hsd
Üye
1- Anons
>
>
> Diyarbakır Havaalanı'nda THY'nin uçağı kalkacak. Görevli, yolcuları uçağa
> davet etmek için son anonsu yapıyor. Hoparlörlerden yükselen sözcükler
> şöyle:
> ''Sayın yolcilar! Uçak on dakka sonra kahacahtır. Polis kontrolünden
> gectiizz, gectizz... Gecmediz, uçah gitti, siz kaldiiz... Tikkatinize.''
>
> Bu olay geçen yıl gerçekleşmiştir...
> kaynak: Hürriyet Gazetesi 04.01.2001
>
> ****************************
>
> 2- Anadolu'yu köy köy dolaşan müfettiş bir arkadaşımın şahit olduğu
> olaydır.
>
>
> Arkadaşım Denizli'nin köylerinden birine hurda bir minibüsle gitmektedir.
> Minibüste yayla köylerine giden köylüler vardır. Köylülerden biri ileride
> yol kenarında otlayan keçi yavrularını göstererek şoföre seslenir
> "Oğlakların yanında indiriveee". Şoför vitesi küçültür tam duracakken
> motor sesinden ürken keçi yavruları yol boyunca koşmaya başlarlar. Şoför
> de hızını yeniden artırıp oğlakların peşine düşer. Araba ile oğlaklar
> arasında müthiş bir kovalamaca başlar. Yaklaşık 2 kilometre sonra oğlaklar
> yorulur ve durur. Şoför de durup kapıyı açar. Köylü hiçbir şey söylemeden
> minibüsten iner.
>
> 3- Doğu'da devlet hastanelerinden birinde mecburi hizmetini yapan bir
> doktorun başından geçer olay.
>
> Doktorumuz jinekologdur... Bir gün içeri çarşaflı bir kadın ve kocası
> gelir... Adam "Karımın bir şikayeti var" deyip çıkar dışarı... Doktor
> kadına uzanmasını söyler ve normal muayenesini yapar. Muayene bittikten
> sonra da hastanın SSK'lı olduğunu düşünerek sevk kağıdının olup olmadığını
> sorar ve "Sevk aldın mı?" der. "Acuuk" diye cevap verir kadın...
> (zevk aldınmı anlamış garibim)
>
> 4- Kartal Devlet Hastanesi'ne gece nobetinde bir çocuk getirilir.
>
> Yapılan tetkiklerden sonra çocuğun ayağının burkulduğu anlaşılır.
> Hekimimiz babayı içeri çagırır ve "Çocuğa voltaren pomat yazıyorum. Günde
> üç kere yedire yedire sürün" der. Aradan bir hafta geçmiştir ki aynı adam
> ve aynı çocuk bir kez daha
> gelirler hastaneye. Çocuğun ayağı davul gibi şişmiştir, suratı da
> morluklar içindedir. "Doktor bey" der, "Bu çocuğun ayağı kırık." Doktor
> hayretler içinde
> kalmıştır. Ayağın kırık olmadığını bilmektedir. Merakla sorar "Peki
> verdiğim merhemi ne yaptınız?" "Valla doktor sizin dediğunuz gibi günde üç
> öğün ekmeğin üstüne sürdük yedirdik, sürdük yedirdik. Yemek istemedi ama
> düve düve yidirdik. Gine de inmedi şişliği... Naapsak bilmiyom artık..."
>
>
>
> Diyarbakır Havaalanı'nda THY'nin uçağı kalkacak. Görevli, yolcuları uçağa
> davet etmek için son anonsu yapıyor. Hoparlörlerden yükselen sözcükler
> şöyle:
> ''Sayın yolcilar! Uçak on dakka sonra kahacahtır. Polis kontrolünden
> gectiizz, gectizz... Gecmediz, uçah gitti, siz kaldiiz... Tikkatinize.''
>
> Bu olay geçen yıl gerçekleşmiştir...
> kaynak: Hürriyet Gazetesi 04.01.2001
>
> ****************************
>
> 2- Anadolu'yu köy köy dolaşan müfettiş bir arkadaşımın şahit olduğu
> olaydır.
>
>
> Arkadaşım Denizli'nin köylerinden birine hurda bir minibüsle gitmektedir.
> Minibüste yayla köylerine giden köylüler vardır. Köylülerden biri ileride
> yol kenarında otlayan keçi yavrularını göstererek şoföre seslenir
> "Oğlakların yanında indiriveee". Şoför vitesi küçültür tam duracakken
> motor sesinden ürken keçi yavruları yol boyunca koşmaya başlarlar. Şoför
> de hızını yeniden artırıp oğlakların peşine düşer. Araba ile oğlaklar
> arasında müthiş bir kovalamaca başlar. Yaklaşık 2 kilometre sonra oğlaklar
> yorulur ve durur. Şoför de durup kapıyı açar. Köylü hiçbir şey söylemeden
> minibüsten iner.
>
> 3- Doğu'da devlet hastanelerinden birinde mecburi hizmetini yapan bir
> doktorun başından geçer olay.
>
> Doktorumuz jinekologdur... Bir gün içeri çarşaflı bir kadın ve kocası
> gelir... Adam "Karımın bir şikayeti var" deyip çıkar dışarı... Doktor
> kadına uzanmasını söyler ve normal muayenesini yapar. Muayene bittikten
> sonra da hastanın SSK'lı olduğunu düşünerek sevk kağıdının olup olmadığını
> sorar ve "Sevk aldın mı?" der. "Acuuk" diye cevap verir kadın...
> (zevk aldınmı anlamış garibim)
>
> 4- Kartal Devlet Hastanesi'ne gece nobetinde bir çocuk getirilir.
>
> Yapılan tetkiklerden sonra çocuğun ayağının burkulduğu anlaşılır.
> Hekimimiz babayı içeri çagırır ve "Çocuğa voltaren pomat yazıyorum. Günde
> üç kere yedire yedire sürün" der. Aradan bir hafta geçmiştir ki aynı adam
> ve aynı çocuk bir kez daha
> gelirler hastaneye. Çocuğun ayağı davul gibi şişmiştir, suratı da
> morluklar içindedir. "Doktor bey" der, "Bu çocuğun ayağı kırık." Doktor
> hayretler içinde
> kalmıştır. Ayağın kırık olmadığını bilmektedir. Merakla sorar "Peki
> verdiğim merhemi ne yaptınız?" "Valla doktor sizin dediğunuz gibi günde üç
> öğün ekmeğin üstüne sürdük yedirdik, sürdük yedirdik. Yemek istemedi ama
> düve düve yidirdik. Gine de inmedi şişliği... Naapsak bilmiyom artık..."
>