Etten korkma meyveden kork!

ben bu bölümü izlemiştim hatta kelimesi kelimesine hatırlıyorum diyebilirim.Discovery Science'ta yayınlandı ve programın adı Human Body Ultimate Machine.gerçekten mükemmel bir programdır ve her bulduğum fırsatta izlerim.insanın gerçekten ne kadar mükemmel ve kusursuz bir işleyişi olduğunu gösterir bir kez daha..

hatta ercan'ın yazısını okuduğumda aklıma ilk bu video geldi.yani vücut yağları değil proteinleri en sona saklar her zaman.çünkü proteinlerden sonra sinirler gelir,vücut hiçbir zaman sinirleri sindirmesine izin vermez ve vücut ex(ölüm) durumuna gelir.videoda olmayan ama kendi hatırladıklarımıda yazayım konu içinde olmasada bilgilendirmek namına..buradada olduğu gibi her zaman beyin kendini yaşatmak ister ve bunun için her yola başvurur.beyin en bencil organımızdır.hatta kalp kasını bile tüketebilir yaşamak adına.ölüm durumuna gelene kadar sinirler hariç herşeyi kendine enerji bulup yaşatmak için kullanır..

genel olarak bu konu hakkında yorum yapmak gerekirse,siz kendinizi zor durumda gösterip kalori miktarınızı azaltsanız dahi hiçbir zaman vücudunuz videodaki adamın vücudunun işleyiş prosedüründe çalışmayacaktır.çünkü beyin olan bitenin sizden daha çok farkındadır.yani kendinizi kandırabilirsiniz ama beyninizi asla :)
 
genel olarak bu konu hakkında yorum yapmak gerekirse,siz kendinizi zor durumda gösterip kalori miktarınızı azaltsanız dahi hiçbir zaman vücudunuz videodaki adamın vücudunun işleyiş prosedüründe çalışmayacaktır.çünkü beyin olan bitenin sizden daha çok farkındadır.yani kendinizi kandırabilirsiniz ama beyninizi asla :)

Bu nasıl bir cümledir yaaa...
Bu cümlenin mantığına göre ketojenik beslenenler zayıflayamaz, az kalorili beslenenler uzun yaşayamaz...

Vücut fizikle çalışır arkadaşlar metafizikle değil!!!

Yorumlarınıza biraz bilimsel alt yapı göstermeye çalışın, yada ipucu filan gösterin lütfen...
 
valla, şimdiki "lise kitapları ,bilgileri " herhalde bayağı sorunlu ?!...( hem de konusu ne olursa olsun ,istisnasız ...(

konumuz eğer sporsa , ki burdakiler sporcu , ve ağırlıklı olarak vg-uygulayıcısı , ve neticede "kaynakların yüksek seviyede boşaltıldığı , yüksek enerji kaybı gerekktiren bir spor türü değil" ...bu nedenle ,karbonhidratı az almak tutmak çok fazla bir sorun teşkil etmez...kısıtlı karbonhidrat ile durum idare edilebilinir...neticede ortaya enerji açığı çıkmaz...

ama, konu "performans sporu -yani yoğun enerji harcanan sporlarsa muhakkak her türlü karbonhidratı alınacak ve beslenmenin ağırlığını bu teşkil etmesi gerekir , hele hele proteinden konvertasyon yoluyla enerji elde edilimi düşünülmez bile..., diğer yanda eğer " kilo verme, yağ yakma mevzusu ise " az miktarda optimum seviyede "karbonhidrat "alınmalıdır...
 
ZeusS,öncelikle ne demek istediğimi anlamamışsın ve kendi anladığın kadarıylada yorumlarını yazmışsın..o cümleyi tekrar okumanı öneririm..demek istediğim şey;vücut,normal zamanda veya keto beslenme zamanında veya ne yaparsan yap orexin hormonunu asla salgılamayacaktır.özel zaman ve özel durumlarda salgılanan özel hormonlar vardır.vücut böyle zamanlarda olağan dışı olarak çalışabilir.anlatmak istediğim buydu.mesela bir insanın maksimum kuvvette bile kas gücünün ancak 3 te 1 ini kullandığını biliyor muydunuz ?..ne yaparsan yap bunu yükseltemezsin.ancak hayatta kalma mücadelesi verirken beyin ölmemek için kasların tüm gücünü kullandırabilir..fakat hayatta kaldıktan sonra kas gücünü kullandığı yerdeki kasları,lifleri,bağları,eklem dokusu herşeyi yırtılır,zarar görür.yani eğer normal olarak kas gücümüzün tamamını kullanabilseydik sürekli bir yerlerimiz sakat olurdu.buda insanın ne kadar mükemmel yaratıldığının ufak bir göstergesi..

son bir şey daha..konu başlığı "etten korkma meyveden kork" ama gelinen 14 sayfanın her sayfasında dahada konu dışına çıkıldı ve şu anda gelinen noktaya bakın :) off topicte sınır yok :)
 
Yeri degil ama ben zaten cok gicik oluyorum kendisine, California valiligi sirasinda Ermeni meselesi hakkinda söylediklerinden dolayi. Alman biralarinin reklamini yapmak istiyordur o, o yüzden bira iciyorum demistir. Saniyorum valiligi birakinca, karisi onu bosamisti.

Amacım kimseye destek verip kimseyi çürütmek değil ama ben Arnold a çok güvenmiyorum arkadaşlar...
Sonuçta belgeselinde bile "ne sütü yahu, süt çocuklar için ben bira içiyorum" demiş bir insan...

Akıl var nizam var; hem bira içeceksin, hemde bu alemde hala daha örnek teşkil edilen bir karın yapmış olacaksın...
;)
 
ben ketoculara şu yüzden kızıyorum, zaten var olan ve uygulanmakta olan bir şeyi abartarak anlatıyorlar. kilo vermek istiyorsanız ekmeği kısarsınız çikolata yemezsiniz meyveyi azaltırsınız pilavı azaltırsınız, kilo almak istiyorsanız da tam tersi. ee biz bunu zaten yapıyorduk, karatay söyleyince niye olay oluyor? benim kızdığım nokta meyveleri taşlama kısmı. sanki bütün hastalıkların kaynağı meyve imiş, meyve zararlıymış gibi bir hava yaratılıyor. ketocular karbonhidrat ağırlıklı beslenenleri resmen şekere tapmakla suçluyor, oysa ki biz de basit şeker alımını düzenlemeye özen gösteriyoruz vs vs.

ayrıca keto diyet verimsizdir demiyorum ama ne kadar süre böyle beslenebileceksiniz? özellikle sporcuysanız kas almadan nasıl rahat edeceksiniz? keto diyet definasyon dönemi için uygundur lakin diğer durumlarda kesinlikle kullanışsızdır kanımca. bir de herkes diyetleri değerlendirirken günümüz şartlarını atlıyor. kaç kişi beslenmesine 0 karbonhidrat alacak kadar dikkat edebilir?

bir de şu var, önceki bir başlıkta tekrar dile getirdim, şeker "bağımlılığı" deniyor ama insanın canı hiç mi tatlı çekmeyecek yani? robot gibi yaşamanın ne mantığı var sizce? balıktan sonra tahin helvası yemeyecek miyiz? baklava, irmik, güllaç, sütlaç, puding, aşure vb. milyonlarca tatlıdan kendinizi mahrum bırakabilecek misiniz?

not: biraz da biz demagoji yapalım :D
 
@R10

Zaten var olan şey dediğin her türlü yiyecekten kısmak ve yağı azaltmak, halbuki arkadaşların savunduğu görüş sadece karbonhidratların azaltılıp yağın ve özellikle doymuş yağın azaltılmaması. Birbirinden farklı şeyler bunlar. Karatay söyleyince niye olay oluyor, çünkü kendisi önemli bir kalp doktoru ve söylediği şeyler on yıllardır kabul edilen şeylerin taban tabana zıttı. Özellikle yağlar, karbonhidratlar ve kolesterol hakkında söyledikleri. Bu görüşü savunan Ahmet Aydın gibi başka doktorlar da var.
 
@R10'un anlatmaya çalıştığı şey -benim de fikrim- şu: bir doktor çıkıyor, bu gıdalar şartlarda yenirse zararlıdır diyor, sonra mürit konumunda birçok insan burda o doktorun zararlı dediği herşeyi (şartları görmezden gelerek) düşman belliyor ve propagandaya başlıyor. Bakın canan karatay şunu diyor: Meyve triglesit hastaları için zararlıdır.
Bu cümle doğru bir cümle, öyle değil mi. kimsenin itirazı yok, zira meyveler fruktoz içerir ve bu bazı hastalıklar için zararlıdır. Ama işin garip tarafı bu cümleyi duyan ketocular, cümleyi komple algılamak yerine meyve zararlıdır şeklinde propagandaya başlıyorlar, hemen internette buldukları meyvenin az vitamin içermesi, az lif içermesi tablolarını buraya yapıştırıyorlar. Evet doğrudur, bazı yeşilliklere göre bazı meyveler az vitamin içerebilir. fakat bu meyvenin vücudumuz tarafından zararlı olarak algılanmasını gerektirmez ki. meyve sadece triglesit hastaları için zararlıdır. ayrıca vitamin bakımından yüksek yeşilliklerin aslında ne kadar yenmesi gerektği de bir problemdir. mesela maydanoz, iyi vitamin içerir ama maydanozu 100gr yerseniz. 100 gr maydanoz da neredeyse bir 'buzdolabı poşetini' doldurur, o kadar maydanozu yiyebiliyorsanız, yiyin buyrun. bu biraz da çocukluğumda duyduğum 'namaz günahtır' cümlesine benziyor. halbuki 'namaz alkollü kılınırsa günahtır'.

Canan Karatay olsun Ahmet Aydın olsun, çok güzel şeyler söylüyorlar. ve bence söyledikleri çok mantıklı ve hakkaten de çok yararlı bilgiler. Fakat günümüz şartlarında %100 uygulanması imkansıza yakın olan şeyler. Eğer onların dediklerinin tamamını eksiksiz noksansız yapacak olursak: köyde yaşamalıyız, en az 100 dönüm arazimiz ve en az 200 adet hayvanımız olmalı. Deli gibi büyük devasa ve çok verimli meralarımız olmalı. 24 saatlik günümüzün tamamını tarla işleri, hayvan bakıcılığı, et kesimi, yumurta toplayıcılığı, süt sağımı gibi işlere ayırmalıyız. Ayrıca dost meclislerine neredeyse hiç katılmamalıyız, sosyal hayatımız sıfıra yakın olmalı, zira çok çok büyük ihtimalle dostlarımız bizim seçtiğimiz hayat tarzında yaşamıyor olacaklar ve evlerinde poğaça-kanepe-tatlı-pasta-beyaz ekmek-makarna-pilav-pataes-aşure gibi bilumum karbonhidratlı ve şekerli yiyecekler olacak. muhtemelen çoğu gece evlerinde etsiz yemekler pişecek. gece dışarı bir restauranta çıkmak mümkün değil. kebap iskender haricinde ne künefe ne pide ne de başka bir karbonhidart içerikli şey yemek mümkün değil. patatesli basit bir sulu yemek bile olmuyor çünkü. kuru-pilav zaten yok. ayrıca birayı şarabı rakıyı, felekten bir geceyi daha saymadım bile. simit bile yasak. yemekleri kendinin çıkardığı bir işyerinde de çalışmak büyük eziyet haline gelecek, zira her gün karbonhidratsız yemek çıkmııcak.... iyi tarafı marketten sadece 2 gıda ile çıkabilceksin: et ve roka-marul gibi yeşillikler. tabii marketteki ete ve yeşilliklere sağlık olarak güvenmen gerekir ki, ketocuların güveneceğini sanmıyorum... bakın adamın kitabının adı bile şu: taş devri diyeti. yani taş devrinin doğal şartlarında ancak bu mümkün olabilir. bakın taş devri diyorum, yani yazının icat edildiği dönemden bile yüzbinlerce hatta milyonlarca yıl önce.

yıllar önce katıldığım bir çevre seminerinde, bir uzman aynen şunu söylemişti: tüm şehirlerin tüm su şebekeleri baştan aşağıya değişmeli. zira evlerde kullanılan suyun büyük kısmı içilmiyor ama kullanılıyor. şebeke suyunu içme suyu olarak kullansanız dahi bu durum değişmiyor. zira suyun büyük kısmını banyo için çamaşır için tuvalet için lavaboda kullanıyorsunuz, bu suları neredeyse hiç içmiyorsunuz, ama o sular size büyük işlemlerden geçerek geliyor. bu pahalı suları aynen sifonla atıyorsunuz. halbu ki bu suları minimal işlemlerden geçirerek ikinci bir kullanım suyu şebekesi koyarak su maliyetinde büyük düşüşler elde edebiliriz. tonlarca ısıl-kimyasal işemlerden geçirilen ve hijyenik hale gelen suları sifonla kanalizasyona atmak büyük israftır, çevreye büyük zarardır...demişti ve mantık olarak dediklerinde de son derece haklıydı.... peki uygulanabilir mi? bakın tüm şehiri bıraktım, bir binanın bile ikinci bir su şebekesi hattını kurmak için bile büyük fedakarlıklar yapmak zorundasınız..

aynı yukardaki uzmanın söylediği gibi, doktorlar da söyler, söylemeleri de gerekir, çünkü onların eğitimi bu. halkı uyarmak. yani sağlık için ne gerekiyorsa söylemeliler. zaten dikkat edin; statin ilacı haricinde hiçbir doktor canan karataya-ahmet aydın gibi düşünenlere tam anlamıyla itiraz etmiyor. onlar da karbonhidratın-şekerin zararlarını aynen sayıyorlar...

sorun bunu bizim kendi mantık çerçevemizde değerlendirip, kendi bedenimizi iyice anlayıp günümüz yaşantımızda uygulamaya çalışmak...işin 'body building' kısmı ise apayrı bir vaka.
 
http://www. ******. com/2011/08/en-iyi-fitness-programi-en-ideal-fitness-formulu.html

Frank Forencich'in muhteşem yazısı sağlıklı yaşam konusunda şunu okuduktan sonra düşünün meyve yemenin sağlığımıza etkisi diğer bu etkenlerin yanında ne kadar önemli :)
Tabi özel sağlık problemleri olan arkadaşlar ya da yüksek risk grubunda bulunanların bazı besinlerden uzak durması özel diyetler uygulaması doğrudur.Ancak sağlık problemleri olmayan bireylere uygulanamayacak katı diyetler (karatay diyeti pratikte zordur sıkıntılıdır o diyeti tam uygulayacam diye yaşacağınız stres vücudunuza meyveden çok daha fazla zarar verecektir bence ) vermek çokta doğru değil.
 
Lise bilgileri bir yana modern biyolojiyi takip etmeliyiz arkadaşlar...

Ketojonik diyete şiddetle karşı çıktığım dönemde bunun sebebi; bu diyetin homosapiensin bir beslenme türü değilde beyinin açlık halindeki uyguladığı prosedürlerden bir tanesine dayandığını düşünmemden kaynaklanıyordu...

Aşağıdaki video da bunu izleyerek anlayabilirsiniz...

Fakat bu diyeti araştırdıkça gördüm ki; evet benim düşündüğüm gibi açlık halindeki prosedüre dayanıyor bu kısımda yanılmamışım fakat, zannettiğim kadar kıt besin değerleri ve kıt bir beslenme spektrumuna sahip olmadığını, hatta kas gelişimini amaçlayan sporculara yönelik kitlerinin mevcut olduğunu gördüm :)

Sonuç olarak söyleyebilirim ki; bu diyet kesinlikle sağlıksız ve kıt bir beslenme görüşüne sahip değildir, oldukça sağlıklı bir diyettir!
Kas inşası ile uğraşmayan kilolu insanlar için kesinlikle kullanılabilir bir diyettir.

Kas inşasıyla uğraşan sporculara ise kesinlikle kas kaybettirmez çünkü çok güzel hazırlanmış sporcu kitleri vardır....
Amma velakin kas inşasını kesinlikle yavaşlatır; video da da izleyeceğiniz üzere genel metabolizma hızının düşürülmesi evet ömrü belki uzatır ama hertürlü faliyeti yavaşlattığı yani vücut bütün olarak kendi hızını yavaşlattığı için kas yapımı da yavaşlayacaktır...
Yani 1 ayda yapacağınız kas kütlesini 3 ayda yapmanıza sebebiyet verebilir!

Ancak dediğim gibi kas kaybı yaşatır mantığı kesinle hurafedir; 1 gram bile kas kaybetmezsiniz çünkü gerçekten de diyetin çok özenle hazırlanmış sporcu kitleri mevcut!
Tam aksi kendi istediği kas kütlesine ulaşmış definasyon ile iyice ortaya çıkarmak isteyen sporcular için bu diyet tam bir nimettir ;)

[YOUTUBE]https://www.youtube.com/watch?v=fnco6k-wna8&feature=youtu.be[/YOUTUBE]

devamı yokmu, yarım kaldı gibi :) sen upload etmişsin sanırım videoyu. teşekkürler zeus ;)
 
@SAVAŞ74

Dediklerinin birçoğuna katılıyorum zaten, bu noktada bi sıkıntı yok. Ama bir şeyi atlıyorsun, tartışmanın konusu pratik hayatta uygulanabilir mi uygulanamaz mı değil, söylenenlerin doğru mu değil mi olduğudur. Asıl anlamaya çalıştığımız şey bu.

Mesela doğmuş yağ ile yüksek oranda beslenmenin sağlığa bir zararı var mı ya da yok mu? Beslenmemizdeki yağ ve kolesterol miktarının vücudumuzda bulunan kolesterol miktarına etkisi var mı yok mu? Vücudumuzdaki kolesterolün yükselmesi damar tıkanıklığı ve kalp rahatsızlıklarına sebebiyet verir mi, yoksa yükselmesinde bir sakınca yok mu ve ilaçlarla miktarının düşürülmesi aslında zararlı mı? Bunlar ciddi sorular ve VG ile de direk ilişkili sorular.

Benim burada yazdıklarım herhangi birini veya herhangi bir görüşü savunmak için değil olaya her açıdan eşit mesafede yaklaşmak içindir. Yoksa ben de hak veriyorum pratikte herkesin uygulamasının imkansız olduğuna.
 
@Lord marvel

Evet belgesel arşivimden kendim kesip upload ettim ;)
Belselin orjinali "Human Body Pushing the Limits" dir! İzlemenizi tavsiye ederim ;)
 
  • Like
Reactions: Azi
zeus dostum musait olunca video yu tamamen upload edersen seviniriz cok guzel bir video

bende 6 gundur 2 ogun yapıyorum aksam 7 ve aksam 9 da geri kalan 22 saat oruc gibi gercekten cok faydasını gördüm



ancak , "açlık,kıtlık " anında belirtilen kullanım sırası doğru değil, daha doğrusu pek doğru değil...

zira, şiddetli açlık,kıtlık durumunda, uzun vadede dışardan "karbonhidrat alınmadığı durumda " vücut otomatik defans mekanzimasına geçer ve "yağları en sona saklar!..." ancak, az da olsa belirgin miktarda karbomhidrat alımıyla vücuda giren karbonhidratta sorun yok ,devam ediyor şeklinde metabolizma bir anlamda kandırılarak yağ yakımı belli ölçüde efektif hale getirilir...

kısa süreli aclık yapıyorum 6 gunde 2 kilodan biraz fazla verdim belde 3cm incelme yasadım ?

Aclık sırasında salgılanan büyüme hormonu yagları enerjiye cevir yagsız kas kütlesini arttır karbonhidratlardan degil yagları enerji olarak kullan komudu vermiyor mu vucuda insulinin aksi seyrinde ?



hele proteinden konvertasyon yoluyla enerji elde edilimi düşünülmez bile.

Bu düsünülemez zaten öyle birsey yapan yokki yedigimiz yaglar ve vucud yaglarını enerji olarak kullanmak cabamız düsük kan sekeri dolayısıyla yaglar enerji kaynagı olarak kullanılıp kas kütlemiz korunacak.



SAVAŞ74

haklısın dünya nimeti saydıgımız seylerden uzak duruyoruz fakat et rakı yapabiliyoruz :)


cezam bitti bugun :) herkese selam
 
Zamanlama ve miktarı iyi ayarlanırsa meyve kesinlikle korkulacak bir besin değildir. En az et kadar doğal bir besindir, zira tarım yokken bile "berry" dediğimiz yemişler doğada bulunuyordu. Ölçüye dikkat edildiği takdirde çok yararını görebiliriz.
 
Heldic geçmiş olsun kardeşim, hoşgeldin aramıza, sana burada ihtiyaç var ;)

Madem istek var tabi ki tamamını yüklerim, bu belgesel arşivimden aklıma gelen sadece birisi daha bunun gibi bir ton belgesel mevcut elimde...
Ketojenik beslenmeyi vücuda yararlarını, vucutta ki izlediği prosedürlerini zaten çoktandır biliyorum zaten sadece senin forumda ilk anlattığın dönemlerde sanki çok aşırı kıt bir spektruma sahip bir beslenmeymiş gibi insanlarda izlenim bıraktı halbuki kesinlikle bu böyle değil ;)

Zaten insan biyolojisine aykırı bir şey yapmıyoruz bu beslenmeyle, elimizdeki motor belli benzinle mi yoksa gazla mı çalıştıracağımız bize kalmış bir şey ;)

Ben zamanında birde bu beslenmenin insanoğlunun gerçek beslenmesiymiş gibi gösterilmesine de çok tepki gösterdim; gerçek şu ki ister yaratılış ile anlatın ister bilimsel yöntemlerle homohabilisten beri hem Kh hemde yağ ile beslenmeye uygun bir vücuda sahibiz!
Yani vücut dediğimiz elimizdeki motor benzinli motor; bunu benzin yada gaz ile çalıştırmak bize kalmış birşey :)

[YOUTUBE]https://www.youtube.com/watch?v=WvIlQmzEKDE&feature=plcp&context=C38b0a20UDOEgsToPDskIlYlPdapzk3M23NthCaqmW[/YOUTUBE]
 
Karatay diyeti , Aksıpa diyeti , Bozenik diyeti vs vs....artık proflarda kolay para kazanmanın yolunu buldular....yapılacak şey çok basit :

1.kural : oluşturmak istedigin diyete saçma sapan ilgi çekici bir ad bul
2.kural : o güne kadar yapılan diyetlerin tamamen yanlış oldugunu söyle
3.kural : kendi oluşturdugun diyette kesin bir kaç besini yasakla
4.kural : avların tuzaga düşmesini bekle
5.kural : paraları cukka yap

karatay diyeti kesinlikle farklı çünkü diyet değil.kadın kitabında anlatmış. diyet adı altındaki para tuzaklarını. ön yargılı olmamak lazım. kitabının isminin karatay diyeti olmasının sebebini de dürüstçe söyledi internetten aratıp bulabilirsiniz. kitaplarını tavsiye ederim. bilimsel olarak beslenmeyi anlatıyor. kitabını alan pekçok kişi diyet kitabı yerine bilimsel olarak beslenmeyi anlatan bir kitap görünce hayal kırıklığına uğramıştır.

Mesajınız otomatık olarak birleştirilmiştir---------- mesajın eklendiği saat 01:16 ---------- ilk mesajın gönderildiği saat 01:14 ----------

bilimsel kaynak göstermeye gerek yok çünkü yazılan yazı zaten bilimsel degil , kuruyemişler kilo aldırmaz demiş ama meyveleri sınırlamış , yesin bakalım günlük 1 kilo kuruyemiş ondan sonra yeniden tartışalım......paracelsusun dedigi gibi " herşey zehirdir mühim olan dozdur"

bir kilo kuruyemiş yiyebiliyorsanız tebrik ederim.
 
çok farklı şeyler söyledigini sanmıyorum , okudum bi kaç yerde roportajlarını zaten , yıllardır bilinen uygulanan şeyleri söylüyor , zaten bütün bu diyetlerin beslenme programarının 3-4 ana kaynagı var hepsi ondan türüyorlar

olay 1 kilo kuruyemiş yeyip yememe meselesi degil , orada demişki " kuruyemişler kilo aldırmaz " nasıl aldırmaz neye göre aldırmaz , kime göre aldırmaz ? böyle genel ifadelerin altını doldurmayınca sıkıntı çıkar , prof sıfatına sahip insanların açıklama yaparken daha dikkatli olması lazım
 
çok farklı şeyler söyledigini sanmıyorum , okudum bi kaç yerde roportajlarını zaten , yıllardır bilinen uygulanan şeyleri söylüyor , zaten bütün bu diyetlerin beslenme programarının 3-4 ana kaynagı var hepsi ondan türüyorlar

olay 1 kilo kuruyemiş yeyip yememe meselesi degil , orada demişki " kuruyemişler kilo aldırmaz " nasıl aldırmaz neye göre aldırmaz , kime göre aldırmaz ? böyle genel ifadelerin altını doldurmayınca sıkıntı çıkar , prof sıfatına sahip insanların açıklama yaparken daha dikkatli olması lazım
banlar açıldı konu hortladı :D en iyisi uzak durmak:) söylediklerinize sonuna kadar katılıyorum.
 
Back
Yukarı