Yumurtaları sarısı ile beraber tüketin !!

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan 007EMRE
  • Başlangıç Tarihi Başlangıç Tarihi
heldic arkadaşımız sana önce bir tavsiye :

VÜCUT ENERJİ SİSTEMLERİNİ ...nasıl çalıştıklarını ( aerobik, anerobik, atp ,adp, p, la ,cp, alaktik, laktik sistemler vb bi göz gezdiriver ondan sonra yeniden konuşuruz... belki o zaman "karbonhidratların" önemini kavrayabilirsin...)

bu işler o kadar basit değil...)
 
2 senedir vucud enerji sistemleri ve beslenme konusunu arastırıp okuyorum bilgim var böyle laf gevelemelerine de gerek yok

2 senedir low carb yapıyorum bazı zamanlarda no carb yapıyorum

senin mantıgına bakarsak ben yasamamam lazımdı ama sabahları 1 saat tempolu kosuyorum

zaten dedigin cok mantıksız 10 15 yumurta yiyen insan neden gucsuz kalsın bunun denemesinide her halukarda yapabiliriz

vucudun proteini sentezleme limiti vardır ustu sekere donusup glikojen depolarına gider.

vucud yag asitlerini ve sekeri enerji olarak kullanır

vucudun glikojen depoları

Kaslarda : 245 gram
Karaciğerde: 108 gram
Kan şekeri
halinde : 17gram

Toplam glikojen 370 grama yakındır. bunu bitirmek icin 3 saat kesintisiz agırlık calısmanız lazım ki bunu kolay kolay kimse yapamaz ve kosu sırasında ilk once glikojen depoları sonrada yaglar yakılır cok daha uzun kosularda kas sistemide acil enerji icin yakılabilir



Fizyolojinin klasik bilgisidir. İki tip kolesterol olduğunu biliyoruz. ; dışarıdan besinlerle aldığımız (ekzojen) ve başta karaciğer olmak üzere hemen tüm hücrelerimizde üretilen (endojen). Siz eğer dışarıdan çok fazla kolesterol alırsanız iç üretim düşüyor (3- hidroksi 3 metil guaril CoA redüktaz enzim aktivitesi düşürülüyor ve iç üretim azalıyor) ve kan kolesterol düzeyi bu denge nedeniyle nasıl beslenirseniz beslenin en fazla +/- %15 -25 oynuyor. Yani kan kolesterol yüksekliğinin nedenini başka yerde aramak lazım. Ya ailesel (ki çoğu doğuştan kendini gösteren ağır hastalıklar) ya da metabolik (TDD'de anlatılan kötü yağ tüketimi, küçül LDL vb) sonradan olma bozukluklardır sorumlu. Günde yenilen 2 yumurta ile kalp hastası olunmaması lazım yani.

özellikle familial (ailesel) hiperkolesterolemi hastalarının durumu öğretici. Onlar karaciğer hücreleri üzerinde bulunan ve düşük yoğunluklu lipoproteinlerin (ve dolayısıyla kolesterol) karaciğere alınmasını sağlayan reseptörleri çalışmayan kişiler. Kan kolesterolleri normalin 4-6 katı yüksek. Karaciğer hücresi kandaki artmış oranları algılayamıyor ve VLDL (kolesterol) yapımını ve kana salınımı devam ettiriyor. Bu hastalar maalesef 20 yaşından önce ölüyorlar.

ateroskleroz (damar sertliği) için en önemli risk faktörleri:

1- şişmanlık ve hareketsizlik
2- diabet
3- hipertansiyon
4- hiperlipidemi
5- sigara

yani yüksek tansiyonunuz varsa risk 2 kat fazla, şekeriniz varsa risk daha da fazla. Her ikisi varsa risk 8 kattan daha fazla artıyor. Yani aslında gıdayla alınan kolesterole kafayı takmak yerine şekeri , kan basıncını kontrol altına alsak ve kilo verip hareketli bir yaşama geşsek daha mantıklı hareket etmiş oluruz vesselam:)))


(Textbook of Medical Physiology, Guyton 11.baskı sayfa 848)

bu arada insani yoran karbonhidratlardır cünkü yorulmamıza sebeb olan laktik asit birikmesidir kaslarımız da

eger enerji sistemini iyi biliyorsan ki (birsey bildigini sanmıyorum ) en az laktik asit birikmesi yag asitlerini yakarken olusur yani buda demek oluyor ki yagları vucudumuza enerji olarak kullandırırsak daha az yorulur daha cok spor yapabiliriz
 
Son düzenleme:
-3 saat kesintisiz ağırlık çalışmak ve 370 gr yakmak ?!...))))

yine tekrar ediyorum, " enerji kavramıyla , enerji sistemleriyle ilgili , lise bilgilerine dönmek gerekiyor ?!...

40- 50 kg lık bir halterle 3 saat boyunca kesintisiz "squat" yaparak harcayacağınız enerji miktarını bi hesaplayın bakalım ?!... ( hareket sürekliliği olmaz ya , hadi olduğunu teorik olarak kabul edelim, bi hesaplayın ) ((

-yağı nasıl yakacaksın ,kolayca ?!...millet yırtınıyor bu konuda yakabilmek için ...yağlar , yanması en zor maddeler, vücudun sigortaları bi anlamda ...keşke o kadar anlattığın gibi kolay olsa ?!...et vb den "proteini ,yağı alıp " yine yağı nasıl yakacaksın?!...



artık cevap yazmayacağım, polemiğe girmek gereksiz...((

not: spor akademilerine teorilerinizle başvurabilir ve tezler yazabillirsiniz ...özellikle "maraton koşanlar "için "yumurta tezi" ...koşuda aralarda "sulandırılmış yumurta tozu , eritilmiş tereyağı " ilaveleri faydalı olur...)))
 
Son düzenleme:
3 saat kimse squast yapmaz oyle sacma seyler yaziyorsun ki :)

15 yumurta yiyip kosmak falam olmayacak isler zaten

Yag yakma profosoruyum desem :) 60 kilo zayiflamis biri var karsinizda :)

Yag yakmak cok basit karbonhidratlari azaltirsiniz olabildigince dusuk kan sekerinde growth testesteron glukogan gibi yag yakma hormonlariniz tavan yapar ve yag yakarsiniz :)
 
diğer başlığa da yazdım...şuanda habertürkte canlı kolestrol tartışması var olay heldici haklı çıkaracak düzeyde ilerliyor..gerçekten kolestrol tedavisi yıllarca yanlış yapılmış ülkemizde..dünyalarca yan etkileri görülmüş ve hastalıkta ilerlemeler çok düşük..

demir eksikliği yaşayan hastalara doktorların direk demir hapı vermeleri ve demir eksikliğine neyin sebep olduğunu araştırmamaları gibi kolestrol seviyeleri yüksek çıkınca doktorlar yıllardır sadece kolestrolü düşürmeye çalışmışlar canlı yayındaki itiraflara göre..

lütfen herkes izlesin..
 
Canan hocamız da cok iyi acıklama yapıyor diger doktorlar sasırıp kalıyor da su baska bir gercek :)


Kolesterolün zararlarının yanı sıra faydalı yanları da var...

Kolesterol olmazsa, sinir sisteminiz fonksiyonunu yapamaz, sindiriminiz bozulur. Cinselliğiniz bile sekteye uğrar. Çocukluk çağındaki beslenme kolesterolden zengin olmalıdır, kolesterol eksikliği çocuklarda zeka geriliği yapar.



Kolesterolün vücut sağlığı üzerindeki etkileri nedir?



Toplum içinde yaygın genel kanaatin aksine kolesterol tamamen zararlı bir şey değildir. Aslında vücudunuzda karaciğeriniz tarafından birçok hücre ve hücre içi yapının bileşiminde yer alan, sindiriminize yardımcı olan, hormonların yapısında ve diğer vücut fonksiyonlarında önemli rol oynayan kolesterol üretilmektedir. Kolesterol olmazsa sinir sisteminiz fonksiyonunu yapamaz, sindiriminiz bozulur ve hatta cinselliğiniz bile sekteye uğrar. Bunun için kolesterolsüz yaşam mümkün değildir. Çocukluk çağındaki beslenme de kolesterolden zengin olmalıdır. Çünkü çocukluk çağında kolesterol eksik olursa çocuklarda zeka geriliği ortaya çıkar. Ancak sağlıklı bir yaşam için kolesterol düzeyi belli bir seviyede tutulmalıdır.



Kolesterol artışına neden olan faktörler nelerdir?



Sağlıklı yaşamamız için gerekli kolesterolün neredeyse tamamı vücudumuz tarafından üretilir. Bunun dışında dışarıdan aldığımız birçok besin de kolesterol içermektedir. Kan kolesterol düzeyleri yükseldiğinde başta kalp hastalıkları olmak üzere birçok sağlık problemi ile karşı karşıya kalırız. Kolesterol bazı kuruyemişler ve yemeklik yağlarda olduğu gibi süt ürünleri ve et gibi hayvansal kökenli yiyeceklerde de bulunur. Doymuş yağ içeren bütün yiyecekler aynı zamanda kolesterolü de içerirler. Ne kadar çok hayvansal gıda ve kızartılmış gıda alırsak o kadar fazla kolesterol alırız. Şunu da unutmamalıyız ki yüksek kolesterolün sorumlusu sadece gıdalar değildir.



Yaşam tarzı, şişmanlık, sigara kullanımı, ailemizin tıbbi geçmişi, yaşımız, yüksek tansiyon, diabet, bazı böbrek ve tiroid hastalıkları gibi bazı faktörler yüksek kolesterol için büyük riske sokabilirler.



Tedaviyi hekim belirler



yku apne sendromlu hastaların yarısından çoğunda hipertansiyon vardır. Uyku apnesinin ağırlığı arttıkça hipertansiyon sıklığı da artar. Hastaların kan basıncı sabaha doğru saatlerde oldukça yüksektir ve tipik olarak hastaların çoğu bir veya daha çok tansiyon ilacına rağmen yüksek tansiyonlarının tam olarak kontrol altına alınmadığından yakınırlar. Uyku apne sendromu tanı ve tedavisi sonrası hastaların kullandığı tansiyon ilaçları genellikle fazla gelmeye başlar, hastaların tansiyon ilaçlarının dozu bazen azaltılır bazen de tamamen kesilir. Uyku apnesinin teşhisi için uyku laboratuvar çalışması önerilmektedir. Bunun için hasta gece uykusunu laboratuvar ortamında geçirir ve kişinin beyin dalgaları, solunumu ve uykunun bölünmesine neden olan hareketleri görüntülenir. Teşhisin uyku apnesi olması durumunda uygulanacak tedavi seçenekleri de hekim tarafından belirlenir.



PROF. DR. BİNGÜR SÖNMEZ




eski yazılarında bundan bahseden bingür hoca simdi karatay hocamıza karsı


http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=342847

Mesajınız otomatık olarak birleştirilmiştir---------- mesajın eklendiği saat 22:05 ---------- ilk mesajın gönderildiği saat 22:02 ----------

Prof. Dr. Bingür Sönmez, "Bu yılki Kurban Bayramı retoks için bir vesile olsun ve hastalar kurban etinden aşırıya kaçmamak kaydı ile yesinler. Ayda iki kez de canları ne istiyorsa yiyebilirler. Bunlar; Adana kebap, paça çorbası, işkembe çorbası olabilir" önerisinde bulundu.
"Yıllarca insanları kolesterol açısından korkuttuk. Ancak kolesterolsüz yaşam olamaz çünkü kolesterol bir yapı taşıdır" diyen Prof. Dr. Bingür Sönmez İnsanlar için 2.5 milyon yıl önce "Taş Devri Diyeti" vardı. Asıl felaket yerleşik yaşama geçtikleri ve rafine şeker ile tanışmaları ile gerçekleşti."
"Erken yaşta Alzheimer, erken menopoz, erkeklerde cinsel fonksiyon bozuklukları, polikistik over sendromu, katarakt, psikolojik davranış bozuklukları ve kanser gibi hastalıklar kolesterol ve protein eksikliğinden kaynaklanmaktadır."
Memorial Şişli Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez, kalp ve damar sağlığını bozun en büyük tehlikenin sanıldığı gibi kolesterol değil, insülin olduğunu söyledi.
Protein ve kolesterolün vücut için çok önemli bir yapıtaşı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Sönmez, 2.5 milyon yıl önce "Taş Devri Diyeti" ile insanların sağlıklı bir yaşam sürerken, çok önemli hastalıkların temelinin, rafine şeker ile tanıştıkları 200 yıl öncesinde atıldığını anlattı.
Kolesterol eksikliği kanser nedenidir!
Kolesterol, vücudun en önemli yapı taşıdır. Vücutta yeteri kadar protein tüketimi olmazsa; hormonlar, sinir sistemi ve hücre yenilenmesini sağlayan mekanizmalar olumsuz etkilenir. Erken yaşta Alzheimer, erken menopoz, erkeklerde cinsel fonksiyon bozuklukları, polikistik over sendromu, katarakt, psikolojik davranış bozuklukları ve kanser gibi hastalıklar vücuttaki kolesterol ve protein eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Bir insanın vücudunda günlük olarak üretilen kolesterol miktarı 5 gramdır. Dışarıdan ne kadar kolesterol alınırsa alınsın, vücut onu hissederek kendi yaptığı kolesterolden düşer. Bu nedenle, "Kolesterol ne kadar düşükse o kadar iyidir" düşüncesi yanlıştır. Kolesterol için limitler vardır ve bunların altına inmek vücut sağlığı için tehlikelidir. Kötü huylu kolesterol olan LDL 100'ün altında, total kolesterol 200 civarında ve iyi huylu kolesterol olan HDL'nin mümkün olduğu kadar yüksek olması gerekir. HDL 55-60 olursa vücut için mükemmeldir.
Damar sertliğinin arkasındaki büyü: "İnsülin"
Karbonhidratlar vücuda girdiği anda insülin salgılanmasına neden olur ve direkt olarak depoya gider. Bu nedenle; beyaz un, beyaz ekmek, beyaz pirinç ve şeker vücutta insülin açısından tehlikelidir. Yani bir yiyecek vücutta ne kadar insülin salgılatıyorsa vücut sağlığı için o kadar zararlıdır. Koroner bypass yapılan hastaların % 60'ının kolesterolleri ve kan yağlarının normal değerlerde olduğu bilinen bir gerçektir. Buradan çıkan sonuç; "Damar sertliğinin arkasındaki asıl büyü insülindir."
Ayda iki kez retoks yapın! Retoks in, detoks out!
Taş Devri Diyeti'nde söylenen şudur; "istediğiniz kadar et istediğiniz kadar kolesterol ihtiva eden yiyecek yiyebilirsiniz." Hastalara "taş devrindeki gibi beslenin" deme şansımız yok. Çünkü o dönemde insanlar et tüketip 30 kilometre yol yürüyordu. Ancak şöyle bir öneride bulunabiliriz: "Taş devrindeki gibi beslenelim ama ayda yalnızca iki kere." İnsanlar "detoks" ifadesinden artık rahtsız oluyor. Ayda iki kez retoks yaparak biyodengenin sağlanması mümkün. Çünkü insanın biyolojik dengesi kolesterol ve protein üzerine kurulmuştur. Eğer bu denge yalnızca karbonhidrat ve sebze ile kurmaya çalışılırsa, bütün denge bozulmuş olur.
Ayda bir kez kolesterol yönünden zengin gıdalar yiyin. Bu yılki Kurban Bayramı retoks için bir vesile olsun ve hastalar kurban etinden aşırıya kaçmamak kaydı ile yesinler. Ayda iki kez de canları ne istiyorsa yiyebilirler. Bunlar; Adana kebap, paça çorbası, işkembe çorbası olabilir. Biz bunun ismini koyalım. Çünkü insanlar zaten bunu kaçamak olarak yapıyorlar böylece bunu bir disiplin altına almış oluruz. Böylece her gün düzensiz bir şekilde suçluluk duygusu hissederek değil, düzenli ve suçluluk hissetmeden ayda iki kez yemeleri mümkün olacaktır. Yumurta da yasaklanmış bir gıdaydı. Ancak insanlar haftada bir-iki kez gönül rahatlığı ile yiyebiliyorlar artık.


Kolestrolu hastalık olarak gören doktorun baska bir yazısı

http://www.bugun.com.tr/haber-detay/128066-ayda-iki-kebap-yiyin-haberi.aspx


bu ne perhiz ne lahana tursusu demezlermi ?
 
konu , " kolestrol "falan değil...zaten, eğer dikkat ettiyseniz , her zaman yumurtanın "sarısı "önemli derim !...

konu "enerji sistemleri "ile ilgili...

proteinlerden "enerji üretmek ", performans sporlarında "verim almamaınıza "neden olan bir durumdur...sebepleribni defalarca yazdık...

protein, insanın enerji tüketimi için uygun bir besin türü değilidr...

elma-armutu karıştırmayalım...)

konu insan olunca proteinler, "kas sistemi, imun sistemi, üreme(yeni canlı oluşturma ) , gelişme (yaşlanma, büyüme ) vb ile ilgili fonksiyonel maddelerdir...

sporda , yeri belirliidr, ve "enerji üretim sisrtemi olarak " hiçbir zaman gündeme alınmazlar!...)
 
zaten proteinlerin enerji olarak kullanilmasina karsiyiz

Proteinlerin yapi tasi yaglarin ise enerji olarak kullanilmasindan yanayiz
 
***yağı yakmak insan metabolizması için kolay değildir...en son ve belirli şartları olması gereken bir olaydır (süre, yoğunluk şiddeti )

**eğer , günde "karbonhidrat kaynaklarından" az da olsa alarak, vücudu kandırmazsanız "yağları yakmak" mümkün olmaz...vücut yağlardan önce "protein kaynaklarına " a atar ve bunları yakarak enerji üretir...

**yağlar, bir tür "yedek akçe, en son yakılması gereken , zor durumlar "için depolanan malzemedir...

**ayrıca , yağ yakımı ile elde edilecek enerji türü "düşük yoğunluktaki antrenmanlar" için geçerlidir....yağ yakımı fazına geçebilmeniz için bayağı zaman geçer ...yüksek performans, verim sağlanamaz!...
 
günlük ihtiyacı 2000 kalori olan 1 kisi

bunun yuzde 60 ını yagdan karsılasa yani 1200 kalori 600 kalorisini proteinden ve kalan 200 kaloriyi karbonhidrattan karsılarsa eger vucud nasıl bu yagı yakmak istemez bunu anlamıs degilim.

yag yakımı ile elde edilecek enerji düsük yogunluktaki antremanlar icin gecerli olabilir fakat antreman öncesi yenecek meyve antremanları cıkarmanıza yardımcı olur. Yag yakım fazına gecebilmeniz icin cok fazla zaman gecmesi lazım demissiniz de dusuk kan sekerinde vucud zaten devamlı yag yakımındadır ve düsük kan sekerinde ki faydalı hormonları neden göz ardı ediyorsunuz nedir bunlar ?

growth
testesteron
glukogan

bunlar ne ise yarar yagsız kas kutlesinin gelisimine ?

simdi bir insanın yagsız kas kütlesi olusturabilmesi icin nasıl bir diyet uygulamalı ?

Mesajınız otomatık olarak birleştirilmiştir---------- mesajın eklendiği saat 10:19 ---------- ilk mesajın gönderildiği saat 10:10 ----------

Muoio ve arkadaşları üç grup atlete aşağıdaki farklı diyetleri uygulayıp performanslarına bakmışlar (6). 1. Düşük yağlı yüksek karbonhidratlı diyet
2. Düşük şekerli yüksek yağlı diyet (ketojenik diyet)
3. Karışık diyet
Karışık diyetle karşılaştırıldığında yüksek şerli diyet grubunda performans %10 artarken, ketojenik diyet grubunda bu oran %33 imiş.
kaynak

Muoio D M, Leddy JJ, Horvath PJ, Awad AB, Pendergast DR. Effect of dietary fat on metabolic adjustments to maximal VO-2 and endurance in runners. Medicine and Science in Sports and Exercise. 1994; 26 (1): 81-88


Yaglar Daha temiz bir yakıtmı ?


Bakın hücrelerimizde mitokondri adı verilen çok sayıda enerji santralleri var. Yağ asitleri mitokondrilere parçalanmadan girerler; glikoz ise ancak piruvata indirgendikten sonra girebilir. Pirüvat oksijensiz bir ortamda laktata dönüşür ve kaslarınızı ağrıtır. Yağ asitleri ise mitokondrilerde enerji verdikten sonra karbondioksit ve suya dönüşüyor. Karbondioksitin boşaltımı ise laktata göre çok daha kolay. Yapılan çeşitli araştırmalarda karbonhidrat ağırlıklı beslenmedeki karbon dioksit üretiminin daha fazla olduğu saptanmış. Çünkü yoğun bir enerji sağlayan yağların metabolizmaları esnasında ise daha az üretiliyor. Kişiler CO2 üretimindeki bu artışa nefes sayısındaki artışla cevap veremiyorsa bu durum solunum yetersizliği ile sonuçlanabiliyor. Egzersiz esnasında ise CO2 üretimi yaklaşık iki katına çıkıyor (7).
Ağır egzersiz sırasında solunum rezervlerinin azalması nedeniyle ilave az miktardaki CO2 artışları bile sporcuda sorun yaratabiliyor. Karbonhidratlı besin maddeleri istirahatte ve egzersizde daha fazla CO2 üretimine sebep olarak perfomansın düşmesine yol açıyor. Sporcularda astım hastalığının fazla görülmesinin başta gelen nedeni bu.


The Paleo Diet for Athletes Kitabın yazarları Joe Friel ve Loren Cordain iki eski arkadaş bakalım ne diyolar ?


Prof. Dr. Loren Cordain taş devri diyetinin Dünyadaki en önemli teorisyenlerinden biri. Joe Friel ise sporun en zor ve efor gerektiren dalları olan triatlon ve pentatlon gibi atletizm dallarının antrenörü; kendisi birçok Dünya ve olimpiyat şampiyonu yetiştirmiş. Ayrıca aktif de bir sporcu. Kendi yaş grubunda koşu-bisiklet-koşu dalında dünyanın en iyi 10 sporcusu arasında.
Neyse esas konumuza dönelim. Bir gün Friel ile yaptığı bir sohbette Prof. Dr. Loren Cordain birçok sporcuya uygulanan yüksek miktarda hızlı emilen şekerli diyetin (ekmek, pasta, börek, gevrekler, makarna, pilav, spor içecekleri vb) zararlı olduğunu, buna karşılık taş devri diyetinin ise sporcuların performansını çok artırabileceğini söylüyor (8). Friel ‘olmaz böyle şey’ diyerek arkadaşına karşı çıkıyor. 1995 yılında iddiaya giriyorlar (Friel o zaman 51 yaşında). İddia 1 ay sürmek zorunda.
Friel şekerli gıdaları kesiyor ve taş devri diyetine başlıyor. Fakat ilk iki hafta kendini oldukça bitkin hissediyor. Ağır antrenmanlardan sonra kendini eskisi kadar kolay toparlayamıyor. İddiayı kazanacağından emin olarak diyete devam ediyor. Fakat üçüncü hafta bir anda her şey birden değişmeye başlıyor. Friel kendini çok iyi hissediyor ve ağır egzersiz ya da müsabakalardan sonra çok hızlı yorgunluğunu atıyor.
Friel on yıldan beri haftada 12 saatten daha fazla antrenman yapamazmış. Bu süre uzarsa hastalanır ve çok sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçirirmiş. Diyete başladığının 4. haftasında haftalık çalışma süresi 12 saatten 16 saate çıkarmış, hem de hiç enfeksiyon geçirmeden. 16 saatlik antrenmanı ancak 15 yıl önce yapabiliyormuş. Diyete başladığı o yıl Amerika şampiyonluğunda 3. olmuş; son yılların en iyi (kendi) derecesini yapmış.
2000 yılının başından itibaren Friel antrenörlüğünü yaptığı atletlere taş devri diyetini uygulatıyormuş. Bu atletlerin arasında ülke ve olimpiyat şampiyonları da mevcutmuş.
burda zaten bahsedilen olay su

Friel şekerli gıdaları kesiyor ve taş devri diyetine başlıyor. Fakat ilk iki hafta kendini oldukça bitkin hissediyor. Ağır antrenmanlardan sonra kendini eskisi kadar kolay toparlayamıyor. İddiayı kazanacağından emin olarak diyete devam ediyor. Fakat üçüncü hafta bir anda her şey birden değişmeye başlıyor. Friel kendini çok iyi hissediyor ve ağır egzersiz ya da müsabakalardan sonra çok hızlı yorgunluğunu atıyor.
Sizler vucudunuz daki insulin seviyelerini hic düsüremediginiz icin enerjisiz kalıyorsunuz fakat ketojenik diyet yapan kisilerin insülin seviyeleri oldukca düsük ve insülinin yüksek olması metobolik sendromun bir nedeni. Ne yapar metobolik sendrom şeker hastalıgı obozite alzheimer kellik unutkanlık v.s bütün hastalıkların anasıdır.

bu diyeti 2 3 hafta sürdürebilirseniz hersey degisecektir düsen insülin seviyesi faydalı hormonlar ve dahası vucudun glikojen depoları sınırsız yag depoları mantıken sonsuzdur haftalarca aylarca yetecek yakıtımız vardır.

Önemli olan vucuda yediklerimizi depolamayı degil yakmayı ögretmek te . Yagların karbonhidratlara göre ne kadar temiz bir yakıt oldugunu yukarda anlattık zaten.


Bakın hücrelerimizde mitokondri adı verilen çok sayıda enerji santralleri var. Yağ asitleri mitokondrilere parçalanmadan girerler; glikoz ise ancak piruvata indirgendikten sonra girebilir. Pirüvat oksijensiz bir ortamda laktata dönüşür ve kaslarınızı ağrıtır. Yağ asitleri ise mitokondrilerde enerji verdikten sonra karbondioksit ve suya dönüşüyor. Karbondioksitin boşaltımı ise laktata göre çok daha kolay.
Yağ asitleri mitokondrilere parçalanmadan girerler; glikoz ise ancak piruvata indirgendikten sonra girebilir. Pirüvat oksijensiz bir ortamda laktata dönüşür ve kaslarınızı ağrıtır.

yag asitlerini enerji olarak kullanabilen kisiler glikojeni enerji olarak kullanan kisilere göre daha az yorulup daha uzun antremanlar cıkarabilirler. Tabi bunun icin en önemli sebeb insulin direncimizi düsürmemizdir.

Gidip ac karnına test yaptırabilirsiniz aclık insülin seviyeniz 5 in altında degilse metobolik sendrom baslangıcınız vardır ve ilerde şeker dahil bir sürü hastalıklar sizi beklemekte

Zayıf olmak kaslı olmak saglıklı demek degildir.


Ağır egzersizden-karşılaşmadan 2-3 saat önceki yemek
Yazarların önerilerine uyan sporcular ağır egzersizden-karşılaşmadan 2-3 saat önceki yemekte kan şekerini yavaş yükselten karbonhidratları proteinle birlikte alıyorlar (400-900 kalori). İşte kitaplarında verdikleri liste şöyle;

  • Az lifli meyve, örneğin elma püresi, ya da sıkma meyve suyu
  • Yumurta, protein tozu
  • Yumuşak ve liften fakir besinler (örneğin et sote).
Ben protein tozu yerine milli içeceğimiz olan kefirin tüketilmesinden yanayım. Hem daha kaliteli, hem çok daha faydalı, hem de daha ucuz; ayrıca vitaminler, mineraller, dallı zincirli aminoasitler ve probiyotiklerden çok zengin. Uyarıcı olarak 1 fincan Türk kahvesi alınabilir. Ama kahve ve çay fazla içilmemeli, çünkü fazla idrara çıkartıyor.
Sabahleyin erken antrenman varsa veya herhangi bir zorunluluktan ötürü bu besin alınamamışsa başlangıçtan 10 dakika önce 100-200 kalorilik gıda alınabiliyor. Mesela kefir ve sıkma meyve suyu karıştırılarak içilebiliyor. Üstüne bir bardak su alınıyor. Bunlar bulunamıyorsa eneri içeceği de içilebiliyor. Bu istisnanın dışında enerji içeceğini önermiyoruz.
Ağır egzersizlerden sonra beslenme
Ağır egzersizlerden sonra derhal glikojen depolarının doldurulması ve kas tamirinin başlatılması önemlidir. Bu bakımdan ilk otuz dakikada hem karbonhidrat hem protein sıvı olarak alınıyor. Bizim tavsiyemiz 0.5-1 litre sıkma meyve suyu ve 0.5-1 litre kefir (whey proteini). İlk otuz dakikadan sonra katı yemekler yenilebiliyor.
 
Son düzenleme:
**yağlar, bir tür "yedek akçe, en son yakılması gereken , zor durumlar "için depolanan malzemedir...

Ercan hocam anlatamazsınız boşuna uğraşmayın; bende extreme durumdur dedim, bende ölüm anında yaşanlar dedim ama anlatamadım...

Benim zaten karşı olduğum konu diyet değil; heldicin bunu san ki hayat felsefesi gibi anlatıp ömrünüz boyunca yapın demesi... Tamam bu işin doğrusunu anlat insanlarda zayıflasın ama sadece 2 tane temel besin kaynağı yiyip bunu sanki sağlıklı yada dengeli bir beslenmeymiş gibi bütün ömrünüzde yapın demek yanlış!

Bu arkadaşa anlatamazsın, arkadaş samonellayı ve milletin sağlığını hiçe sayıp yumurtayı çiğ yiyin dedi, sonrada özür dilerim bilip bilmeden insanların sağlını tehlikeye atıcı tavsiye verdim bile diyemedi... Yok kendi yetiştirdiğin tavukmuşta bilmemenede... Sanki kendisi steril laboratuvarda yetiştiriyor...........

O yüzden hocam yanlış yaptığı bir söylemde bile yanlışını kabul edemeyen bir adamı tutupda inandığı bir şeyde ikna edemezsin, klavyade yazı yazma düşünme felan yani boşuna kalori harcıyorsun... a32
 
Son düzenleme:
anlama eksikliginiz mi var acaba ?

en iyisi cig yemek fakat dogal beslenen bildiginiz tavuklarinsa cig yiyebiliriz

Haslama daha sonraki sececenk sarisi kayisi kivaminda olsun cok haslamak sarisi icin iyi degil

burda ne anlatılmak isteniyor ? benim kendi yetistirdigim tavuklarım var 10 tane kadar onların yumurtalarını tabiki cig yiyorum tavuklarımın saglıklı olduguna inandıgım icin dısardan yenen yumurtaları ise tabiki kaynatıyorum yada saganda yiyorum yumurtaların sarısı yagdan zengindir onu fazla kızartmak yada haslamak o yumurtadaki yagın trans yaga dönmesine sebeb olur ve vucud icin zararlıdır.


zaten bu diyet degilki saglıklı beslenmenin kuralları dün haberturk de tartısıldı bu konu 4 tane profosor doktor arkadas tartıstı keske izleme imkanınız olsaydı bilimin ve tıp ın nasıl eski söylemlerden geri döndügünü görürdünüz.

Yukarda yagların ve karbonhidratların nasıl enerjiye döndügünü hangisinin temiz oldugunu yazdım bir daha yazayım okumadıysanız


Bakın hücrelerimizde mitokondri adı verilen çok sayıda enerji santralleri var. Yağ asitleri mitokondrilere parçalanmadan girerler; glikoz ise ancak piruvata indirgendikten sonra girebilir. Pirüvat oksijensiz bir ortamda laktata dönüşür ve kaslarınızı ağrıtır. Yağ asitleri ise mitokondrilerde enerji verdikten sonra karbondioksit ve suya dönüşüyor. Karbondioksitin boşaltımı ise laktata göre çok daha kolay.

boş teneke misali konuscagına bilimsel kaynak koyup tezleri cürütürsün böyle sadece kendi ekseninde dönüyorsun komedi misali izliyoruz

Mesajınız otomatık olarak birleştirilmiştir---------- mesajın eklendiği saat 13:43 ---------- ilk mesajın gönderildiği saat 12:46 ----------

Burda sırası ile 25 yaşında bir kadının günlük 2200 kalorilik paleo menüsü, beslenme değerleri ve vitamin değerleri yer alıyor.


gunluk-menu.png



Sabah: kavun ve ızgara somon


Öğle: Marul, havuç, salatalık, domates, limonlu sos ve ceviz salatası + ızgara fileto


Akşam: Karışık yeşillik, domates, avokado, rende badem, kırmızı soğan, limonlu soslu salata + buharda brokoli + dana fileto rosto + çilek


Atıştırma: Portakal, havuç, kereviz sapı




Enerji dagılım




besin-degerleri.png







Son olarak da bakalım ne kadar vitamin alınmış:




vitamin-degerleri.png





İkinci sütundaki değerler günlük hedeflere oranı. Görüldüğü gibi vitamin ihtiyacı fazlasıyla karşılanmış durumda. Hatta vitamin takviyesi alındığı dahi iddia edilebilir bu döküme bakılarak




Bu diyeti yapan sahısın kilo verme gibi bir sorunu yok kilo vermek istiyorsa eger




carbgraph.gif



bu egriden kalorisini ayarlamalı saglıksız denen beslenme seklinde eksik olan kısımı kim söyleyebilir ?
 
Çevir kazı yanmasın; kendin yetiştirince 0.02mikron boyutundaki virüsü görüp engelleyebiliyorsun değil mi?

Şunu söyle daha bu foruma girmiyeceğim; "Özür dilerim, bilgi ve birikimim kendi beğendiğim profların makalelerinden ibaret olduğu için bilmeden insanların sağlığını tehlikeye atıcı salmonella dan sürünmesine sebep olacak bir tavsiyede bulundum! Daha sonrada yüksek egomun ezilmemesi için kendiniz yetiştip öyle çiğ yiyin diyerek kazı çevirmeye çalıştım ve bir kere daha insan sağlığını tehlikeye attım! Bu tip insan sağlığını tehlikeye atıcı tavsiyelerimden dolayı forum üyelernden özür dilerim" :)
 
hayatımda hiç sarısını ayırarak tüketmedim günde 7-9 yumurta tüketiyorum hepsinide sarısıyla tüketiyorum
 
en iyisi cig yemek fakat dogal beslenen bildiginiz tavuklarinsa cig yiyebiliriz

Haslama daha sonraki sececenk sarisi kayisi kivaminda olsun cok haslamak sarisi icin iyi degil
bu benim yazdıgım yazı anlama zorlugun varsa yanına birisini cagır anlatsın :) güvenme meselesi eger tavugun hasta olmadıgına inanıyorsanız pisirmeden kolaylıkla yiyebilirsiniz

yumurta yada eti pisirdikce icindeki vitamin mineral amino asitler azalır eskiden tas devri zamanları ates bulunmadan önce yada bulunduktan sonra insanlar atıyorum martı nın yumurtalarını bulunca dur sunu eve götüreyim pisireyimmi diyolar dı ?

tekrar söyledigim gibi eger yumurtaya guveniyorsanız cig yiyebilirsiniz yoksa pisirmelisiniz

Mesajınız otomatık olarak birleştirilmiştir---------- mesajın eklendiği saat 18:27 ---------- ilk mesajın gönderildiği saat 17:55 ----------

Prof. Dr. Karatay ayrıca yumurtanın pişirilme usulünün de çok önemli olduğuna değiniyor. Yumurta renk değiştirdiğinde çok tehlikeli bir hal alıyor ve trans yağlar meydana geliyor; “Her gün kayısı kıvamında pişirilmiş iki yumurta, ya da saf tereyağında hazırlanmış yumurta, menemen ve omlet yediğimiz zaman kan kolesterolümüz yükselmez. Dikkat edilecek en kritik nokta, yumurtaların çok katı olarak haşlanmamış olmasıdır. Aşırı katı yumurtaların sarı etrafında meydana gelen yeşil gri renk, o yumurtanın bozulmuş olduğunu gösterir. Ağzımıza aldığımız zaman sarısı zaten un ufak olur ve tadı da yumurta gibi değildir artık. Doğallığı tamamen bozulmuş olan bu yumurta sarısında aşırı miktarda TRANSYAĞLAR meydana gelmiştir. Trans yağlar sağlığa son derece zararlı yağlardır. Bu nedenle, yumurtalar yağda kavrulup yakılmadan, yani yumurtalar doğal olarak tüketilmelidirler.
Doğal bir şekilde tüketilen yumurta kan kolesterolünü yükseltmez. Günde 4 yumurta yendiği zaman, karaciğerden kolesterol yapılması orantılı olarak azaldığı bilimsel olarak gösterilmiştir
İstanbul Bilim Üniversitesi

Prof. Dr. Canan M Karatay Efendigil
REKTÖR

Kalp ve İç Hastalıkları Uzmanı




arkadasım baska birisi ile iddalas hergün saglık üzerine yerli yabancı makale okuyan birisi var karsında yazdıkların sadece komik oluyor :)


[FONT=&quot][/FONT][FONT=&quot]

[/FONT]
Yumurta: En Kaliteli protein kaynağıdır. Köy yumurtası tercih edilmeli. Günde 1-4 adet yenilebilir. Tercih sırasına göre 1. çiğ (mikroplu olmadığından eminseniz!), 2. rafa
dan, 3. Lop, 4. kızartma (mümkünse yenmemeli, yenilecekse, zeytinyağında ya da fındık yağında ya da tereyağında yapılmalı ve önce akı pişirilmeli, sarısı ayrıca çiğ olarak eklenmeli)


Profosor Doktor
Ahmet Aydın Türkiye deki tek metobolizma ve beslenme uzmanı
[FONT=&quot]

[/FONT]
 
Son düzenleme:
Evet hatayı kabul zorluğu olduğu zaman yine hakaretler başladı; aynı daha önceki yazılarında başka kişilere hakaret ettiğin gibi...
Biraz daha cesaret bulsan küfürede başlıyacaksın heralde...
 
Evet hatayı kabul zorluğu olduğu zaman yine hakaretler başladı; aynı daha önceki yazılarında başka kişilere hakaret ettiğin gibi...
Biraz daha cesaret bulsan küfürede başlıyacaksın heralde...

arkadasım anlama problemin varsa sorun sende bende degil :) yazdıgım yazıda yumurta hastalıksızsa cig yenebilir yoksa sarısı az pisirilmeli yazıyor :) bastan oku anlayacagına inanıyorum :)
 
tamam ıyı guzelde salmonellaya sebeb olan tek hucrelıyı nasıl tespıt etceksın sonucta sne tavugu kendın dahı yetıstırsen buna engel olamassınkı

hayır eger engel olmanın bır yolu varsa sole bızde bılelım

psıkoljık sorunların oldugunu herkes bılıyor burda sana kımse cevap dahı yazmasa sen burda aynı konu hakkında bırseyler paylasmaya devam edıyorsun

sureklı bırlerıyle tartısıyorsun ben senın bır ekz de ılımlı olup bı sn haklısındır belkı ama buna katılmıyorum dedıgını duymadım sureklı hakaret edıyorsun

veganlara hakaret ettın . hatta tahıl tuketenler gerı zekalıdır dedın . ustune yanlıs bılgı verıdn salmonella ıcın sımdıde bunun ıcın herkese hakaret edıyorsun

yaptıgın yanlıs bır tutum bu sekılde tartısma olmaz a yok devam edıcem dersen baslık ac adını da kendı ınandıgım dogrular lutfen yorum yapmayın de jayatın boyunca payalsım yap

bu gune kadar kımseye lor karb dıyetı dısında yada ketojeık konusu dısında yardım ettıgını gormedım bumu senın paylasım anlayısın

bız nerden bılelım senın payalsımlarını yaptıgın proflardan bırı olmadıgıunı yada onalrın reklamcısı olmadıgını

verdıgın kaynaklar 3-5 ısmı gecmıyor ve her zman her baslıkta aynı konu uzerıne yazıyorsun

bence buna son versne ıyı olcak cunku guven veremıyorsun ustune bırde ınsanların saygısını sevgısını yıtırıyorsun
 
Bizim eleştirdiğimizin ketojen diyet değilde kendisinin davranışları olduğunu anlasa sıkıntı kalmıyacak zaten...
Benimde yaptığım zaten kendisiyle tartışmak değil, kendisinin yanlışını asla kabul etmiyecek birisi olduğunu eğip çevirip tekrar sunan tavırlarını gözler önüne sermek...
Sıkışınca da kinaye ve hakaretlere başlayan kişiliğini gözler önüne sermek...

Tam bir hafta boyunca sadece yağ-protein-multivitamin kullanarak ketojen diyet yapın, meyveler sebzeler yasak onlarda Kh var diye insanların sağlığını hiçe sayarak çığırtkanlık yaptın. Artı bunu yaparken bu diyetin şeker hastaları için zararlı hatta ölümcül olacağını değinme gereği bile görmeyerek bir kez daha insanların sağlığını tehtit edici tavırlarına devam ettin. O da yetmezmiş gibi bunu bütün hayatınız boyunca devam ettirin diyip yine insan sağlığını hiçe saydın. Karşı çıktık bu iş böyle olmaz dedik, bu diyeti düzgün anlatalım dedik, eğdik bükdük paleo ile meyva yedirmeye başladık sonunda...
Ketojen diyet nasılsa çeşit çeşit ya; eleştiriyi görünce biraz Kh miktarını artır meyve ekle, biraz daha zorlasak neredeyse low-carb diyetine varacaksın, sanki bizim hiç yapmadığımız bilmediğimiz bir şeymiş gibi...

Sonuç olarak arkadaşlar; ketojen diyeti lütfen bu işi gerçekten bilen yanlışını eğip bükmeyen kabul edebilen kişilerden dinleyin!
Şeker hastaları hariç bir sakıncası yoktur, uygulanabilir bir diyettir başka diyetlerde vardır kilo vermenizi sağlayacak!

Forum üyelerinden ve modlardan sanki tartışıyor-laf yarışındayız gibi gözüktüğümüz için ve verdiğimiz rahatsızlıkdan dolayı bir kez daha özür dileriz! Karşımızdaki kişinin tartışmaya açık olmadığının başından beri idraki içersindeyiz, tek yaptığımız tartışmak değil onun bu durumunu gözler önüne sermektir!
 
ketojen konusunda soru soran herkese yardim ediyorum ozel mesaj yada genel den mesajlarimi takip edin :)

Guvenmiyorsaniz yemezsiniz olur biter cig yumurta orda dedigim zaten guvendiginiz saglikli tavuksa cig yiyebilirsiniz di :) ve soyledigimi aynen soylemeye devam ediyorum profosor ahmet aydin da aynisini soyluyor :)

3 5 profosor kapitalizm karsiti ilac firmalarinin karsisinda yayin yapan bu isi para icin yapmayan doktorlar :)

Istediginize istediginiz kadar inanabilirsiniz yumurtanin sarisini fazla pisirirseniz trans yag olur ve kalp damar sagligina zarar verir trans yaglar :)

Tahillarin insan beynini kuculttugu ve beynin on bolgesinde bagimliligini arttirdigi soylenen bilimsel makaleleri paylastim dileyen diledigine inanir
 
Back
Yukarı