Karsi cinse ilk bakista dikkat ettiginiz yerler.

duygusal bir arayış olmadan bakıyorsam ilk önce doldun göğüsler ararım.sonra onları taşıyan bacaklara bir bakarım.yüzde de biraz güzellik varsa ne ala.

tabii bu salt cinsellik düşünürken oluyor.normalde kalça göğüs çok belli olmayan ama yüzü tatlı kızlar hoşuma gider ve elbette tatlı bir ses,gülümseme ve güzel eller isterim.
 
El ve ayak tırnaklarının bakımı(tırnak yemeyecek),göğüs,pürüsüz cilt.
 
ilk bakışta nasıl görüyorsunuz tırnakları, gözlerinin içini vs merak ediyorum :) :)
 
Karşı cinste ilk bakışta dikkat ettiğimiz yer neresi diye sorulmuş. Bazıları yüreğine bakarım demiş. Yürek işin soyut boyutudur ve öyle ilk gördüğümüz insanın yüreği hakkında yorum yapamayız. Onu zamanla tanıdıkça yüreği hakkında yeterli bilgiye sahip olabiliriz. ki bazen bu bile yetmiyor. O yüzden yüreğine bakarım diyenleri görünce şaşırdım.

Benim fikrime gelince ben karşı cinste gövdeye bakarım. Vücudu iyi taşıyan bir gövde kadının özgüvenini, rahatlığını, cazibesini ortaya çıkarır.
 
Biraz Saçmalamış Bulunuyorum Sanırım Bu Durumda, İşte Az Bulunan birşey Olunca :D
 
  • Like
Reactions: Azi
Gözler bahsedildiği gibi önemli bir noktadır diye düşünüyorum.
Yeri geliyor o gözler herşeyi anlatabiliyor.
Aslında düşünüldüğünde çok enteresan bir durum.
Bakılan o gözler öyle (büyüleyici) bir enerji saçıyor ki, insanın donup kalmasına, içinde tarifi zor bir duyguya, kalp atışlarında hızlanmaya vs. neden olabiliyor.
Ama üstüne basa basa söylüyorum ki bunun tek sebebi gözler değildir.
Çakmak çakmak, pırıl pırıl gözleri olan birçok insan vardır.
Ama sadece onun gözleri sende bu duyguları uyandırır.
Sadece onun gözlerine saatlerce sıkılmadan bakılabilir.
Sadece onun bakışıyla, onun gülümsemesiyle tıpkı kurumaya yüz tutmuş bir çiçeğin suyla buluşmasi gibi hayata sımsıkı bağlanılır.
Bir efsane vardı.
Tam olarak hatırlayamadım ama hatırladığım kadarıyla aktarayım sizlere.

Eski zamanlarda fakir bir genç varmış.
Bir de güzeller güzeli bir kız varmış.
Bu kız da kralın biricik kızıymış.
Birgün bu fakir genç ile kralın kızı tesadüfen birbirlerini görürler ve kalpleri bir başka atmaya başlar.
Kralın kızı, babasının bu duruma olumlu bakmayacağını bildiği için fakir gençle gizli gizli buluşmaya başlar.
Buluştukları birgünde kralın adamlarından biri bunları görür ve hemen fakir genci yakalamaya çalışır.
Ancak fakir genç yüzünü göstermeden kaçmayı başarır.
Bu durum hemen krala bildirilir.
Kral ısrarla kızına bu gencin kim olduğunu sorsa da cevap alamaz.
Bunun üzerine kral şehirdeki tüm gençlerin toplanması için haber salar.
Böylece o kişiyi bulup, hem onu hem de kızını cezalandıracaktır.
Fakir genç bu durumu kralın kızından öğrenir.
Ertesi gün tüm gençler toplanır.
Herkes sarayın bahçesinde çaresizce beklemektedir.
Kral, kızından sırayla tüm gençlerin gözlerinin içine bakmasını ister.
Çünkü sevdiğinin gözlerine bakmak bambaşkadır.
Böylece kral bu gencin kim olduğunu bulabilecektir.
Kız bu durumu anlayınca çok korkar.
Endişeyle gençlerin gözlerine bakmaya başlar.
Sıra bizim fakir gence gelir.
Kızın endişesi daha da artar ama yapacak bir şey yoktur.
Kız fakir gencin gözlerinin içine bakar.
Ama o da ne?
Fakir gencin gözlerinde hiçbir değişiklik yok.
Sanki kralın kızını ilk defa görüyormuş gibi.
Aranılan kişi bulunamadığı için kral gençlerin hepsini salar ve kızını da affeder.
Ertesi gün kralın kızı büyük bir şaşkınlıkla fakir gencin yanına koşar ve ona merakla sorar.
Meğer fakir genç, sevdiğinin gözlerine ve sevdiğinin acı çekmesine dayanamayacağı için gözlerini dağlamıştır...
 
Son düzenleme:
Gözler bahsedildiği gibi önemli bir noktadır diye düşünüyorum.
Yeri geliyor o gözler herşeyi anlatabiliyor.
Aslında düşünüldüğünde çok enteresan bir durum.
Bakılan o gözler öyle (büyüleyici) bir enerji saçıyor ki, insanın donup kalmasına, içinde tarifi zor bir duyguya, kalp atışlarında hızlanmaya vs. neden olabiliyor.
Ama üstüne basa basa söylüyorum ki bunun tek sebebi gözler değildir.
Çakmak çakmak, pırıl pırıl gözleri olan birçok insan vardır.
Ama sadece onun gözleri sende bu duyguları uyandırır.
Sadece onun gözlerine saatlerce sıkılmadan bakılabilir.
Sadece onun bakışıyla, onun gülümsemesiyle tıpkı kurumaya yüz tutmuş bir çiçeğin suyla buluşmasi gibi hayata sımsıkı bağlanılır.
Bir efsane vardı.
Tam olarak hatırlayamadım ama hatırladığım kadarıyla aktarayım sizlere.

Eski zamanlarda fakir bir genç varmış.
Bir de güzeller güzeli bir kız varmış.
Bu kız da kralın biricik kızıymış.
Birgün bu fakir genç ile kralın kızı tesadüfen birbirlerini görürler ve kalpleri bir başka atmaya başlar.
Kralın kızı, babasının bu duruma olumlu bakmayacağını bildiği için fakir gençle gizli gizli buluşmaya başlar.
Buluştukları birgünde kralın adamlarından biri bunları görür ve hemen fakir genci yakalamaya çalışır.
Ancak fakir genç yüzünü göstermeden kaçmayı başarır.
Bu durum hemen krala bildirilir.
Kral ısrarla kızına bu gencin kim olduğunu sorsa da cevap alamaz.
Bunun üzerine kral şehirdeki tüm gençlerin toplanması için haber salar.
Böylece o kişiyi bulup, hem onu hem de kızını cezalandıracaktır.
Fakir genç bu durumu kralın kızından öğrenir.
Ertesi gün tüm gençler toplanır.
Herkes sarayın bahçesinde çaresizce beklemektedir.
Kral, kızından sırayla tüm gençlerin gözlerinin içine bakmasını ister.
Çünkü sevdiğinin gözlerine bakmak bambaşkadır.
Böylece kral bu gencin kim olduğunu bulabilecektir.
Kız bu durumu anlayınca çok korkar.
Endişeyle gençlerin gözlerine bakmaya başlar.
Sıra bizim fakir gence gelir.
Kızın endişesi daha da artar ama yapacak bir şey yoktur.
Kız fakir gencin gözlerinin içine bakar.
Ama o da ne?
Fakir gencin gözlerinde hiçbir değişiklik yok.
Sanki kralın kızını ilk defa görüyormuş gibi.
Aranılan kişi bulunamadığı için kral gençlerin hepsini salar ve kızını da affeder.
Ertesi gün kralın kızı büyük bir şaşkınlıkla fakir gencin yanına koşar ve ona merakla sorar.
Meğer fakir genç, sevdiğinin gözlerine ve sevdiğinin acı çekmesine dayanamayacağı için gözlerini dağlamıştır...

Gerçek Sevgi Bu, Tıpkı Notebook filmindeki hikaye gibi . . .
Sadece sevmek ve kendini ona adamak . . .
Çabalamak !!!

FEDAKARLIK; bir ömür . . . Nice kadınlar var, erkeklerine bir ömür feda etmiş
Nice adamlar var, sevdiğine bir ömür sahip çıkmış

Yeter ki inansın onun da seni "sevdiğine"
pes etmek olmaz o saat. . .

Kim için olduğu da önemli tabii, değecek bir insan olmalı

Güzel Hikaye . . . Çok Güzel !

Nice Gerçek Sevgi-li'lere ...
 
karşı cinse nereden bakıyoruz oda önemli önden mi arkadan mı:) şaka bi yana ben bütün insanların ilk önce gözlere baktığını düşünüyorum kimsenin elinde değil bu mıkatıs gibi birbirlerini çeker gözler...(hangi şiirdi bu:P)
 
Dur, hemen inanma. Başta kendini kurtarmak için de gözlerini dağlamış olabilir. Hem sevgiliye kendini adamak da nedir? Kurbanlık koyun gibi. Sevgiliye değil de sevgiye kendini adamak desek daha hoş olur. Ancak diğerini seçmek için ot gibi bir durumdayken tek çıkışın sevgili olması durumunda rastlanır. Ayrıca öyle bir durumu kabul eden varsa da karşısındakine de kendine de yazık eder.

Bu arada herkeslere günaydın... :)

Gerçek Sevgi Bu, Tıpkı Notebook filmindeki hikaye gibi . . .
Sadece sevmek ve kendini ona adamak . . .
Çabalamak !!!

FEDAKARLIK; bir ömür . . . Nice kadınlar var, erkeklerine bir ömür feda etmiş
Nice adamlar var, sevdiğine bir ömür sahip çıkmış

Yeter ki inansın onun da seni "sevdiğine"
pes etmek olmaz o saat. . .

Kim için olduğu da önemli tabii, değecek bir insan olmalı

Güzel Hikaye . . . Çok Güzel !

Nice Gerçek Sevgi-li'lere ...
 
Sana da Günaydın Estetik Fenomen :)
Erkencisin sen de gene

Kendini kurtarmak için de gözlerini dağlamış olabilir yazmışsın; çok güzel yakalamışsın noktayı
Kadınlar, erkekler . . . Var böyle kurnaz kişiler hayatta tabii
Ancak kandıran sadece kendini kandırır

Hiç farketmez, o anlık yırtsa bile mevzuudan, er ya da geç açık verecektir

Çünkü Sevgide Birtakım Şeyler Oynamaktan Ötedir
Seven insan ile sevmeyen insanın; seviyormuş gibi yapan insanın farkı da buradan gelmektedir; onun için çıkarsamak zor değildir

Sevgiliye kendini adamak gerekli birşeydir; eğer bir sevgi seli içinde yaşıyorsan, sevginize kendini adamaktan kasıt sevgiliye kendini adamaktır; devamlı onu düşünmek ve onun mutluluğu için uğraşmak, yaşamaktır. Soğuk ilişkiler bana göre değildir; hele ki Çeçenler gibi ANAERKİL bir tolumda yetişmişseniz ve Türk toplumunda yaşıyorsanız, erkeğinizin geyşası olmayı istemek bence çok manidardır. Tüm mesele gerçek herifi bulmakta

Senin ne demek istediğini anlıyorum sanırım; o gelince hayatının renklenmesi değil de tüm hayatının bir hiç olduğu dönemde gelen sevgiliye "tutunmak" sanırım kast ettiğin ? Peki şimdi böylece sömürüyorsun karşı tarafı okey ama gerçekler ayyuka çıkınca, bitince napıcaksın; boşluğa mı düşeceksin. Bu gerçek sevgi değil, bencil bir sevgidir. Gitmen gereken zamanda gidemezsin, incitmen gereken zamanda incitemezsin; konuşman gereken zamanda konuşmazsın; bir nevii bağımlılık gibi, seni besleyen temel hayat kaynağı gibidir sevgili; yazık edersin.

Hem sana hem de senin kendisini sevdiğine inandığın kişiye büyük bir haksızlık etmektir bu.

Bu durumu en güzel özetleyen bir cümle var tam şuanda aklıma gelen;

SENİ SEVİYORUM ÇÜNKÜ SANA İHTİYACIM VAR
SANA İHTİYACIM VAR ÇÜNKÜ SENİ SEVİYORUM

Herkese çok güzel Bir Hafta Dilerim
 
Paragrafı bir daha okumanı umuyorum:

"Dur, hemen inanma. Başta kendini kurtarmak için de gözlerini dağlamış olabilir. Hem sevgiliye kendini adamak da nedir? Kurbanlık koyun gibi. Sevgiliye değil de sevgiye kendini adamak desek daha hoş olur. Ancak diğerini seçmek için ot gibi bir durumdayken tek çıkışın sevgili olması durumunda rastlanır. Ayrıca öyle bir durumu kabul eden varsa da karşısındakine de kendine de yazık eder."

Görüldüğü üzere ot gibi bir durumdayken tek çıkışın sevgili olmasına da karşı olduğumu görüyorsundur. :) "Sen" diye başlayıp ikinci şahıs ekiyle biten cümleler kullanmışsın da buna bir açıklık getiriyim istedim. ;)
 
Son düzenleme:
Tam 3 kere okudum

Ama sanırım görmemi istediğin noktayı göremiyorum

Beni aydınlatır mısın ?
 
Bu arada editleyip açıklama koyuyordum ki mesaj atmışsın, pardon :) Eklenmişiyle:

Paragrafı bir daha okumanı umuyorum:

"Dur, hemen inanma. Başta kendini kurtarmak için de gözlerini dağlamış olabilir. Hem sevgiliye kendini adamak da nedir? Kurbanlık koyun gibi. Sevgiliye değil de sevgiye kendini adamak desek daha hoş olur. Ancak diğerini seçmek için ot gibi bir durumdayken tek çıkışın sevgili olması durumunda rastlanır. Ayrıca öyle bir durumu kabul eden varsa da karşısındakine de kendine de yazık eder."

Görüldüğü üzere ot gibi bir durumdayken tek çıkışın sevgili olmasına da karşı olduğumu görüyorsundur. :) "Sen" diye başlayıp ikinci şahıs ekiyle biten cümleler kullanmışsın da buna bir açıklık getiriyim istedim. ;)
 
Back
Yukarı