Atakan: öncelikle böyle bir konunun açılmasını sağlayan bodyforum yönetimine şükranlarımı borç bilirim.
insanlar dünyanın yaradılış sürecinden günümüze kadar değişen ortam şartlarına ayak uydurmuş ve bugünlere kadar çeşitli evrelerden zararlı mikroorganizmalardan kurtulup yaşantısını sürdürmüştür. her çağın kendisine göre bir vebası vardır. çağımızın vebasıda kanser. peki nedir kanser neden olur ne yaparızda kanser oluruz. şu ana kadar tıp literatüründe nedeni hakkında kesin bir cevap yoktur. herhangi bir tıp literatüreüne girmiş bi tedaviside yoktur. aslında cevabı açık ve nettir. dünya sağlık örgütü kanserin
%35 beslenme kalan dilimi sigara,radyasyon,güneş ışınları vs nedenlere bağlamaktadır. aslında gerçek olan insanların doğal olanı bozmalarından kaynaklanmaktadır.
peki nedir bu kanser, her adını duyduğumuzda irkildiğimiz, bize ve yakınlarımıza uğramadan nedenini, korunmasını ve çaresini bile düşünmediğimiz bu hastalık. bence kanserin bir hastalık olduğunu düşünmek saçmalık hatta saçmalıktan öte bir tutum yıllardır hepimizden saklanarak yutturulan ve trilyonlarca $ hükmeden bir pazarlar topluluğunun yutturmacasından başka birşey değildir.
Kanser mükemmel olan insan organizmasının asi askerleridir. vucuda isyan edip kandi hayat varlığını yeri gelir düzeni bozmadan, yeri gelir çarpışarak sürdürür. bilim adamlarına göre dünyanın en sinsi hastalığı aslına bakarsanız insan hücresinden mutasyona uğramış bu hücrenin kimliğini böyle saklaması normaldir.
bizim asıl amacımız bodyforum sporcuları olarak bilinçlenmemiz ve tedbirimizi ilelebet sürdürerek sağlıklı bir yaşamın öncüleri olmalıyız. spor, beslenme ve kültür bizim felsefemiz olmalı.
ben sahsım olarak 18 yaşımdan beri nefes açıcı sakız vs. ışıl ve steril ortama uğramış besin, kola ve muhteviyatı, kızartma olan hertürlü besin, margarin ve katkı maddesi içeren hertürlü enzim yok edici madde bulunduran hatta konserve bile tüketmemekteyim.
kanser oluşuan da bence %60 etkisi bulunmakta beslenme. vucudumuza aldığımız her besin maddesi ağızda mekanik sindirimle başlar midede kimyasal sindirim ve en sonunda bağırsaklar yoluyla vucumuzda hücresel faaliyetlere katılmak üzere başlar maceraları. doğal madde olarak vucudumuza giren bu organik besinler kimliği belli olan besin grubunu teşlik etmekte olarak giriş sağlarlar hatta besinler arasında belli başlı üstünlüklerde bulunmakta kimi besinin kimine oranla emilim derecesi farklı mineral dengesi bakımından hücre ihtiyacı bakımından öncelikli minerallerin üstünlükleri bulunmaktadır.
fakat tanımlanamayan ve yapay olan inorganik besinler vucudumuzu saşırtamakta ve hücresel düzeni bozmaktadırlar. günümüzde yapay olarak aromadan kokuya bieşikten damıtmaya kadar hertürlü kimyasal olaya insanlar vakıftırlar. ancak duyu organlarıyla yaptıkları bu işelmleri insan doğasında kullandılar biz günümüz kobayları olarak bunun cezasınıçekmekteyiz sağlıklı ve doğal sandımız o kadar tehlikeli gıdaları kullanıyoruzki içimizdeki en bilge kişi bile bunun kanıtı görmesi için en az 3 yıla ihtiyaç duymaktadır hücresel faaliyetler yavaş olmakla beraber dokuları oluşturması baya zaman almaktadır hatta siz değerli b.b. ci arkadaşlar benden iyi bilirsiniz. ancak kanserli hücreler normal hücrelere oranla daha hızlı büyümektedirler. bu konuya vakıf olmak için t hücrelerini ( inzibatları ) ve antikor hücreleri (polis ) bilmemiz yeterlidir.
kanseri bilip tartışıp sağlıklı yaşamayı hep birlikte sürdürmeliyiz.umarımki artık hayatı boş vermez gereken ilgi ve alakayı kendi vucudunuza gösteririz. kanser bize bu vucudun bir emanet olduğunu hatırlatmakta ve istemdışı olarak vucudumuzun çalıştığını birkez daha biz insanoğluna göstermiştir.
Aneximandros:
Hepimizde kanserli hucreler var ve vucut normalde bunlari bertaraf ediyor, fakat bu hucreler genelde belli bir yastan sonra iyice birikiyor. Biraz daldan dala atlayacagim ama sunu da belirtmekte fayda goruyorum: neyin kanser yaptigini neyin yapmadigini olcen teste gore hemen hemen hersey kansere sebep oluyor. Ilgilenenler olursa baska bir baslik altinda meseleyi daha detaylica tartisiriz. Kanserden korunmak icin yapilabilecek en iyi sey mumkun oldugunca sentetik besinlerden uzak durmak, saglikli yasamak ve bagisiklik sistemini guclu tutmak. Bilin bakalim, bunlari hepsi nasil bir arada oluyor? Evet, spor yapiyoruz hep beraber!
Aytosh: arkadaşlar, kanseri önlemede etkili değildir diyorsunuz ancak, etkili olduğunu söyleyen kişi kanser konusunda ülkemizin en önde gelen proflarından biri. eminim bizden daha iyi biliyordur.
Aneximandros: Aytosh, otoritelere o kadar fazla guvenme. Kanser konusu biraz hassas, basligi da cok kirletmek istemiyorum ama doktorlar bazi doktrinleri kesin dogruymus gibi kabul edip ona gore hareket ediyorlar ve aciklamalarda bulunuyorlar. Ornegin, bir doktora sorsan hemen hastamizi kemoterapiye alalim der. Sor bakalim, istatiksel olarak sana kemoterapi'nin hayat kurtardigina dair bir kanit gosterebilecek mi? Kanser cinayetleri diye bir kitap vardi, eger ailenizde boyle bir rahatsizligi olan varsa ya da konu ilgisini ceken, bu kitaba bir goz gezdirmesini tavsiye ederim. Kanser konusunda radikal sayilabilecek fikirlerim var ve kimseyi yanlis yonlendirmek istemem, sonucta bu insan sagligi.
Yapay gubrenin kansere neden olmasi icerdigi nitrattan kaynaklaniyor. Nitrat'in fazla miktarinin ciddi sorunlar cikardigi da zaten neredeyse 20 senedir biliniyor.
Sagimizin solumuzun kanserojen maddelerle dolu olmasi da artik tukettigimiz her seyin islemden gecirilmis olmasindan kaynaklaniyor. Maalesef teknolojinin hizina gen havuzumuz yetisemiyor, problemler de bundan cikiyor. Dedigim gibi, mumkun oldugunca sentetik gidalardan uzak durmakta fayda var.
Atakan: Evet, doktorlara fazla güven olmaz oda doğru günümüzde doktorlar ilaç firmalarının oyuncağı olmuş durumdalar. hocalarımızdan biri eğer bir gün bi yerde açıklamak zorunda kalırsanız dedi bu konuyu ( sesli ve yazılı düşündüm ) diyede not düşüyorum foruma zarar gelsin istemem. çoğu arkadaşları ilaç firmalarından anahtarı yanında jeep ve çekler almakta sırf piyasaya çıkardıkları ilaçları aynı farmalojik özelliklere sahip olan ilaçları kat ve kat mal etmesinden dolayıdırki. %300 lere varan bir kar marfıyla satmaktadır. ve bu pazarın %80 ini kanser ilaçları oluşturmakta. ve hangi devlet hastanesine tayininiz çıksa mutlaka bir ziyatçi gönderirlermiş. tabi bu hediyeler zamanla uzman docent olarak yükseldiğinizde dahada yükselecektir. bu yazdıklarım tamamen hayal ürünüdür.varsayımdan öte değildir.hiçbir ilaç firmasıylada alakası yoktur. ( aramızda siteye zarar gelmesin.)
kanser tamamiyle ruhsal durumdan etkilenen bir hastalık yapılan klinik deneylerde ruhsal çöküntüde kanser hücreleri ortaya çıkabilmekte. yukarıda yazıldığı kanserli hücrelerin her yere sıçraması imkansız bu hale gelmesi için kişinin uzun zamandır kanserli olması gerekir. yani nasıl anltsam kanserin varlığı 1460 lı yıllara kadar dayanmaktadır. hatta önceki adını hatırlayamıyorum fakat akşemmtin fatihin hocası bilirsiniz tıp ilminde eserleri bile vardır. kanser hastalığı bilir ve tedavi ederdi ( eserini ararım ve bulamadım. kaç yıldır.)
tıbbi yönüne gelelim.kanser hücreleri ortaya çıktığında sadece kanser değil tüm tanımlamayan hücresel faaliyetlerde vucudumuzu bir şehir varsayalım antikorlar da vucudumuzun polisleri olasun her gelen t hücreleride inzibat bunlar birlikte çalışırlar. yabancı maddelere t hücreleri ve antikorlar saldırarak yok eder yada etranını bir çeğerle kapatarak yok ederler en etkilisi aköiğer ödem ve tömürleridir. et etkisi kaybolur fakat kanser hücreleri zamanla bu inzibat ( t hücreleri ) ile kanka olur ve kanka da polislere burda yabancı yok deyip kandırı işte korkulması gereken durum ve acil cerrahi müdhile isteyen durum budur. dahada kötüsü bu hücreler t ile birleşerek polisleri ( aktikorları yutarak büyünme hızını %70 kadar arttırıp insan için ölüme sebebiyet vermektedir. en tehlikeli seneryayo ise meme ve kan kanseri senaryasudur. bu arkadaşlık öyküsünd valla ben böyle öğrenmiştim. hehe
Guardbody : Peki bu inzibatları kendi tarafımıza çekmenin bir yolu yokmu.bak kanka eskisi gibi doğru yolu bul,gel beraber aynı safta yer alalım diyecek bir takviye yokmudur.illaki cerrahi müdahalemi.yokda çevremizden duydugumuz gibi kişinin kendini öotive etmesi ile bu durum sağlanabiliyormu.çunki bazıları bu şekilde tekrar sağlığına kavuşuyor diye etrafımızda goruyoruz.
Atakan :evet sorunda burda başlıyor moral tedavisi insanın kafasında piskolojik olarak geçmekte
kanserli hücre kimliğini t hücresine gösterdiğinde t hücresi terörist olduğunun farkına varmakta ve t hücreleri polislere haber vermekte ancak erken teşhiş burda hayat kurtarmaktadır.
ve kanserin kan kanseri dışında fizyolojil öözellikleri sınırlıdır. kan kanserindeki en önemli bulgular benlerde büyüme ve vucutta oluşam istemdışı morarmalar.
konumuza dönelim evet var bu inzibatlar ( t hücrelerinde ) hadi ordan sen nerden kankan sın nan dediği çıkmakta fakat bunlar 1 kanserli hücreye 70 e yakın t hücresi bağlanmış durumdadır. özel kemoterapi yöntemi ile kanserli hücreden parça alınır ve hücresel faaliyetten bu delikanlı t hücresi alınır. ve çoğaltılarak insana tekrardan verilmek suretiyle %70 e varan bir kanser azalması oluşur bu kanseri yenmenin yolu budur motive falan etkilir fakat asıl galibiyet golü böyle atılır.
Guardbody: cahillik böyle birşey olsa gerek.bende kemaoterapiyi sadece radyasyona maruz bırakılan bir ortamdan ibaret olarak düşünürdüm hep.peki bu yuzde 70 başarı sağlanıyorsa bukadar ölüm neden.hastalığın aşırı ilerlemiş olmasımı yoksa her insanda değişkenlik gosteren ilerleme hızındanmı kaynaklı?yuzden 70 sonrasında ne yapılarak tedaviden olumlu sonuç alınıyor?soru 2 oldu galiba ama merak ettiğim bir konu.
Atakan: şte kansere neden sinsi hastalık dediğini öğreneceğiz. çok değişik stratejiler üretmekte tıpkı 2.dünya savaşı almanların yıldırım ordularını örnek göstere biliriz. bir nevi tilki gibi. tam bir biyolojik savaş yaşanmankta. bir defa organizmayla ters düşmemekte ağrı ve sızısı yok denecek kadar azdır sadece göğüs kanserinin ilerlemişlerini görmüştük hasta yerinde duramıyordu. ALLAH korusun.
tedavi olarak hücrenin savaşını mı anlatayım yoksa sizin dediğiniz tedavilerimi. bir defa radyoterapi ve kemoterapi insanın ömründen ömür çalmakta sadece bölgesel yok etmeler mevcut kalmakta çünkü bunlar insana gerçekten zarar vermekte. yararlı hücrelere de zarar veriryor.
Guardbody :hayır anlayamadıgım yuzde 70 tedavi hangi şartlarda gerçekleşiyor.yani hem ilaç verip hemde kemoterapi ilemi bu oran yakalanıyor.kalan hastalıklı yuzde 30 kanser bölgesi nasıl tedavi oluyor.
Atakan: saygıdeğer guardbody hocam,
öncelikle yazdığınız gibi kanserin tamamiyle belirtileri kalmaz ise tedavi edilmiş olur.
büyümesi durdurulmuş ise kontrol altına alınmış sayılır.
hem ilaç verip hem kemoterapi demişsizniz kemoterapi başlı başına bir tedavidir daha doğrusu hastanın ağrısını ve hastalığın belirtilerini baştırmak için kullanılan vucuda çeşitli yollardan verilen ilaç tedavisidir hastanın durumuna cinsiyetine bakılarak çeşitli yollardan verilir.
tedavi yolarından cerrahi müdahele ve radyolloji işe yaramadığı durumlarda kemoterapi uygulanır bana sorarsanız değerli guardbody bu hastalık kemoterapi ile olacak gibi değil kanserli hücrelerin büyümesini durdurayım derken erkeklik ve testo gibi gh gibi hormonel faaliyetler son bulmakta halsizlik bulantı kusma kabızlık sindirm güçşüğü orgabik asit değişimleri dna molekülündeki değişmeler bence kemoterapi harakiriden farksız. ALLAH düşürmesin.
Guardbody: peki kemoterapi bukadar kötü sonuçlanıyorsa bu yolu mecburen kabullenmelimi yoksa alternatif başka yollar varmı?benim çevremde bu tedavi yöntemlerinin sonucunda iyileşen yok denecek kadar az.bunun nedeni vucuda yayılmış olmasımı?birde iyileştin denilen yakınlarım oldu fakat 1 sene sonra aynı yerde tekrar nüksetti.bu yanlış açıklama olmuyormu?yani doktor tamemn temizlendiğinden emin olamamış değilmi?
Atakan: hayır sayın guard body kemoterapi ( kimyasal tedavilerdir ) en son çare olarak ağrı sızı ve ilerlemesini durdurmaktadır. en önemlisi acı çekmemesi. Allah korusun kemoterepi en son bakılmalı acı var ise yoksa yapılmasını yanlış buluyorum radyoloji kullnılması yada cerrahi müdahele en iyisi.. tabi kanseri atmak hiçbir zaman mümkün değildir.
eğer yakınınız var ise kanserden daha çabuk eriyip gidecektir. hatta adını hatırlamadığım bir bilim admının kitabı var idi. kemoterapinin kanserden daha tehlikeli olduğunu anlatmış idi. bence doğal yollarla kurtulmak en iyisi. hocalarımızdan duyduğun kadarıyla bir hastasına 5 ay ömür biçilmiş. adam bu adam köyüne yol almış ve atıyla dağa çıkmış ve atın yediği her otu yemiş yemediğini yememiş ve bu hastada kanser teşhisi var iken onkolojiyi şasırtırcasına kanserden eser kalmamış gerçi, ben pek inanmıyorum fakat akşemsettinin bu hastalığı yendiğini bilmekteyim fakat eserini bulamadım fakat araştırmak gerekir. nasıl başladığı biliriz ve işimize gelmiyor tamaiyle iş bağırsaklarımızda ve nükleik asitlerde bitmekte DNA da. vucut tanımadığı besinleri alınca şasırmaktadır. ve mutasyon geçiren hücreler oluşmakta.
insanlar dünyanın yaradılış sürecinden günümüze kadar değişen ortam şartlarına ayak uydurmuş ve bugünlere kadar çeşitli evrelerden zararlı mikroorganizmalardan kurtulup yaşantısını sürdürmüştür. her çağın kendisine göre bir vebası vardır. çağımızın vebasıda kanser. peki nedir kanser neden olur ne yaparızda kanser oluruz. şu ana kadar tıp literatüründe nedeni hakkında kesin bir cevap yoktur. herhangi bir tıp literatüreüne girmiş bi tedaviside yoktur. aslında cevabı açık ve nettir. dünya sağlık örgütü kanserin
%35 beslenme kalan dilimi sigara,radyasyon,güneş ışınları vs nedenlere bağlamaktadır. aslında gerçek olan insanların doğal olanı bozmalarından kaynaklanmaktadır.
peki nedir bu kanser, her adını duyduğumuzda irkildiğimiz, bize ve yakınlarımıza uğramadan nedenini, korunmasını ve çaresini bile düşünmediğimiz bu hastalık. bence kanserin bir hastalık olduğunu düşünmek saçmalık hatta saçmalıktan öte bir tutum yıllardır hepimizden saklanarak yutturulan ve trilyonlarca $ hükmeden bir pazarlar topluluğunun yutturmacasından başka birşey değildir.
Kanser mükemmel olan insan organizmasının asi askerleridir. vucuda isyan edip kandi hayat varlığını yeri gelir düzeni bozmadan, yeri gelir çarpışarak sürdürür. bilim adamlarına göre dünyanın en sinsi hastalığı aslına bakarsanız insan hücresinden mutasyona uğramış bu hücrenin kimliğini böyle saklaması normaldir.
bizim asıl amacımız bodyforum sporcuları olarak bilinçlenmemiz ve tedbirimizi ilelebet sürdürerek sağlıklı bir yaşamın öncüleri olmalıyız. spor, beslenme ve kültür bizim felsefemiz olmalı.
ben sahsım olarak 18 yaşımdan beri nefes açıcı sakız vs. ışıl ve steril ortama uğramış besin, kola ve muhteviyatı, kızartma olan hertürlü besin, margarin ve katkı maddesi içeren hertürlü enzim yok edici madde bulunduran hatta konserve bile tüketmemekteyim.
kanser oluşuan da bence %60 etkisi bulunmakta beslenme. vucudumuza aldığımız her besin maddesi ağızda mekanik sindirimle başlar midede kimyasal sindirim ve en sonunda bağırsaklar yoluyla vucumuzda hücresel faaliyetlere katılmak üzere başlar maceraları. doğal madde olarak vucudumuza giren bu organik besinler kimliği belli olan besin grubunu teşlik etmekte olarak giriş sağlarlar hatta besinler arasında belli başlı üstünlüklerde bulunmakta kimi besinin kimine oranla emilim derecesi farklı mineral dengesi bakımından hücre ihtiyacı bakımından öncelikli minerallerin üstünlükleri bulunmaktadır.
fakat tanımlanamayan ve yapay olan inorganik besinler vucudumuzu saşırtamakta ve hücresel düzeni bozmaktadırlar. günümüzde yapay olarak aromadan kokuya bieşikten damıtmaya kadar hertürlü kimyasal olaya insanlar vakıftırlar. ancak duyu organlarıyla yaptıkları bu işelmleri insan doğasında kullandılar biz günümüz kobayları olarak bunun cezasınıçekmekteyiz sağlıklı ve doğal sandımız o kadar tehlikeli gıdaları kullanıyoruzki içimizdeki en bilge kişi bile bunun kanıtı görmesi için en az 3 yıla ihtiyaç duymaktadır hücresel faaliyetler yavaş olmakla beraber dokuları oluşturması baya zaman almaktadır hatta siz değerli b.b. ci arkadaşlar benden iyi bilirsiniz. ancak kanserli hücreler normal hücrelere oranla daha hızlı büyümektedirler. bu konuya vakıf olmak için t hücrelerini ( inzibatları ) ve antikor hücreleri (polis ) bilmemiz yeterlidir.
kanseri bilip tartışıp sağlıklı yaşamayı hep birlikte sürdürmeliyiz.umarımki artık hayatı boş vermez gereken ilgi ve alakayı kendi vucudunuza gösteririz. kanser bize bu vucudun bir emanet olduğunu hatırlatmakta ve istemdışı olarak vucudumuzun çalıştığını birkez daha biz insanoğluna göstermiştir.
Aneximandros:
Hepimizde kanserli hucreler var ve vucut normalde bunlari bertaraf ediyor, fakat bu hucreler genelde belli bir yastan sonra iyice birikiyor. Biraz daldan dala atlayacagim ama sunu da belirtmekte fayda goruyorum: neyin kanser yaptigini neyin yapmadigini olcen teste gore hemen hemen hersey kansere sebep oluyor. Ilgilenenler olursa baska bir baslik altinda meseleyi daha detaylica tartisiriz. Kanserden korunmak icin yapilabilecek en iyi sey mumkun oldugunca sentetik besinlerden uzak durmak, saglikli yasamak ve bagisiklik sistemini guclu tutmak. Bilin bakalim, bunlari hepsi nasil bir arada oluyor? Evet, spor yapiyoruz hep beraber!
Aytosh: arkadaşlar, kanseri önlemede etkili değildir diyorsunuz ancak, etkili olduğunu söyleyen kişi kanser konusunda ülkemizin en önde gelen proflarından biri. eminim bizden daha iyi biliyordur.
Aneximandros: Aytosh, otoritelere o kadar fazla guvenme. Kanser konusu biraz hassas, basligi da cok kirletmek istemiyorum ama doktorlar bazi doktrinleri kesin dogruymus gibi kabul edip ona gore hareket ediyorlar ve aciklamalarda bulunuyorlar. Ornegin, bir doktora sorsan hemen hastamizi kemoterapiye alalim der. Sor bakalim, istatiksel olarak sana kemoterapi'nin hayat kurtardigina dair bir kanit gosterebilecek mi? Kanser cinayetleri diye bir kitap vardi, eger ailenizde boyle bir rahatsizligi olan varsa ya da konu ilgisini ceken, bu kitaba bir goz gezdirmesini tavsiye ederim. Kanser konusunda radikal sayilabilecek fikirlerim var ve kimseyi yanlis yonlendirmek istemem, sonucta bu insan sagligi.
Yapay gubrenin kansere neden olmasi icerdigi nitrattan kaynaklaniyor. Nitrat'in fazla miktarinin ciddi sorunlar cikardigi da zaten neredeyse 20 senedir biliniyor.
Sagimizin solumuzun kanserojen maddelerle dolu olmasi da artik tukettigimiz her seyin islemden gecirilmis olmasindan kaynaklaniyor. Maalesef teknolojinin hizina gen havuzumuz yetisemiyor, problemler de bundan cikiyor. Dedigim gibi, mumkun oldugunca sentetik gidalardan uzak durmakta fayda var.
Atakan: Evet, doktorlara fazla güven olmaz oda doğru günümüzde doktorlar ilaç firmalarının oyuncağı olmuş durumdalar. hocalarımızdan biri eğer bir gün bi yerde açıklamak zorunda kalırsanız dedi bu konuyu ( sesli ve yazılı düşündüm ) diyede not düşüyorum foruma zarar gelsin istemem. çoğu arkadaşları ilaç firmalarından anahtarı yanında jeep ve çekler almakta sırf piyasaya çıkardıkları ilaçları aynı farmalojik özelliklere sahip olan ilaçları kat ve kat mal etmesinden dolayıdırki. %300 lere varan bir kar marfıyla satmaktadır. ve bu pazarın %80 ini kanser ilaçları oluşturmakta. ve hangi devlet hastanesine tayininiz çıksa mutlaka bir ziyatçi gönderirlermiş. tabi bu hediyeler zamanla uzman docent olarak yükseldiğinizde dahada yükselecektir. bu yazdıklarım tamamen hayal ürünüdür.varsayımdan öte değildir.hiçbir ilaç firmasıylada alakası yoktur. ( aramızda siteye zarar gelmesin.)
kanser tamamiyle ruhsal durumdan etkilenen bir hastalık yapılan klinik deneylerde ruhsal çöküntüde kanser hücreleri ortaya çıkabilmekte. yukarıda yazıldığı kanserli hücrelerin her yere sıçraması imkansız bu hale gelmesi için kişinin uzun zamandır kanserli olması gerekir. yani nasıl anltsam kanserin varlığı 1460 lı yıllara kadar dayanmaktadır. hatta önceki adını hatırlayamıyorum fakat akşemmtin fatihin hocası bilirsiniz tıp ilminde eserleri bile vardır. kanser hastalığı bilir ve tedavi ederdi ( eserini ararım ve bulamadım. kaç yıldır.)
tıbbi yönüne gelelim.kanser hücreleri ortaya çıktığında sadece kanser değil tüm tanımlamayan hücresel faaliyetlerde vucudumuzu bir şehir varsayalım antikorlar da vucudumuzun polisleri olasun her gelen t hücreleride inzibat bunlar birlikte çalışırlar. yabancı maddelere t hücreleri ve antikorlar saldırarak yok eder yada etranını bir çeğerle kapatarak yok ederler en etkilisi aköiğer ödem ve tömürleridir. et etkisi kaybolur fakat kanser hücreleri zamanla bu inzibat ( t hücreleri ) ile kanka olur ve kanka da polislere burda yabancı yok deyip kandırı işte korkulması gereken durum ve acil cerrahi müdhile isteyen durum budur. dahada kötüsü bu hücreler t ile birleşerek polisleri ( aktikorları yutarak büyünme hızını %70 kadar arttırıp insan için ölüme sebebiyet vermektedir. en tehlikeli seneryayo ise meme ve kan kanseri senaryasudur. bu arkadaşlık öyküsünd valla ben böyle öğrenmiştim. hehe
Guardbody : Peki bu inzibatları kendi tarafımıza çekmenin bir yolu yokmu.bak kanka eskisi gibi doğru yolu bul,gel beraber aynı safta yer alalım diyecek bir takviye yokmudur.illaki cerrahi müdahalemi.yokda çevremizden duydugumuz gibi kişinin kendini öotive etmesi ile bu durum sağlanabiliyormu.çunki bazıları bu şekilde tekrar sağlığına kavuşuyor diye etrafımızda goruyoruz.
Atakan :evet sorunda burda başlıyor moral tedavisi insanın kafasında piskolojik olarak geçmekte
kanserli hücre kimliğini t hücresine gösterdiğinde t hücresi terörist olduğunun farkına varmakta ve t hücreleri polislere haber vermekte ancak erken teşhiş burda hayat kurtarmaktadır.
ve kanserin kan kanseri dışında fizyolojil öözellikleri sınırlıdır. kan kanserindeki en önemli bulgular benlerde büyüme ve vucutta oluşam istemdışı morarmalar.
konumuza dönelim evet var bu inzibatlar ( t hücrelerinde ) hadi ordan sen nerden kankan sın nan dediği çıkmakta fakat bunlar 1 kanserli hücreye 70 e yakın t hücresi bağlanmış durumdadır. özel kemoterapi yöntemi ile kanserli hücreden parça alınır ve hücresel faaliyetten bu delikanlı t hücresi alınır. ve çoğaltılarak insana tekrardan verilmek suretiyle %70 e varan bir kanser azalması oluşur bu kanseri yenmenin yolu budur motive falan etkilir fakat asıl galibiyet golü böyle atılır.
Guardbody: cahillik böyle birşey olsa gerek.bende kemaoterapiyi sadece radyasyona maruz bırakılan bir ortamdan ibaret olarak düşünürdüm hep.peki bu yuzde 70 başarı sağlanıyorsa bukadar ölüm neden.hastalığın aşırı ilerlemiş olmasımı yoksa her insanda değişkenlik gosteren ilerleme hızındanmı kaynaklı?yuzden 70 sonrasında ne yapılarak tedaviden olumlu sonuç alınıyor?soru 2 oldu galiba ama merak ettiğim bir konu.
Atakan: şte kansere neden sinsi hastalık dediğini öğreneceğiz. çok değişik stratejiler üretmekte tıpkı 2.dünya savaşı almanların yıldırım ordularını örnek göstere biliriz. bir nevi tilki gibi. tam bir biyolojik savaş yaşanmankta. bir defa organizmayla ters düşmemekte ağrı ve sızısı yok denecek kadar azdır sadece göğüs kanserinin ilerlemişlerini görmüştük hasta yerinde duramıyordu. ALLAH korusun.
tedavi olarak hücrenin savaşını mı anlatayım yoksa sizin dediğiniz tedavilerimi. bir defa radyoterapi ve kemoterapi insanın ömründen ömür çalmakta sadece bölgesel yok etmeler mevcut kalmakta çünkü bunlar insana gerçekten zarar vermekte. yararlı hücrelere de zarar veriryor.
Guardbody :hayır anlayamadıgım yuzde 70 tedavi hangi şartlarda gerçekleşiyor.yani hem ilaç verip hemde kemoterapi ilemi bu oran yakalanıyor.kalan hastalıklı yuzde 30 kanser bölgesi nasıl tedavi oluyor.
Atakan: saygıdeğer guardbody hocam,
öncelikle yazdığınız gibi kanserin tamamiyle belirtileri kalmaz ise tedavi edilmiş olur.
büyümesi durdurulmuş ise kontrol altına alınmış sayılır.
hem ilaç verip hem kemoterapi demişsizniz kemoterapi başlı başına bir tedavidir daha doğrusu hastanın ağrısını ve hastalığın belirtilerini baştırmak için kullanılan vucuda çeşitli yollardan verilen ilaç tedavisidir hastanın durumuna cinsiyetine bakılarak çeşitli yollardan verilir.
tedavi yolarından cerrahi müdahele ve radyolloji işe yaramadığı durumlarda kemoterapi uygulanır bana sorarsanız değerli guardbody bu hastalık kemoterapi ile olacak gibi değil kanserli hücrelerin büyümesini durdurayım derken erkeklik ve testo gibi gh gibi hormonel faaliyetler son bulmakta halsizlik bulantı kusma kabızlık sindirm güçşüğü orgabik asit değişimleri dna molekülündeki değişmeler bence kemoterapi harakiriden farksız. ALLAH düşürmesin.
Guardbody: peki kemoterapi bukadar kötü sonuçlanıyorsa bu yolu mecburen kabullenmelimi yoksa alternatif başka yollar varmı?benim çevremde bu tedavi yöntemlerinin sonucunda iyileşen yok denecek kadar az.bunun nedeni vucuda yayılmış olmasımı?birde iyileştin denilen yakınlarım oldu fakat 1 sene sonra aynı yerde tekrar nüksetti.bu yanlış açıklama olmuyormu?yani doktor tamemn temizlendiğinden emin olamamış değilmi?
Atakan: hayır sayın guard body kemoterapi ( kimyasal tedavilerdir ) en son çare olarak ağrı sızı ve ilerlemesini durdurmaktadır. en önemlisi acı çekmemesi. Allah korusun kemoterepi en son bakılmalı acı var ise yoksa yapılmasını yanlış buluyorum radyoloji kullnılması yada cerrahi müdahele en iyisi.. tabi kanseri atmak hiçbir zaman mümkün değildir.
eğer yakınınız var ise kanserden daha çabuk eriyip gidecektir. hatta adını hatırlamadığım bir bilim admının kitabı var idi. kemoterapinin kanserden daha tehlikeli olduğunu anlatmış idi. bence doğal yollarla kurtulmak en iyisi. hocalarımızdan duyduğun kadarıyla bir hastasına 5 ay ömür biçilmiş. adam bu adam köyüne yol almış ve atıyla dağa çıkmış ve atın yediği her otu yemiş yemediğini yememiş ve bu hastada kanser teşhisi var iken onkolojiyi şasırtırcasına kanserden eser kalmamış gerçi, ben pek inanmıyorum fakat akşemsettinin bu hastalığı yendiğini bilmekteyim fakat eserini bulamadım fakat araştırmak gerekir. nasıl başladığı biliriz ve işimize gelmiyor tamaiyle iş bağırsaklarımızda ve nükleik asitlerde bitmekte DNA da. vucut tanımadığı besinleri alınca şasırmaktadır. ve mutasyon geçiren hücreler oluşmakta.
Son düzenleyen: Moderatör: