Dynamo
Üye
1) Glukoz kalp damarlarını tıkar, proteinlerle birleşerek ileri düzeyde gluke olmuş nihai ürünler oluşturur ve sistematik enflamasyonlara yol açar. (Kalp hastalıklarının iki ana sebebinden biri kolesterol değil enflamasyondur) Glukozun bir kısmı da trigliseridleri artırarak kalp hastalığı riskini artırır. (enflamasyon = iltihaplanma)
2) Daha fazla şeker yağ olarak depolandığı için kas hücreleri de direnç geliştirdiği için daha az glukojen alırlar. Kanda insülin olduğu sürece yağ yakan lipaz enzimi de görevini yapamadığı için, depolanan yağlarınız da kolayca kullanılamaz.
3) Sürekli kanda yüksek miktarda insülin bulunmasının bir yan sonucu da kalp damarlarında plak oluşması ve kanser hücrelerinin çoğalmasıdır (bu yüzden diyabetiklerde kalp hastalıkları çok görülür).
4) İnsülin direnci ile kas hücrelerine sadece şeker değil, proteinlerdeki amino asitler de giremez olur. Dolayısıyla kaslarınızı koruyamazsınız, erimeye başlarlar. Ortalık iyice karışsın diye, vücudunuzun diğer bölgeleri yeterli şeker deposu olmadığını düşünürler ve açlık mesajları gönderirler. İlk aşamada, o çok değerli kas dokusu yıkıma uğrar ve şekere dönüşür. Bir yandan yağ hücreleri şişerken, bir yandan da kaslar iyice erir!
5) Enerji seviyeniz düşer. Hani bazen yemek yedikten sonra bir ağırlık bir uyku çöker ya, işte öyle. Bırakın spor yapmayı, hareket etmek bile istemezsiniz. Enerji seviyesi düşünce çok daha kısa sürede acıkırsınız. Genellikle de canınız karbonhidrat ister yine, yani zehir.
6) Karaciğeriniz de insüline direnç geliştirdiğinde, tiroid hormonu T4′ü T3e çeviremez olur, böylece tiroid problemleri ortaya çıkar ve metabolizmanız iyice yavaşlar.
7) Sinirleriniz de hasar görebilir ve garip yerleriniz ağrıyabilir, çünkü fazla şekerin yarattığı hasar sinir dokularını harap eder. Retina hastalıkları ve görüşünüzün bozulması ortaya çıkabilir.
Nihayetinde pankreas öyle yorgun düşer ki, artık insülin üretemez olur ve hayatta kalabilmek için kendinize insülin enjekte etmek zorunda olursunuz; hem de direnç geliştirdiğiniz için yüksek miktarlarda. Tip 2 diyabetiniz Tip 1′e dönüşür.
Tebrikler!!!
http://www.***********/2011/12/insulin-direncinin-nedenleri-ve-etkileri-hakkinda.html
2) Daha fazla şeker yağ olarak depolandığı için kas hücreleri de direnç geliştirdiği için daha az glukojen alırlar. Kanda insülin olduğu sürece yağ yakan lipaz enzimi de görevini yapamadığı için, depolanan yağlarınız da kolayca kullanılamaz.
3) Sürekli kanda yüksek miktarda insülin bulunmasının bir yan sonucu da kalp damarlarında plak oluşması ve kanser hücrelerinin çoğalmasıdır (bu yüzden diyabetiklerde kalp hastalıkları çok görülür).
4) İnsülin direnci ile kas hücrelerine sadece şeker değil, proteinlerdeki amino asitler de giremez olur. Dolayısıyla kaslarınızı koruyamazsınız, erimeye başlarlar. Ortalık iyice karışsın diye, vücudunuzun diğer bölgeleri yeterli şeker deposu olmadığını düşünürler ve açlık mesajları gönderirler. İlk aşamada, o çok değerli kas dokusu yıkıma uğrar ve şekere dönüşür. Bir yandan yağ hücreleri şişerken, bir yandan da kaslar iyice erir!
5) Enerji seviyeniz düşer. Hani bazen yemek yedikten sonra bir ağırlık bir uyku çöker ya, işte öyle. Bırakın spor yapmayı, hareket etmek bile istemezsiniz. Enerji seviyesi düşünce çok daha kısa sürede acıkırsınız. Genellikle de canınız karbonhidrat ister yine, yani zehir.
6) Karaciğeriniz de insüline direnç geliştirdiğinde, tiroid hormonu T4′ü T3e çeviremez olur, böylece tiroid problemleri ortaya çıkar ve metabolizmanız iyice yavaşlar.
7) Sinirleriniz de hasar görebilir ve garip yerleriniz ağrıyabilir, çünkü fazla şekerin yarattığı hasar sinir dokularını harap eder. Retina hastalıkları ve görüşünüzün bozulması ortaya çıkabilir.
Nihayetinde pankreas öyle yorgun düşer ki, artık insülin üretemez olur ve hayatta kalabilmek için kendinize insülin enjekte etmek zorunda olursunuz; hem de direnç geliştirdiğiniz için yüksek miktarlarda. Tip 2 diyabetiniz Tip 1′e dönüşür.
Tebrikler!!!
http://www.***********/2011/12/insulin-direncinin-nedenleri-ve-etkileri-hakkinda.html
Son düzenleme: