
Ben bugün yüz kiloyla kol antremanı yapıyorum. Bu ağırlık zamanla artıyor. Beslenmeme dikkat ediyorum. Elbette ki çok güçlüyüz.
* Bu kaslı erkekler aynı zamanda maçolar mı?
Bu sporda belli bir yerlere gelebilmek için çok şey yaşamış, beyninizi de geliştirmiş olmanız gerek. Akılsız insanlar bu sporu yapamazlar. Tabii biz dünya şampiyonlarıyız. Sokakta vücudu gelişmiş insanlar akıllı, maço olmaz diye bir şey yok. Ayrıca ben tatlıcıyım. İsviçre'de tatlıcılık yapıyordum. Ertuğrul da çok güzel yemek yapar. Evde yemekleri biz yaparız.
* Peki böyle kendine bakan, güçlü, kaslı ve dediğinize göre akıllı sizlerle birlikte olan kadın sizden ayrıldıktan sonra ne hale geliyor?
Bizimle beraber olan kadın başka erkekte aynı şeyleri bulamıyor.
* Nasıl yani?
Düzenli bir yaşama kavuşuyor. Uyku, yemek, eğlence anlamında... Kadın sağlığına kavuşuyor, dış görünümünü değiştiriyor, daha güvenli bir insan oluyor. Bir de kadınlar beslenme uzmanlarına gidiyor ki rejim yapsınlar, güzelleşsinler. Sizin evinizde bir erkek var ve o da bir beslenme uzmanı. Daha güzeli olabilir mi?
* Bu vücutlar tacize uğruyor mu?
Elbette. Sadece vücudumuz yüzünden bizimle ilişkiye girmek isteyenler oluyor. Böyle ilişkilere hiçbir zaman sıcak bakmadım ve böyle teklifleri de kesinlikle kabul etmedim. Ayrıca sadece kadınlardan değil, erkeklerden de teklifler, telefonlar, mektuplar alıyoruz. Bunlar normal şeyler ama kararlar sizin elinizde. Vücudumu hiçbir zaman sermaye olarak düşünmedim.
* Ya siz... Siz bu kadar kaslı, damarlı, dev gibi bir vücudu güzel buluyor musunuz?
İki at koyalım. Birisi sütçü beygiri, biri yarış atı hangisine bakarsınız?
* Bana güzel bakanına...
Peki şöyle düşünelim: Adale burada, estetik burada, dinçlik burada... Bu güzel olmayacak de ne güzel olacak? Göbekli bir insan mı? Ya da kaburgaları belli olan bir erkek mi? Beni onların yanına koyun. Erkek veya kadın, beni güzel bulacaktır.
* Kendinize uygun jean falan bulabiliyor musunuz?
H.A.: Buradaki kot sanayisi çok gelişmiş. Kendime birkaç tane pantolon almak istedim. Allah inandırsın üç gün gezdim. Yüzlerce pantolon denedim. En sonunda bir tane bulabildim.
E.G.: Ama Avrupa ve Amerika'da bizler için üretilmiş kıyafetler oluyor. Artık Türkiye'de de bizim için kıyafet üreten spor firmaları bize hediyeler veriyorlar.
* Takım elbise hiç giyemiyorsunuzdur? H.A.: Yaptırmak zorundayız.
E.G.: Ben geçen sene bir ceket almak istedim. En son büyüklük 56'ydı. Ama sadece kolumun yarısı girdi. Biz de güzel giyinmek istiyoruz. Ayrıca yürürken hareket etmiş olduğumuzdan kasımız şişmeye başlıyor. Bizim kıyafetlerimiz o yüzden rahat da olmalı. Tişörtlerimiz esneyebilmeli ki sürekli değiştirmeyelim. Adalelerimiz 10 hareketten sonra büyüyor. Kıyafet de bizimle büyüyebilmeli.
* Siz sürekli gelişiyorsunuz. Sürekli de yeni kıyafetler mi alıyorsunuz? H.A.: Şu ana kadar en az 10 gardırop değiştirdik.
* Arnold Schwarzenegger gibi size de film teklifleri geliyor mu?
H.A.: Keşke gelse. Ama biz yurtdışında yaşadığımız için pek olmuyor. Ama ciddi bir film teklifi gelse neden kabul etmeyelim ki.
E.G.: Almanya'da Türk sporcuyu değil Alman'ı tercih ediyorlar.
* Son sorum. Kadınlar sizi seks yönünden de çok kuvvetli zannediyorlar? Bu kadar vitamin, antreman, düzenli beslenme gerçekten de yarıyor mu?
H.A.: Dünyanın hiçbir yerinde bir erkek seks gücüm kötü demez. Öyle arkadaşlar var ki kendilerinin seks güçlerinin çok fazla olduğunu söylüyorlar. Bu normal insan sabahleyin kalkıyor bir çay içiyor. Yanında bir dilim ekmek ve üç sigara... Ben sabahleyin kalkıyorum, sütler, etler, vitaminler, meyve suları. Eğer o insan belli yerlere gelebiliyorsa ben nerelere gelebiliyorum siz düşünün. Ayrıca vücut geliştirme sporu insanın vücudundaki testesteron, yani seksüel hormonunuzu da yükseltir.
* Şimdi tüm kadınlar kocalarının salonlara gitmesini isteyecek.
H.A.: Olsun. İnsanları bu spora özendirmek için seks alet olarak kullanılacaksa o da kullanılabilir.
E.G.: Ama kadın da yapmalı. Benim Almanya'daki spor salonuma elli yaşında bir kadın geliyordu. Benimle çalışmaya başladıktan üç hafta sonra yeniden adet görmeye başladı.