Etten korkma meyveden kork!

çok farklı şeyler söyledigini sanmıyorum , okudum bi kaç yerde roportajlarını zaten , yıllardır bilinen uygulanan şeyleri söylüyor , zaten bütün bu diyetlerin beslenme programarının 3-4 ana kaynagı var hepsi ondan türüyorlar

olay 1 kilo kuruyemiş yeyip yememe meselesi degil , orada demişki " kuruyemişler kilo aldırmaz " nasıl aldırmaz neye göre aldırmaz , kime göre aldırmaz ? böyle genel ifadelerin altını doldurmayınca sıkıntı çıkar , prof sıfatına sahip insanların açıklama yaparken daha dikkatli olması lazım


vucudda insülin denilen hormon yag depolar kuruyemisler insülini yükseltmezler aksine düsürürler o yüzden kilo yapmaz deniyor

tabiki karbonhidrat agırlıklı beslenirseniz hersey kilo yapar
 
Yorumları okumadım, başlığı da okumadım, dünya sağlık örgütü açıkladı fruktozu demişsin, sadece ona cevap yazıyorum, dünya sağlık örgütü günlük protein ihtiyacını 50 gr olarak belirledi, 100 gr üstü proteine de zararlı diyor, başka yorum yazmıyorum, biz bodyci adamız elin örgütünün bilim diye önümüze getirdiği her hurafeye itibar etseydik vücutlarımız yoldaki vatandaştan farklı olmazdı.

Benim eski mesajlarıma bakarsanız, belki hatırlarsın , yağları çatır çatır savunduğumu, ketojen diyet falan denediğimi, taş devri diyeti uygulayıp cok memnun oldugumu falan yazdığımı gorursunuz, ama yok öyle bir hikaye, karbonhidratsız body olmuyor, şekersiz body olmuyor olmuyor olmuyor bunun için bilimsel makale okumaya carta curta gerek yok deneyin görün karbonhidratsız yağlarla kas yapacam vücut yapacam diye yola cıkın yarı yolda benzin bitsin o zaman anlarsınız bilimsel makalemi doğru soyluyor tecrübelermi diye :)

Mesajınız otomatık olarak birleştirilmiştir---------- mesajın eklendiği saat 20:49 ---------- ilk mesajın gönderildiği saat 20:28 ----------

Aklıma gelmişken söyleyeyim bu "bilimsel araştırmalarla" zamanında yumurtanın zararlı olduğu, kırmızı etin zararlı olduğu, en sağlıklı beslenme tarzının sebze meyve olduğu da kanıtlanmıştı, sadece beslenme değil, yüksek şiddetli antremanların zararlı olduğu, hafif antremanların vücuda yararlı olduğu falan da kanıtlanmıştı, yani makalelere göre spor yapıp beslenseydik çok vahim bir durumda olurduk.

Bizim salonda çok var böyle, abi yumurta zararlıymış yemeyelim, et zararlıymış aman uzak dur( adam body yapıyor et yemiyor sebzeyle besleniyor, ne diyim Allah akıl fikir versin :D ) bu aralar yeni modada abi makarna yeme pilav yeme meyvede zararlıymış şeker var hepsinde, yakında neler çıkacak bakalım
 
Son düzenleme:
vucudda insülin denilen hormon yag depolar kuruyemisler insülini yükseltmezler aksine düsürürler o yüzden kilo yapmaz deniyor

tabiki karbonhidrat agırlıklı beslenirseniz hersey kilo yapar

kilo almanın ilk kuralı yaktıgından fazlasını yemektir , eger yaktıgından fazlasını yersen ne yediginin pek önemi kalmaz kilo alırsın
 
Aklıma gelmişken söyleyeyim bu "bilimsel araştırmalarla" zamanında yumurtanın zararlı olduğu, kırmızı etin zararlı olduğu, en sağlıklı beslenme tarzının sebze meyve olduğu da kanıtlanmıştı, sadece beslenme değil, yüksek şiddetli antremanların zararlı olduğu, hafif antremanların vücuda yararlı olduğu falan da kanıtlanmıştı, yani makalelere göre spor yapıp beslenseydik çok vahim bir durumda olurduk.

Bizim salonda çok var böyle, abi yumurta zararlıymış yemeyelim, et zararlıymış aman uzak dur( adam body yapıyor et yemiyor sebzeyle besleniyor, ne diyim Allah akıl fikir versin :D ) bu aralar yeni modada abi makarna yeme pilav yeme meyvede zararlıymış şeker var hepsinde, yakında neler çıkacak bakalım

Elbetteki yanılan bilimden yana olacağız.
Elimizde doğru düzün bir veri olmadan kafamıza göre yapıyor olsaydık, şu anda bilinçsiz beslenme ve gelişiüzel çalışmalarla bir arpa boyu yolu ancak alırdık.
 
artık bilim öyle bi hale geldiki her şeyi dogrulayabilecek veya reddedebilcek bilimsel makale bulmak mümkün , supplemement şirketleri bile ürünlerini daha fazla satmasını saglamak için " bilimsel makale " yazdırabiliyorlar......

peki senin düşüncene göre düşünelim hiç karbonhidrat tüketmeyen biri , nasıl kilo alıp verebiliyor yani kalori sayımı yapılmıyan bir diyette kilo alma veya kilo verme neye göre oluyor ?......lütfen daha fazla spor yaparak veya karbonhidrat alarak gibi cevaplar verme , bilimsel açıdan bir cevap bekliyorum
 
şu konunun sol üstünde turuncuyla yazılan "kilitlendi" yazısını görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum :D

mesajımı off topic olmaktan çıkaran bir şey söyleyeyim sizlere, bilimsel çalışmalar şunları söylüyor, bilim adamları bıdı bıdı ediyor, dünya sağlık örgütü bunu savunuyor filan bunlar afedersiniz ama benim ipimde bile değil. dünya sağlık örgütündeki adam nasıl ki evvelden bize a ye b yeme diyorduysa şimdi de a yeme b ye diyor. aynısını ilerde b yeme c ye olarak söyleyecekler. bilim adamlarının yaptığı araştırmaları da hep doğruya gidiyor şeklinde görmek yanlıştır. mesela bu araştırmalardan kaçı tez değeri taşıyordur? hipotez aşamasını bile geçemiyor çoğu çünkü bu araştırmalar (hepsi değil elbet) büyük kitlelere direkt olarak hitap etmeyebiliyor. teoride doğru olan pratikte doğru olmayabiliyor. misal, c programında bir kod yazıyorsunuz, teoride kusursuz bir program yazmışsınız ama gel gör ki sistem pratikte çalışmıyor. neden? çünkü o sistemin makaralarının komple değişmesi gerekiyor. demek ki ne olmuş oluyor? makaraları arızalı sistemlere yazılan kusursuz c programları bile iş yapamaz hale geliyor.

vs vs uzar gider bu. profesörler bile bu işi adam gibi çözemiyor tutup da bizim olayı sonuca bağlamamız çok abes kaçar.

yani bir de şu var, kimse üzerine alınmasın özellikle söylüyorum kimseyi kast etmiyorum, adam daha ketojenik diyet yaparak gün geçirmeden başlıyor insülin insülin diye kafa ütülemeye. işin daha kötüsü, kafa ütüleyen vatandaşlar body yapmayanlar. yapanları da zaten ayrı enteresan. eleman diyor ki yağ yaktım 67 kiloyum. e cankuş sen zaten kız kadar zayıf olursan 32lik biceps bile taş gibi durur :D kas kazananı yok bu keto diyetin, bir şampiyon çıkarmışlığı var mı bilmiyorum bu diyete sürekli bağlı kalarak. artı herkesin midesi bir olmayabilir. afedersiniz ama günde 1-2 kilo eti kim yer yahu alakurt muyuz sanki. kendimizi de tutup profesyonellerle bir tutmaya gerek var mı?
 
Tabi ki ben her şeyin en doğrusunu biliyorum diyenlere değil, ben hiç bir şey bilmiyorum şuan bildiğimin en iyisi en doğrusu bu diyen bilim adamlarına itimat edeceğiz :)
 
peki senin düşüncene göre düşünelim hiç karbonhidrat tüketmeyen biri , nasıl kilo alıp verebiliyor yani kalori sayımı yapılmıyan bir diyette kilo alma veya kilo verme neye göre oluyor ?......

benim bakıs acım su


carbgraph.gif



R10

sikayet et kitlenir belki

Bilim adamları calısmalar yapıyolar anlatıyolar her 2 grup tan da calısma yapan bilim adamları var. Hangisine inanacagımızı mantıgımızla biz belirleyecegiz

Zaten insan vucudu kendisi kendisine bu durumu cözer Ne yendigi zaman daha cok uyuyorsunuz daha cok yoruluyorsunuz daha enerjik oluyorsunuz bunu deneyerek bulcaz.



Ben günde tek ögüne düsürdüm aksam 8 da oturup 1 günlük ihtiyacımı yiyorum 22 saat ac kalıyorum

sonuc

günde 3 4 saat arası uyku dinlenmem icin yetmeye basladı. Daha enerjik oldum.
 
Son düzenleme:
heldic,durmak yok yola devam,başlamışsın yine yazmalarına..insanlara günde 2 hatta 1 öğün yemek yemelerini mi tavsiye ediyorsun.senin günlük ihtiyacın ne bu arada çok merak ettim gerçekten.bir oturuşta en kötü 1800 kalori falan alman gerekiyor ki bunu almanda imkansız denilebilir,eğer zeytinyağını kafana dikmiyorsan.22 saat aç kaldığını burada marifetmiş gibi açıklıyorsun birde ve bunun sağlıklı olduğunu düşünüyorsun hatta oda yetmiyor söylüyorsun.hele 3-4 saat uyku olayın..o ayrı bir olay.günde 6-8 saat arasında uyunması gerekiyor en az,dinç olabilmek,vücudu dinlendirebilmek için.büyüme hormonunu hiç saymıyorum bile.burada insanlar body yapıyor,en azından çoğu yapmaya çalışıyor.sen insanlara tek öğün yemelerini ve 3 saat uyumalarının iyi olacağını belirtiyorsun.senin spor yaptığına inanmıyorum ben.kahvaltı yok,öğle yemeği yok,antreman öncesi yemeği yok,antreman sonrası yemeği yok,ara öğün diye birşey yok,pozitif nitrojen dengesi desen yerlerde sürünüyor.böyle ne spor yapılır nede hayat devam ettirilir.yaptığın,yazdığın,yaşadığın hiçbirşeyin doğru değil,herşeyin yanlışlarla dolu..
sen 100 yaşına kadar yaşa ben 60 a razıyım.en azından öldüğümde yedim derim.100 e kadar aç dolaşacağıma 60 a kadar tok dolaşmayı yeğlerim..
 
Helticin dediği gibi mantık karar verir. Okudumuz makaleler, araştırmalar vs. değil. ASLA!!!

Ama burada senin mantığın neden böyle çalışıyor gibi şeylere girmeyin, herkesin ki farklıdır.

Ayrıca günde 1 öğün yiyorum yazmış. Sizde böyle yapın yazmamış.

Günde kaç saat uyuyunca dinlenip dinç olacağımızada vücut karar verir.
 
Heldic tepkilere alışmıştır belki ama sanırım yaptığı işi daha iyi anlatabilmek için kelimeleri artık cımbızla seçmek zorunda kalacak ;)

22 saat aç kaldım lafı doğru değil, 22 saat zinde kaldın; aç kalmak vücudu insülin ile çalışan insanlar için geçerli!
Heldic in vücudu ketosisde çalıştığı için zaten vücudunda bulunana yağlar ve aldığı sağlıklı yağlar sayesinde vücut sürekli enerjisini sağlıyor ve kan şekeri diğer insanlar gibi 3-4 saatde bir düşmüşüyor!
Yani sizin benim gibi 4 saatde bir acıkmıyor zaten, o yüzden aç kaldı tabiri doğru değil!
8-10 saatde bir vücudu tekrar besin alımına ihtiyaç duyacak hale geliyor ki, ancak bu 10 saatden sonra acıkma dediğimiz şeyi bir nebze yaşıyor olabilir! Fakat bu hissi yaşasa dahi besin almak zorunda değil çünkü vücut zaten ketosisde yeni besin almasada zaten vücuttaki yağlardan karşılayacak!

Sonuç olarak 22 saatde bir beslenmesini bende doğru bulmuyorum; 10 saatde bir besin alımı ve 4 saat uyku ile 24 saati 2 öğün ve 4 saat uyku ile tamamlasa daha mantıklı olur...

Yani benim savunduğum besn alımına ihtiyaç duyduğu zaman o besini vücuda vermek; vücudu çok uzun süreler sürekli kendinden yemeye teşvik etmenin çok doğru olmadığını bunun beyin hasarlarına yol açabileceğini daha öncede kendisine söyledim...

O zamanların şartlarından dolayı sevgili heldic benim ketojenik beslenmenin beyine hasar vereceğini iddia ettiğimi sanmıştı ve ketojenik beslenmenin beyine faydalı olduğu ile ilgili yazılar koymuştu önüme ;)
Evet tabi ki faydası var buna itiraz yok ama o zaman da anlatmak istediğim bugün şuanda da anlatmak istediğim o değil! ;)
Benim anlatmaya çalıştığım şey ketojonik beslenmeninde tekrar besine ihtiyaç duyduğu bir saati bir döngüsü olduğu ve bu geldiği zaman beslenmek gerektiği, çok uzun süreler vücudun sürekli kendinden yemesine müsade edilmemesi gerektiği idi ;)

Umarım bu sefer anlatabilmişimdir :)
 
heldic rica et bu başlık kilitlensin.

amacından sapmış bir vaziyette bu konu hem bize hemde sana yazık

sen kendi görüşünü zaten değiştirmiyceksin bizde kendi görüşümüzü değiştirmiycez bu böyle uzar gider bırakalım herkes kendı hayatını yaşasın senın dediklerini bu forumun belki %1 i uygular geriye kalanı zaten kendı bıldıgı yoldan gıdıyor ve mutluyuz vucudumuzda iyi sorun yok.

dünyada kalıplaşmış bılgıler var bunları asla değiştiremezsin bize birşeyde kanıtlamak zorunda değilsin gerkeli yazıları herekz yazdı artık isteyen ıstedıgıne ınanır o yoldan gider ben artık kendi görüşümüde yazma gereği duymuyorum çunku aksini söyleyen bir yazı koyucaksın

ne ben oyazıya ınanıcam ne sen benım yazdıgıma ınanıcaksın bu böyle gider en iyisi başlığı kapattır kimseye faydası kalmadı.
 
Son düzenleme:
basligi kitletmenin anlami yok kimseye birsey yapin demiyoruz

22 saat ac kalma isi de kisa aralikli ac kalma diye geciyor Oruc misali ve vucud icin cok faydali

Buyume hormonu diyen arkadas bilmiyormu buyume hormonu aclikta salgilanir ? aclik sirasinda buyume hormonu 2 misline yakin salgilaniyormus

Zeus birde paylastigin bir video vardi orda da ac kalinca insanin nasil uyarilmis oldugunu anlatiyordu aynen öyle oluyor :)

Konuyu begenmeyenler yazmaz okumaz olur biter forumda tek bu konumu var :)
 
basligi kitletmenin anlami yok kimseye birsey yapin demiyoruz

22 saat ac kalma isi de kisa aralikli ac kalma diye geciyor Oruc misali ve vucud icin cok faydali

Buyume hormonu diyen arkadas bilmiyormu buyume hormonu aclikta salgilanir ? aclik sirasinda buyume hormonu 2 misline yakin salgilaniyormus

Zeus birde paylastigin bir video vardi orda da ac kalinca insanin nasil uyarilmis oldugunu anlatiyordu aynen öyle oluyor :)

Konuyu begenmeyenler yazmaz okumaz olur biter forumda tek bu konumu var :)

Sen o orexini iliklerine kadar hissetmek istiyorsun canım, şuan da onu denediğinin fakındayım ;)
 
Sayın diez

Bana çocukluğumdan beri 'meyve çok yararlıdır,bol bol ye,yemezsen hasta olursun' dendi.Hepimizin çocukluğundan itibaren bunu söylememiş anne baba yoktur herhalde.Ayrıca bizlere okullarımızda da öğretilen buydu.
Şimdi de reklam olacak ama sabahları ''Doktorum'' programı oluyor.Ara sıra beslenme konusuna da değiniyorlar.Profesörler,doktorlar,diyetisyenler yani bu işin ehli olan insanların hiç biri meyve fruktoz içeriyor tüketmeyin demiyor.Tam aksine özellikle kış mevsiminde portakal,greyfurt,mandalinayı bol bol tüketmemiz gerektiğini söylüyorlar.Zaten başta da bahsettiğim gibi bizlere küçüklüğümüzde de öğretilen buydu.
Sayın heldic'in makalelerini çürütecek tonlarca bilgi var nette.Kendisine fruktozun zararları neymiş söyle bakalım dendiğinde yine kendisi google'a fruktozun zararları yaz öğrenirsin demişti.Şimdi ben de kendisinden meyvenin yararlarını netten araştırıp öğrenmesini istiyorum.İkisini kıyasladığında görecek ki meyvenin yararları fruktozun zararlarından kat be kat bilgi içeriğine sahip.

Teşekkürler.

ya allah aşkına tabularınızı bi yıkın bir düşünün ilk insan nasıl besleniyor diye evrim geçirdiğimizi sanmıyorum adamlar geyik avlarlarken duvarlara kazımışlar insan %80 etçildir bence fruktoz dediği gibi sukroz ve sofra şekerinden sonra en ölümcüldür fakat meyveyle lif vitamin ve mineralde alıyorsun şahsen ben atkins diyeti yapıyorum günde 1 elma 1 de mandelin sıfır tahıl ürünü yiyorum içine basıyorlar yüksek fruktozlu mısır şurubunu onlar zararlı işte vitamin birşeyde yok 5 para etmezler dediğim gibi %20 meyve+kuruyemiş %80 et yiyin görün sonuçları ayrıca dünya ekonomisi yüzünden bu tahıl ürünleri kornfleks ekmek patladı hepsi politik araçlar kimse insan sağlığını umursamaz parasına bakar herkes televizyonda çıkan doktorumdakilerde ordaki doktorlarda aksini iddia edemez eden 1 kişi gördüm saba tümerin programını çıkmıştı yaşlıca bir amca adını unuttum zaten gece verdiler programı adam takır takır gerçekleri söyledi adam akademisyen zaten başka alanda ekmek yiyemez doğruyu söyleyen adam yayında diyor hergün 10larca tehdit mesajı alıyorum diyor yahu biraz düşünün bütünsel görün olayları bıktım kafa_kafa_duh
 
şu konunun sol üstünde turuncuyla yazılan "kilitlendi" yazısını görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum :D

mesajımı off topic olmaktan çıkaran bir şey söyleyeyim sizlere, bilimsel çalışmalar şunları söylüyor, bilim adamları bıdı bıdı ediyor, dünya sağlık örgütü bunu savunuyor filan bunlar afedersiniz ama benim ipimde bile değil. dünya sağlık örgütündeki adam nasıl ki evvelden bize a ye b yeme diyorduysa şimdi de a yeme b ye diyor. aynısını ilerde b yeme c ye olarak söyleyecekler. bilim adamlarının yaptığı araştırmaları da hep doğruya gidiyor şeklinde görmek yanlıştır. mesela bu araştırmalardan kaçı tez değeri taşıyordur? hipotez aşamasını bile geçemiyor çoğu çünkü bu araştırmalar (hepsi değil elbet) büyük kitlelere direkt olarak hitap etmeyebiliyor. teoride doğru olan pratikte doğru olmayabiliyor. misal, c programında bir kod yazıyorsunuz, teoride kusursuz bir program yazmışsınız ama gel gör ki sistem pratikte çalışmıyor. neden? çünkü o sistemin makaralarının komple değişmesi gerekiyor. demek ki ne olmuş oluyor? makaraları arızalı sistemlere yazılan kusursuz c programları bile iş yapamaz hale geliyor.

vs vs uzar gider bu. profesörler bile bu işi adam gibi çözemiyor tutup da bizim olayı sonuca bağlamamız çok abes kaçar.

yani bir de şu var, kimse üzerine alınmasın özellikle söylüyorum kimseyi kast etmiyorum, adam daha ketojenik diyet yaparak gün geçirmeden başlıyor insülin insülin diye kafa ütülemeye. işin daha kötüsü, kafa ütüleyen vatandaşlar body yapmayanlar. yapanları da zaten ayrı enteresan. eleman diyor ki yağ yaktım 67 kiloyum. e cankuş sen zaten kız kadar zayıf olursan 32lik biceps bile taş gibi durur :D kas kazananı yok bu keto diyetin, bir şampiyon çıkarmışlığı var mı bilmiyorum bu diyete sürekli bağlı kalarak. artı herkesin midesi bir olmayabilir. afedersiniz ama günde 1-2 kilo eti kim yer yahu alakurt muyuz sanki. kendimizi de tutup profesyonellerle bir tutmaya gerek var mı?


son 100 yıldır var bu şeker insanın 2000yıllı geçmişi var ve böyle beslenmeye alışık değil ama bencede adapte oluyoruz karbonhidrata mesela 500 yılsonra bu beslenme biçimi zarar vermeyecek insanlara sonuçta insan adapte ve mutasyon geçirebilen bir varlık ama günümüzde maksimum kas güç için taş devrindeki gibi beslenmemiz karımıza olacaktır

AYRICA COYOTE heldic achillies bizim millete bilgi gerekmiyor bırakın paylaşmayın kendinize saklayın merak eden bulur vakit geçirmek için bir sürü şey var tabi adamları rahat bırakın canım :).

Bilgi güçtür ama tembellikde insanın doğasıdır zaten keto diyet deyince annee demelerinin sebebide bu tembellik bence.İrade eksikliği karbonhidrata alışmış adama yaptırman zor bunu yıllarca sigara içmiş adamda zor bırakır sigarayı iradeli sağlam adam işidir bu.İnsanların işine gelmez değişmek zordur kasmak istemez kimse o yüzden boşverin r10 unda dediği gibi kendi hallerine bırakın neme lazım paylaşmayın kasmayın insanları bilgilendiricem diye okuyun sadece benim gibi teşekkür edip geçin niye yardım ediyorsunuz kendinize saklayın hem siz kazanın hem onlar kazansın herkesin istediği bu türkiyede,paylaşan bilimadamları var okuyun ve okuyun arayan bulur aramayanın gözüne soksanda anlamaz duh
 
@R10'un anlatmaya çalıştığı şey -benim de fikrim- şu: bir doktor çıkıyor, bu gıdalar şartlarda yenirse zararlıdır diyor, sonra mürit konumunda birçok insan burda o doktorun zararlı dediği herşeyi (şartları görmezden gelerek) düşman belliyor ve propagandaya başlıyor. Bakın canan karatay şunu diyor: Meyve triglesit hastaları için zararlıdır.
Bu cümle doğru bir cümle, öyle değil mi. kimsenin itirazı yok, zira meyveler fruktoz içerir ve bu bazı hastalıklar için zararlıdır. Ama işin garip tarafı bu cümleyi duyan ketocular, cümleyi komple algılamak yerine meyve zararlıdır şeklinde propagandaya başlıyorlar, hemen internette buldukları meyvenin az vitamin içermesi, az lif içermesi tablolarını buraya yapıştırıyorlar. Evet doğrudur, bazı yeşilliklere göre bazı meyveler az vitamin içerebilir. fakat bu meyvenin vücudumuz tarafından zararlı olarak algılanmasını gerektirmez ki. meyve sadece triglesit hastaları için zararlıdır. ayrıca vitamin bakımından yüksek yeşilliklerin aslında ne kadar yenmesi gerektği de bir problemdir. mesela maydanoz, iyi vitamin içerir ama maydanozu 100gr yerseniz. 100 gr maydanoz da neredeyse bir 'buzdolabı poşetini' doldurur, o kadar maydanozu yiyebiliyorsanız, yiyin buyrun. bu biraz da çocukluğumda duyduğum 'namaz günahtır' cümlesine benziyor. halbuki 'namaz alkollü kılınırsa günahtır'.

Canan Karatay olsun Ahmet Aydın olsun, çok güzel şeyler söylüyorlar. ve bence söyledikleri çok mantıklı ve hakkaten de çok yararlı bilgiler. Fakat günümüz şartlarında %100 uygulanması imkansıza yakın olan şeyler. Eğer onların dediklerinin tamamını eksiksiz noksansız yapacak olursak: köyde yaşamalıyız, en az 100 dönüm arazimiz ve en az 200 adet hayvanımız olmalı. Deli gibi büyük devasa ve çok verimli meralarımız olmalı. 24 saatlik günümüzün tamamını tarla işleri, hayvan bakıcılığı, et kesimi, yumurta toplayıcılığı, süt sağımı gibi işlere ayırmalıyız. Ayrıca dost meclislerine neredeyse hiç katılmamalıyız, sosyal hayatımız sıfıra yakın olmalı, zira çok çok büyük ihtimalle dostlarımız bizim seçtiğimiz hayat tarzında yaşamıyor olacaklar ve evlerinde poğaça-kanepe-tatlı-pasta-beyaz ekmek-makarna-pilav-pataes-aşure gibi bilumum karbonhidratlı ve şekerli yiyecekler olacak. muhtemelen çoğu gece evlerinde etsiz yemekler pişecek. gece dışarı bir restauranta çıkmak mümkün değil. kebap iskender haricinde ne künefe ne pide ne de başka bir karbonhidart içerikli şey yemek mümkün değil. patatesli basit bir sulu yemek bile olmuyor çünkü. kuru-pilav zaten yok. ayrıca birayı şarabı rakıyı, felekten bir geceyi daha saymadım bile. simit bile yasak. yemekleri kendinin çıkardığı bir işyerinde de çalışmak büyük eziyet haline gelecek, zira her gün karbonhidratsız yemek çıkmııcak.... iyi tarafı marketten sadece 2 gıda ile çıkabilceksin: et ve roka-marul gibi yeşillikler. tabii marketteki ete ve yeşilliklere sağlık olarak güvenmen gerekir ki, ketocuların güveneceğini sanmıyorum... bakın adamın kitabının adı bile şu: taş devri diyeti. yani taş devrinin doğal şartlarında ancak bu mümkün olabilir. bakın taş devri diyorum, yani yazının icat edildiği dönemden bile yüzbinlerce hatta milyonlarca yıl önce.

yıllar önce katıldığım bir çevre seminerinde, bir uzman aynen şunu söylemişti: tüm şehirlerin tüm su şebekeleri baştan aşağıya değişmeli. zira evlerde kullanılan suyun büyük kısmı içilmiyor ama kullanılıyor. şebeke suyunu içme suyu olarak kullansanız dahi bu durum değişmiyor. zira suyun büyük kısmını banyo için çamaşır için tuvalet için lavaboda kullanıyorsunuz, bu suları neredeyse hiç içmiyorsunuz, ama o sular size büyük işlemlerden geçerek geliyor. bu pahalı suları aynen sifonla atıyorsunuz. halbu ki bu suları minimal işlemlerden geçirerek ikinci bir kullanım suyu şebekesi koyarak su maliyetinde büyük düşüşler elde edebiliriz. tonlarca ısıl-kimyasal işemlerden geçirilen ve hijyenik hale gelen suları sifonla kanalizasyona atmak büyük israftır, çevreye büyük zarardır...demişti ve mantık olarak dediklerinde de son derece haklıydı.... peki uygulanabilir mi? bakın tüm şehiri bıraktım, bir binanın bile ikinci bir su şebekesi hattını kurmak için bile büyük fedakarlıklar yapmak zorundasınız..

aynı yukardaki uzmanın söylediği gibi, doktorlar da söyler, söylemeleri de gerekir, çünkü onların eğitimi bu. halkı uyarmak. yani sağlık için ne gerekiyorsa söylemeliler. zaten dikkat edin; statin ilacı haricinde hiçbir doktor canan karataya-ahmet aydın gibi düşünenlere tam anlamıyla itiraz etmiyor. onlar da karbonhidratın-şekerin zararlarını aynen sayıyorlar...

sorun bunu bizim kendi mantık çerçevemizde değerlendirip, kendi bedenimizi iyice anlayıp günümüz yaşantımızda uygulamaya çalışmak...işin 'body building' kısmı ise apayrı bir vaka.

coyotenin yağ yakım günlüğünü oku çok güzel bir şekilde keto diyeti adapte etmiş günümüze ben o kadar iyi edemedim daha doğrusu sosyal hayatımdan fedakerlık ediyorum pişmanda değilim arkadaşlarla eğlenmek yerine bir hobi edindim gitar öğrendim fenada olmadı kendime daha çok vakit ayırıyorum tercih meselesi.
ketoyla daha mutluyum evde, belgesel makale öğün zamanı yemeğimi yiyerek daha iyi hissediyorum dışarda olsam dediğin gibi açma poğaca veya gittiğin yerdeki karbonhidrat patlamalı yemekler.. felekten geceler felan alkol olmasada zaman kaybı bence herşey eğlenmek haz almak değil bu hayatta bir hedefin olmalı
 
Son düzenleme:
bir de şu var, önceki bir başlıkta tekrar dile getirdim, şeker "bağımlılığı" deniyor ama insanın canı hiç mi tatlı çekmeyecek yani? robot gibi yaşamanın ne mantığı var sizce? balıktan sonra tahin helvası yemeyecek miyiz? baklava, irmik, güllaç, sütlaç, puding, aşure vb. milyonlarca tatlıdan kendinizi mahrum bırakabilecek misiniz?

Benim canım çekmiyor yani ben mahrum kalmış olmuyorum.

Ama siz o saydıklarınızı yemezseniz mahrum kaldınız demektir. Üzgünüm:o

Not: Tahin yiyorum ben.
 
Back
Yukarı