Türkiye'de Vücut Geliştirme Tarihi

Altintop

Üye
Türkiye’de Vücut Geliştirme

attachment.php


Türkiye’de VG çalışmaları 20. Yy’ın ilk yıllarında başladı. Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu batı emperyalizminin bir yarı-sömürgesi durumunda bulunuyordu. Batılı sömürgeciler, birçok sanayi malı dışında yaşama biçimi ve alışkanlıklarını da ülkeye sokturlar. Batıya giden gençler ve ülkeye gelen yabancılar öğrendikleri Vücüt Geliştirme ve ağırlık çalışmalarını meraklı sporseverlerle öğrettiler. Ali Seyfi Bey, Ali Rana Tarhan (Gümrük ve Tekel Eski Bakanlarından), Filozof Rıza Tevfik (Sevr Antlaşmasını imzalayanlardan), Şevki Sevgin, Gülleci Cemal (Erçman) ve Faik (Üstnidman) Hoca (Sporcular Şeyhi ünvanını kazanmıştı)
VG’cilerden sayılabilirler. Gülleci Cemal ve Şevki Sevgin 1924 Paris Olimpiyatları’na Halterci olarak katılmışlardır. Çok gelişmiş bir vücuda sahip olan Gülleci Cemal, söylendiğine göre, eğer o yıllarda bir VG yarışması yapılmış olsaydı, rahatlıkla dünya şampiyonu olabilirdi. Yine söylentiye göre, Gülleci Cemal müthiş vücuduyla büyük ilgi çekmiş ve vücudunun kalıbı alınmıştı.

attachment.php

Gülleci Cemal

1970’lı yıllara dek yaşayan Cemal Erçman öldüğünde 80 yaş civarındaydı. Ülkemizde VG’nin piri sayılabilecek Cemal Erçman’ım 70’inde bile VG çalışmaları yaptığı, 1968’de bir VG yarışmasına sembolik olarak katıldığı ve onur ödülü aldığı biliniyor. Burada belirtmem gereken bir husus, bu ilk dönemde VG2nin Halter, Güreş ve hatta Cimnastikle içiiçe olduğu, henüz bağımsız olarak düşünmediğilidir. Yine bildiğim kdarıyla VG’nin Halterden ayrılması ancak 60’lı yılların sonlarında gerçekleşebilmiştir.
1950’lı yıllar Dünyada VG’nin ilk altın çağı sayılırken, bizde de bir ölçüde yaygınlaşmaya başladığı yıllar oldu. Bu dönemde Sadık Pekünlü (sonradan milli halterci), Reşit Orer, Ferdi Türkdamar gibi kalburüstü sporcular yetişti.
1960’lı yıllar bu sporda sıçramanın yaşandığı yıllardır. Sonraları birçok yeşilçam filminde rol alan (ve maalesef, kendisi Türkiye Şampiyonu olduğu halde filmlerde hep dayak yiyen) Gürbüz Tansever, öğrencisi Ahmet Enünlü, Mehmet Gökçen, Parolay Atan, Bilgin Yüksel, Ali Ayır gibi vücutçular bu dönemin ürünüdürler.

attachment.php

Mustafa Saritas, Parolay Atan, Nazmi Ferah, Zeki Yonet


1970 yılına dek Türkiyede VG etkinlikleri meraklı çevrelerin ve kişilerin çabaları ve özverileri ile yürütülmüştür. 1970’den başlayarak VG etkinlikleri resmileştirildi ve bu spor Halte Federasyonuna bağlandı.
1975’e dek böyle sürdü. 1975 yılından sonra VG devlet tarafından dışlandı. İşin ilginç yanı, bu sıralarda büyük bir kriz içinde bulunan Türkiye sporunun tek başarılı olduğu alanın VG olmasıdır. 1970-75 arasında hiç bir sporda önemli başarı sağlanamazken, VG’de Ahmet Enünlü bu ülkeye salt kendi çabalarıyla üç Dünya Şampiyonluğu kazandırıyordu.

attachment.php

Ahmet Enünlü & Sergio Oliva

1969 yılında ilk yurtdışı yarışması deneyi yaşandı ve Ahmet Enünlü Avrupa ikincisi, Dünya döndüncüsü oldu. Gelmiş geçmiş en büyük Türk Vücutçusu olan Enünlü, sonraki yaşamında toplam yedi Dünya Şampiyonluğu kazandı.

attachment.php

Mehmet Gökçen

70’lı yıllarda VG’nin yaygınlığı oldukça arttı. Ahmet Enünlü, Parolay Atan, Mehmet Gökçen bu yıllara damgalarını vurdular.

attachment.php

Parolay Atan

70’lerin sonlarına doğru ise ‘küçük dev adam’ Tekvik Ulusoğlu yıldızlaştı. Bu yılların diğer önemli adları ise Eryetiş Kurtaral, Serdar Kebapçılar, Mehmet Karatop, Meazmi Ferah, Ali Tez, Haşim Aydın ve Alpaslan Özdemir’dir.

attachment.php

Alpaslan Özdemir
52 cm. kol, 20 yaş - 1975.


attachment.php

Eryetiş Kurtaral

1980’lı yıllarda çok yaygınlaşan VG sporunu kadınlı – erkekli pek çok kişi yapmaya başladı. Ancak 80’den sonra yüksek enflasyona bağlı olarak zorlaşan yaşam koşulları nedeniyle, bu spor yalnızca varlıklı kişilerin yapabileceği bir konuma geldi.
Son yıllarda VG moda oldu denebilir. Ülkede yüzlerce spor salonunda onbinlerce kişi VG çalışmaları yapmaktadır. Bir kaç tane VG araçları fabrikası bile kuruldu. Fakat sporcular arasında olumsuz bir gelişme de yaşandı. Bu olumsuzluk başta Anabolik Steroid’ler olmak üzere çeşitli doping maddelerinin de yaygınlaşmasıdır. Son yılların ünlü vücutçuları arasında Adnan Sır, Tuluğ Topa, özellikle ise Ahmet Enünlü ve Tevfik Ulusoğlu’ndan sonra üçün Dünya Şampiyonumuz (1993) olan Hamdullah Aykutluğ sayılabilir. Almanya’da yaşayan Tülay Caner de 1992’de bayanlarda Dünya ikinciliği kazanarak,bu spordaki önemli başarılara bir bayanın da ilk kez imzasını attı.
Vg’nin Türkiye’de yayılmasında 1959’dan başlayarak çeşitli broşürler ve tam 25 yıl Halter Adlı dergiye yayınlayan Yaşar Can Türmerdem’in büyük etkisi olmuştur.
İstanbul’da başlayan, sonra İzmir ve Ankara’Da tanınan Vücut Geliştirme sporunu Anadolu’ya, ülkenin ücra köşelerine kadar götüren etken Halter Dergisi oldu. Bugün bile ülkemizde bir VG dergisi yayınlanamazken, o yıllarda, hem de nitelikli bir derginin nasıl yayınlandığına şaşmamak elde değil.

Yazı sanırım 1994 yılından, alıntı yapıldı ancak kaynağı ne olduğunu bilmiyorum. Büyük ihtimalle bilinen bir kitaptandır.
İnternetten alıntı değildir..
 

Eklentiler

  • turkvg.jpg
    turkvg.jpg
    267,8 KB · Görüntüleme: 5.755
  • alp4.jpg
    alp4.jpg
    78 KB · Görüntüleme: 3.268
  • alpozd.jpg
    alpozd.jpg
    62,7 KB · Görüntüleme: 1.520
  • alpaslanozdemir.jpg
    alpaslanozdemir.jpg
    46,2 KB · Görüntüleme: 1.492
  • ahmetenunlu.jpg
    ahmetenunlu.jpg
    56,4 KB · Görüntüleme: 6.338
  • rifkikaratas.jpg
    rifkikaratas.jpg
    46,5 KB · Görüntüleme: 1.238
  • eryetiş.jpg
    eryetiş.jpg
    80,5 KB · Görüntüleme: 6.587
  • alpaslan.jpg
    alpaslan.jpg
    77,9 KB · Görüntüleme: 1.817
  • gulleci.jpg
    gulleci.jpg
    383,4 KB · Görüntüleme: 6.251
  • parolay atan.jpg
    parolay atan.jpg
    126,8 KB · Görüntüleme: 6.875
  • alpaslan6.jpg
    alpaslan6.jpg
    150,3 KB · Görüntüleme: 5.694
  • mehmetgokcen.jpg
    mehmetgokcen.jpg
    60,7 KB · Görüntüleme: 6.313
  • parolay.jpg
    parolay.jpg
    26,8 KB · Görüntüleme: 6.684
Son düzenleme:
Eskiden nasıl takviye alıyorlarmış ki acaba
 
eryetiş kurtaral ve ahmet enünlü güzel hatları ve iri kasları var
 
ne takviyesinden bahsediyoruz :)

eğer konu ek besin ise zaten gereksiz bir pazarlama ürününe şu an ki gerçek sporcularda itibar etmiyor :) yani gerçek sporcular ala ole toz falan ıcmez bcaa-glutamın falan alırlar ama oda sart degıldır

eğer steroid ise sorulan konu sorunsuz alıyorlardı bol bol neden sorun olsun kı zaten :) şu an olan nerdeyse herşey vardı o donemde
 
Edward erdal ekşi supplement kullanmadığını söylüyordu.Annesinin yaptığı yemeklerle yarışmalara hazırlanmış..
 
danny bahsettigim protein tozu degildide senin de dedigin gibi bcaa glutamin falan dı hakikaten hic gerek olmadıgını gösteren fotograflar bunlar:))

yani şöle açıklım basit olarak aslında eğer anabolık alınıyorsa duzgunde besllenme varsa e tabıkı duzgun bır genetık bole olunuyor :)
 
her konuda olduğu gibi konu lütfen steroidlere gelmesin..binlerce yeni üye okuyor bu başlıkları..hayvan gibi beslenmeden ve iyi bir genetik olmadan steroidlerin bir anlamı yok..
 
Eski ve yeni vücutcuları kıyaslarken ilk dikkat ettiğim saçlar çok gözüme çarpıyor 70 li yıllardaki 80 lerdeki vücutculara baktığımızda çoğu sporcu belki günümüzdeki sporcular kadar kütleli değil, buna nazaran belki daha bir estetik ama şimdiki sporcuların bakıyorumda %80 i saçlarını kaybetmiş çıkıyorlar podyuma eski sporcular maşşallah neredeyse jön gibiler..
 
arkadaşlar
1970 li yıllarda ne supplementinden bahsediyorsunuz siz ?
bırakın supplementi falan ilk protein tozunu 1968 de twinlab üretti ki onu da amerikada o zamanın kralı
lou ferrigno - arnold gibi adamlar bile daha yeni yeni kullanıyordu.
bu insanlar azmetmiş bol bol antrenman yapmış bol bol et yumurta süt yemiş insanlar...
tabikde bağzıları steroid kullanmıştır ancak oda şimdiki gibi değil : ahmet enünlünün dediği gibi günde 3 tane dianabol içiyordum okadar .. bu kişilerde bundan fazlasını kullanmamıştır emin olun.
Bu arada bodyforumtr ahmet enünlünün roportajı videosu nerede ? 4 yıldır ortalarda yok !! bilen bir yetkili cevap yazarsa sevinirim.
 
Vay be ne estetik vucutlar varmış. Eskinin estetikliğini şuanın aşırı kutlesine tercih ederim. Bilmiyordum ülkemizde böyle kişiler olduğunu. Ama sanki o zamanda bu yana olması gerekenden yavaş gelişmiş bu kültür ülkemizde.
 
Back
Yukarı