Zararlı karbonhidratların oluşturacağı sorunlar

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan Dynamo
  • Başlangıç Tarihi Başlangıç Tarihi
aynı şeyi karbonhidratlar içinde söyleyebiliriz o zaman :) karatay diyetinin en zayıf noktasıda bence bu "sınırsız" teriminin çok fazla zikredilmesi , kime göre neye göre sınırsız ?

birde heldicin sürekli bahsettigi who tarafından fructosun en tehlikeli şeker ilan edilmesi olayı var , who'nun sitesinde aradım bulamadım , benim bulabildigim fructose corn syrup'un çok tehlikeli oldugu yönünde bilimsel makalelerdi , ketocu arkadaşların elinde varsa fructosun en tehlikeli şeker türü olduguna dair who linki atarlarsa sevinirim


Sebzeler zaten karbonhidrat oluyor. Sanırım sen makarna,pilavdan bahsediyorsun. Eğer böyleyse fikrim şöyle ben bir oturuşta 1 tencere makarnayı yiyebilirim fakat türk insanı alışkanlığından dolayı salata yiyemez o kadar. Bunu demeye çalıştım.

Canan Karatay hocada bunu demeye çalışıyor. Sen o salatadan(bol yeşillik bol zeytinyağı) bir porsiyon ye o zeytinyağı seni bir hayli doyuracaktır zaten.

Yani salatalardan zarar verecek kadar yemek zor biraz.

Ama diğer karbonhidratlar(pilav,makarna vs.vs.) tencere hesabı gider bana göre :)
 
aynı şeyi karbonhidratlar içinde söyleyebiliriz o zaman :) karatay diyetinin en zayıf noktasıda bence bu "sınırsız" teriminin çok fazla zikredilmesi , kime göre neye göre sınırsız ?

Bana bi tane karatay bslnmesinde zayıf saçma dengesiz buldugun şey kanıtla deki bu böyle olmaz böyledir yanlış yapılıyor, şapka çıkarıp teşekkürü bassmassam nağmerdim :) Ha vg ye gore eksiktir bu uyarlanabılır lafım yok benmde zaten o tarzda beslenme seklım var.

Olaya hep ön yargıyla giriliyor neden bu diyetin olumlu yonlerınıı almak varken gidipte "sınırsız" terimine takılınırki , yahu yeşilliği ne kadar yiyebilrsnk tahıl değilki bu insülin yapıp tekrar acıkasın. Yağlı proteinlı bol yeşillikli bir öğün tüket min zaten 4 5 saat birşey aramassın ben kefilim.

Ha ararsan da ztn belirtmis alışana kadar ara ogunlerde kuru yemis (sadece) tüketlebilir diye.
 
Sebzeler zaten karbonhidrat oluyor. Sanırım sen makarna,pilavdan bahsediyorsun. Eğer böyleyse fikrim şöyle ben bir oturuşta 1 tencere makarnayı yiyebilirim fakat türk insanı alışkanlığından dolayı salata yiyemez o kadar. Bunu demeye çalıştım.

Canan Karatay hocada bunu demeye çalışıyor. Sen o salatadan(bol yeşillik bol zeytinyağı) bir porsiyon ye o zeytinyağı seni bir hayli doyuracaktır zaten.

Yani salatalardan zarar verecek kadar yemek zor biraz.

Ama diğer karbonhidratlar(pilav,makarna vs.vs.) tencere hesabı gider bana göre :)

zor ama imkansız degil etrafımda tanıdıgım o kadar çok kişi varki bu sınırsız lafını duyması yeter , suyunu çıkarır emin olun ......

@beethoven

zayıf saçma her nasıl tabir ediyosan o yanının daha önce yazdım sınırsız terimi , tekrar aynı tartışmalara girmek istemiyorum , benim düşünce tarzıma göre herşeyin fazlası zararlıdır , bu su olsa bile.....ordan burdan link kopyalamak istemiyorum , arama yapmak isteyenler fazla proteinin ve yagın zararları diye aratırlarsa milyon tane link çıkar....

birde ön yargılı falan degilim , sen ketoyu ne zaman ögrendin bilmiyorum ama ben yaklaşık 3 sene öncesi , ketojenik diyet uygulamıştım , istedigime yakın sonuçlar aldım diyebilirim ama bende migren var keto diyetide bende baş agrısı yaptıgı için bıraktım ,yani diyecegim odurki her keto diyetini eleştireni önyargılı , ketoyu denememiş , ketoyu bilmeyen diye yargılamayın
 
Doğru söylüyorsun salatayıda abartılı yiyebilecek kişiler var. Fakat bir de şöyle düşünelim, salataya ilaveten et , bulgur pilavı yanında da ayran. Bunları yiyen kişi salatayı abartamaz. Sınırsız tabiri doyana kadar anlamında aslında.
 
Zeytnyağlı Salatayı zaten delicesine tüketemessnki , karatayda belli bir beslenme kuralı var yani salata bu beslenmedeki bir parça istesende abartıya kaçabileceğini sanmam.

Ha telikeli olan şu var ki ,karaatayla ilgili hiç bir bilgisi olmayan bi adam okumamıs aratırmamıs ,burda belli kesiti okuyup sınırsız aa ne güzel bir diyet tam bana göre deyip kalkıp yağı içen insanlar var. Burda hem fikirim söz meclisten dısarı :)
 
KONU BAYA dagılmıs ıkı sayfayı da okudum ama arkadaslar anlamadıgım nokta boy ve kılosu orantısız zayıf olan bırı olarak karbonhıdrat acısından asırıya kactım ve ek olarak karbonhıdrat tozu kullandım ve kılo aldım vucutta baya kaslandı cogu kısı yaglanmamı beklıyordu o kadar yemeye ve toza karsı ama hıc yaglanmadım dıyebılırım tabıkı sporla bırlıkte yedım okadar karbonhıdratlı gıdaları ne oldu sımdı zarar gordu mu vucudum .?
 
Ben direkt olarak net bir cevap istiyorum umarım veren çıkar... çok kola içersek de yorgunluk yapar mı bu?! ayrıca bir bardak çaya 2 şeker atıyorum bunların hepsini full kesmek mi lazım?
 
Ben direkt olarak net bir cevap istiyorum umarım veren çıkar... çok kola içersek de yorgunluk yapar mı bu?! ayrıca bir bardak çaya 2 şeker atıyorum bunların hepsini full kesmek mi lazım?

Çok kola içerseniz insülin direnci yapar ve yağlanırsınız.
Çaya şeker atarak içmek abartmamak şartıyla bir kola kadar sizi baltalamaz!
Çünkü insülin yükü diye bir şey var; çaya 2 şeker atarsanız ve 1-2 saatde bir çay içerseniz bu sizi aşırı yağlandırmaz...
Evet basit şeker almış olursunuz ama bir kola da ki kadar yağlanma faktörü olmaz!
Çünkü kola içmek kabataslak bir benzetme yapacak olursak o kolanın byutu kadar küp şekeri tek seferde bir anda aniden kana vermek gibidir, yada ekmek yemekde aynı şekilde ekmeğin boyutu kadar küp şekeri yani basit şekeri birden kana vermek gibidir.
Bu işte çok sağlam insülin direnci yapar ve sizi çok güzel yağlandırır.
Ama 1-2 şekerli çayı uzun aralıkla içtiğiniz zaman basit şekeri kandaki insülini aşırı fırlatmayacak derecede az ve uzun aralıklı almış olursunuz ki bu sizi çok uzun bir peiryotta ancak yağlandırır ve aşırı bir yağlanma da söz konusu değildir!

Kısacası yağ yakımında asıl kesmeniz gereken kola-ekmek-beyaz pirinç vb. dir.
Şekeri birden ve büyük miktarda yükleyenlerdir...
Şekerli çayda böyle bir durum yok.

Tabii bir oturuş da bir demlik çay içiyorsanız ve her bardak da 5-6 şeker atıyorsanız o zaman başka :D
 
Her ne olursa olsun bir fikri körü körüne savunmamak, herşeyi ona bağlamamak lazım.

burdaki örneği de kanşekeri

tamam zararlı karbonhidratlar var, kan şekerini hızla yükseltirler, vücudu yıpratırlar doğrudur, herşey tamam

fakat bu kan şekerinin yüksek olması o kadar kötü anlatılıyor ki, gözlerime inanamıyorum
tabi ki kan şekerinin 'sürekli' yüksek seviyede tutulması kötü birşeydir
fakat kan şekerinin yükselmesi o kadar da kötü değildir

kan şekeri yükselince vücuda enerji gelir, maruldan da alsanız, maydanozdan da alsanız, domatesten de alsanız karbonhidrat vücuda girince kan şekerinizi yükseltir. bu konuda sizin yapacağınız hiçbirşey yok
kan şekerini yükseltmemek için sıfır karbonhidrat yemelisiniz, hatta proteinler bile az da olsa kan şekerini yükseltir.

taş devri diyeti, bilmem ne diyeti, diye yüksek kan şekerini o kadar kötülüyorsunuz ki inanamıyorum. tamam kötüdür ama 'sürekli yüksek' kan şekeri hali kötüdür.
yoksa her insanın kan şekeri gün içinde iner çıkar.

bir zamanlar biryerden duymuştum, 'nefes almasaydık hayat ne kadar güzel olurdu' demişti. inanamamıştım. ne demek nefes almasaydık, ne demek yahu. ölürdük.

karbonhidrat düşmanlığı yapanlarda da buna benzer bir saplantı hali görüyorum. bu mantıkla hareket edenlerin, gün gelecek keşke nefes almasaydık keşke hayatımızda hiç oksijen olmasaydı diyecekleri günler de yakındır :)

neden nefes almasaydık biliyor musunuz.
(burayı lütfen kan şekerinin vücuda girmesi ile vücutta olanların dehşet içinde anlatıldığı o eski blgilerinizle aynı mantıkta okumaya çalışın)
çünkü vücudumuza oksijen girdiği andan itibzren, enerji harcayan her hücrede inanılmaz bir yakım ve yıkım olur. aynı bir araba motoru gibi. oksijen vücudumuzla tepkimeye girer girmez, kanserojen radikaller bir andan hücrelerimizin etrafını sarar, karbondioksit bir anda tüm vücudumuzu kaplar, kanımız zehirli maddelerle kirlenir. ve bu ketojenik diyeti saplantı haline getirenlerin de sürekli empoze etmeye çalıştığı gibi, her yemek yiyişimizde ya da her 4-5 saatte bir değil, dakikada en az 20 defa olur. yani her dakika en az 20 kez vücudumuz sırf nefes aldığımız için serbest radikallerle ve kanerojen hücrelerle mücadele eder. çünkü aldığımzı her oksijen sonucunda aynı arabanın çalışması mantığındaki gibi son derece zehirli bir gaz olan karbondioksit ve kanserojen radikaller açığa çıkar ve bu mücadele yemek yesek de yemesek de devam eder. zira nefes almaya devam ederiz. oksijen bu bakımdan vücudumuz için çok kötüdür. oksidanlar sürekli vücudumuzda dolaşır ve sürekli kanser hücreleri oluşur...

bu açıdan okuyunca çok acayip ve ürkütücü gibi geliyor di mi :) asıl ürkütücü olanın bunların hepsini doğru olması.

yani bir şeyi düşman bellerseniz, onun kötü taraflarını görürseniz, körü körüne inanmış olursunuz ve bu sizin yaşamınızı çok etkiler.
kan şekerini saplantı haline getirmeyin. zira kan şekerini düşürmek zaten vücudunuzun bir görevidir. aynen nefes aldığınızda ortaya çıkan tehlikali radikalleri ve karbondioksidi vücuttan atmak gibi bir bir görevdir. nasıl her nefes alışımızda vücudumuz darbe alıyorsa, her yemek yiyişimizde de darbe alıyor. fakat vücudumuzun temel görevi bu darbeleri minimuma indirmek.

yani özetle,
nefes alarken vücudunuza yardımcı olun ve sadece oksijen alın, sigara içmeyin
yemek yerken de vücudunuza yardımcı olun ve glisemik endeksi düşük sağlıklı gıdalar tüketin ve kan şekerinizi sürekli yüksek halde tutmayın....

gerisini bırakın bedeniniz yapsın :)
genetik bir hastalığınız yoksa bu iki basit formülle ile hem karaciğerinizi hem de akciğerinizi sağlıklı tutarsınız.
 
Son düzenleme:
Merhaba SAVAŞ74

Yazını çok beğendim. Fakat tavrını anlamış değilim.

Zaten bu yazıda zararlı karbonhidratların sebep olduğu rahatsızlıklardan bahsediyoruz. Senin de dediğin gibi proteinler bile kan şekerini yükseltir. Ama asla direnç oluşturacak kadar yükseltmezler, sağlıklı karbonhidratlarda öyle.

Evet kan şekerinin sürekli yüksek tutulması zararlıdır. Bu konuda hemfikiriz.

Zaten düzenli,sağlıklı beslenen insanın kan şekeri asla direnç yaratacak kadar fırlamaz.
İnsülin direnci oluştuğu zaman oluşacak hastalıklar saymakla bitmiyor. En başta yağlanma. Şişmanlık görüntü bozukluğu değildir sağlık sorunudur. Ve ardından bir çok hastalık getirir.

Saygılar.. :)
 
tavrım genele :) üzerine alınma :)
yazımda da yazdığım gibi, bir fikre körü körüne kapılanlar için.
kimse kişisel algılamasın.
ayrıca kimse körü körüne bir fikre kapılmasın diye :)
 
unutmayın karbonhidrat sanıldığıkadar zararlı değil
hatta faydalıdır, tabi doğru ölçülerde almak lazım forumda bununla iligili bi çok bilgi var ben bugun okuduğum bi yazıyı sizinle paylaşmak istedim, çocuklarda beslenme-spor ilişkisini anlatıyor ama herkes kendine pay çıkarabilr işte yazı:
“PROTEİNDEN ZENGİN BESLENİLMESİ GEREKTİĞİ” DÜŞÜNCESİ DOĞRU MU?
Spor yapan çocuğun enerji gereksinimini hesaplamak kolay değildir. Çünkü çocuklar arasında çok büyük kişisel farklılıklar vardır. Özellikle çocuğun büyüme hızı, yaptığı fiziksel aktivitenin yoğunluğu ve süresi, çocuğun yaşı, boyu, kilosu, cinsiyeti enerji ihtiyacını belirlemede önemli olan etkenlerdir. Bu yüzden yapılan hesaplamanın bireye özgü olması, planlanan menü uygulanmasının hem çocuk hem de ailesi için pratik, uygulanabilir olması gerekmektedir.
Spor yapan çocukların diyetleri karbonhidratlardan zengin olmalıdır. Antrenman esnasında kasların performansı için enerjiye gerek vardır. Her aktivite glikojen kullanımını gerektirmektedir. Yeterli karbonhidrat tüketilmezse glikojen depoları boşalır ve yorgunluk oluşur. Glikojen depolarının yenilenmesi için karbonhidratların yeterli miktarda tüketilmesi gerekmektedir. En iyi karbonhidrat kaynakları meyveler, tahıllar (ekmek, pilav, makarna), kurubaklagillerdir (kuru fasulye, nohut, mercimek). Spor yapan kişilerin kas yoğunluğunu arttırabilmek için protein gereksinimlerinin artması gerektiği düşünülmektedir ve bu nedenle de proteinden zengin ürünler spor yapanlar tarafından sıkça rağbet görmektedir. Sporcuların protein gereksinmesi düşünüldüğü kadar fazla artmamaktadır. Günlük enerji gereksiniminin hesaplanıp bu enerjinin %12-15’ i proteinlerden gelecek şekilde planlanması günlük protein ihtiyaçlarını karşılamada yeterli olmaktadır. Protein kaynaklarının sadece hayvansal olmaması bitkisel kaynaklı proteinlerinde kullanılmasına dikkat edilmelidir Özellikle çocuk ve adölesanlarda bilinçsizce aşırı protein kullanımı iştah kaybı, ishal, böbreklerde fonksiyon bozukluklarına sebep olabilmektedir.
 
Çok kola içerseniz insülin direnci yapar ve yağlanırsınız.
Çaya şeker atarak içmek abartmamak şartıyla bir kola kadar sizi baltalamaz!
Çünkü insülin yükü diye bir şey var; çaya 2 şeker atarsanız ve 1-2 saatde bir çay içerseniz bu sizi aşırı yağlandırmaz...
Evet basit şeker almış olursunuz ama bir kola da ki kadar yağlanma faktörü olmaz!
Çünkü kola içmek kabataslak bir benzetme yapacak olursak o kolanın byutu kadar küp şekeri tek seferde bir anda aniden kana vermek gibidir, yada ekmek yemekde aynı şekilde ekmeğin boyutu kadar küp şekeri yani basit şekeri birden kana vermek gibidir.
Bu işte çok sağlam insülin direnci yapar ve sizi çok güzel yağlandırır.
Ama 1-2 şekerli çayı uzun aralıkla içtiğiniz zaman basit şekeri kandaki insülini aşırı fırlatmayacak derecede az ve uzun aralıklı almış olursunuz ki bu sizi çok uzun bir peiryotta ancak yağlandırır ve aşırı bir yağlanma da söz konusu değildir!

Kısacası yağ yakımında asıl kesmeniz gereken kola-ekmek-beyaz pirinç vb. dir.
Şekeri birden ve büyük miktarda yükleyenlerdir...
Şekerli çayda böyle bir durum yok.

Tabii bir oturuş da bir demlik çay içiyorsanız ve her bardak da 5-6 şeker atıyorsanız o zaman başka :D


cevap yeteri kadar açık olmuş, teşekkürler geniş çapta açıklama için. Çaya 1 veya 2 tane şeker atıyorum ama çok sık çay içmiyorum o da ayrı. Kolayı keseli tam manasıyla 3 gün oldu hafif de olsa bir sıkılaşma hissettim kendimde belki de psikolojiktir. Ekmeği kesersek de saçları bırakırız gibime geliyor, bu nedenle ekmeği kesmeyi pek düşünemeyeceğim umarım yanılıyorumdur saç konusunda; yoksa ekmeği de keserim tabi ki..!
 
unutmayın karbonhidrat sanıldığıkadar zararlı değil
hatta faydalıdır, tabi doğru ölçülerde almak lazım forumda bununla iligili bi çok bilgi var ben bugun okuduğum bi yazıyı sizinle paylaşmak istedim, çocuklarda beslenme-spor ilişkisini anlatıyor ama herkes kendine pay çıkarabilr işte yazı:
“PROTEİNDEN ZENGİN BESLENİLMESİ GEREKTİĞİ” DÜŞÜNCESİ DOĞRU MU?
Spor yapan çocuğun enerji gereksinimini hesaplamak kolay değildir. Çünkü çocuklar arasında çok büyük kişisel farklılıklar vardır. Özellikle çocuğun büyüme hızı, yaptığı fiziksel aktivitenin yoğunluğu ve süresi, çocuğun yaşı, boyu, kilosu, cinsiyeti enerji ihtiyacını belirlemede önemli olan etkenlerdir. Bu yüzden yapılan hesaplamanın bireye özgü olması, planlanan menü uygulanmasının hem çocuk hem de ailesi için pratik, uygulanabilir olması gerekmektedir.
Spor yapan çocukların diyetleri karbonhidratlardan zengin olmalıdır. Antrenman esnasında kasların performansı için enerjiye gerek vardır. Her aktivite glikojen kullanımını gerektirmektedir. Yeterli karbonhidrat tüketilmezse glikojen depoları boşalır ve yorgunluk oluşur. Glikojen depolarının yenilenmesi için karbonhidratların yeterli miktarda tüketilmesi gerekmektedir. En iyi karbonhidrat kaynakları meyveler, tahıllar (ekmek, pilav, makarna), kurubaklagillerdir (kuru fasulye, nohut, mercimek). Spor yapan kişilerin kas yoğunluğunu arttırabilmek için protein gereksinimlerinin artması gerektiği düşünülmektedir ve bu nedenle de proteinden zengin ürünler spor yapanlar tarafından sıkça rağbet görmektedir. Sporcuların protein gereksinmesi düşünüldüğü kadar fazla artmamaktadır. Günlük enerji gereksiniminin hesaplanıp bu enerjinin %12-15’ i proteinlerden gelecek şekilde planlanması günlük protein ihtiyaçlarını karşılamada yeterli olmaktadır. Protein kaynaklarının sadece hayvansal olmaması bitkisel kaynaklı proteinlerinde kullanılmasına dikkat edilmelidir Özellikle çocuk ve adölesanlarda bilinçsizce aşırı protein kullanımı iştah kaybı, ishal, böbreklerde fonksiyon bozukluklarına sebep olabilmektedir.

Her yazdığına katılıyorum da. Çocukluktan itibaren tahıl yedirildiği için yeni nesiller obez olma yolunda ilerliyor. Tahıllar her türlü zararlıdır. Karbonhidrat olarak diğer saydıklarınız yetecek kadar alınabilir.
 
evet, herşeyin fazlası zarar diye istisnasız boşuna dememişler bence de... dünyada hiçbir şey yok ki, aşırısı yararlı olsun vücut geliştirme de dahil buna...
 
Back
Yukarı