Hayvansal Ağırlıklı ve Bitkisel Ağırlıklı Beslenme Üzerine Görüşler

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan heldic
  • Başlangıç Tarihi Başlangıç Tarihi
forums.lowcarber.org/showthread.php?t=411452


Cok ilginc atkins diyeti yapanlar kaybettikleri saclari ve sac renglerini geri kazandiklarindan bahsediyolar
 
forums.lowcarber.org/showthread.php?t=411452


Cok ilginc atkins diyeti yapanlar kaybettikleri saclari ve sac renglerini geri kazandiklarindan bahsediyolar

çok ilginç. ben küçükken kıvırcık ve sarışındım. şimdi kara gaşlı simsiyah bir adamım. bu diyeti yapsam, almanlar gibi olurmuyum acaba? :D
 
kellik ile ilgili arastirma gencseniz dokulen saclari geri kazanabiliyorsunuz

Herhalde buyume hormonu na ketosisin bir etkisi olabilir

Buyume hormonu icin kan sekerinin uzun sure dusuk kalmasi gerekiyor ketosis de kan sekerini yukseltebilecek gidalar yasak
 
Ketosis diyetinde Protein ve yag serbest sadece karbonhidrat yasak.
Boylece alinan kaloriden bagimsiz olarak vucut
ketosise giriyor. Bunun manasi yaglarda
karacigerde keton sentezleniyor. Keton vucut ve
beyin tarafindan karbonhidrat yerine kullanilabilen bir madde. Beyin'in glukoz ihtiyaci buyuk oranda
azaliyor boylece. Gunde 300-400 ilave kalori
yaglardan temin edilmeye basliyor. Aclik hissinin ana sebebi olan kan sekeri dusmesi
(ve beyinin enerjisiz kalmasi) ketosis diyetinde
tamamen ortadan kalkiyor. Beyinin yakit ihtiyacini
karsilayabilen ketonlar (yag) vucutta buyuk
miktarda depolu oldugu icin ayrica yemek bile
lazim degil. Normalde beyinin glukoz ihtiyaci sadece kan
sekerinden karsilanabiliyor. Beyin glukoz
depolayamiyor; diger dokularin aksine beyinde
glukojen depolari yok. Kan sekeri (insulin
sebebiyle) normalin altina dusunce bu sinirlilik-
dalginlik-yorgunluk ve aclik ortaya cikiyor. Sonra karbonhidratli besinlere saldiriyoruz ve bu kisir
dongu devam ediyor. Ketosis yapilirken buyume hormonu ve diger yag
yakici hormonlar yukseliyor. Insulin hep dusuk ve
kan sekeri de normal degerlerde sabit halde.
Gunluk enerji ihtiyacimiz oncelikle ve cogunlukla
yaglardan karsilanmaya basliyor. Yeterince protein
aliniyorsa kas kaybi da ya cok az ya hic yok. Yani kaybedilen kilolarin cogu yag dokusundan gidiyor. Ketosisin ilk haftasinda gorulen birkac kg kaybinin
bir nedeni de su kaybi. Kas glukojeni azaldigi icin
vucut tuttugu bir miktar suyu da atiyor. Ozellikle
edema ve yuksek tansiyon problemleri olanlar icin
bu ideal. Ilerki haftalarda ilave su kaybi yok ama
vucut eskisi gibi cok su tutmadigi icin tansiyon, etc problemleri de diyet suresince azalmis oluyor
 
bu şaka fazla uzun sürdü ...(

her okuduğun şeye inanma gibi bi durum mevcut herhalde arkadaşın?!...(((

ya da " nutrition nuclear medical centre "(beslenme nükleer merkezi) de profluk tezi falan söz konusu ?!...))))
 
bu şaka fazla uzun sürdü ...(

her okuduğun şeye inanma gibi bi durum mevcut herhalde arkadaşın?!...(((

ya da " nutrition nuclear medical centre "(beslenme nükleer merkezi) de profluk tezi falan söz konusu ?!...))))

hocam zaten arkadas kımse cevap yazmasada devam edıyor buraya yazmaya :)

eskıden ben cevap verırdım hatta kaynak hazırlamıstım bır cok farklı yerden lınk verıcektım ama baktım kaba saba konusmalar hakaretler ve kucumsemeler mevcut devam etmedım tartısmaya

sımdı yıne heldic cevap yazcaktır tabı cevap alamıcak bnden ama olsun :)
 
sorun yok :)

Yuksek karbonhidrat tam protein dusuk yag

Yuksek yag tam protein dusuk karbonhidrat

Diyetleri arasinda yuksek karbonhidratin daha cok yag kaybina yol actigini gosteren bir calisma gosterin konu kapansin :)

Ama sadece bos teneke misali ses cikiyor baska birsey yok ben suyum sen busun :)
 
ya heldic herseyı kenara brakalım abı hıcmı offlıne olmuyorsun forumda ne zman bırsey yazsam tak cevap gelıyor masallah :) tebrık ederım :)
 
sn. heltic

Ketonejik diyeti özellikle diyetisyenler hiç sevmiyor ne dersiniz?

Kilo vermek çok kolay sadece karbonhidratı kes... Bu yüzden mi acaba :)
 
Bu şekilde bir akıl yürütme çok sağlıklı değil ama hadi bu mantıkla gidelim; insan ile otobur canlıların sindirim sistemi arasındaki farklar çok daha dramatiktir.

---------------------
insan ( - hepçil)

mide asidi...yetersiz ..ph 4-5 civarı
salya.....sindirim enzimleri içerir...ön sindirim enzimleri, meyva ve sebze için ...
bağırsak uzunluğu...boyunun 8- 10 katı
-------------------


puma (karnivor-etçil)

mide asidi ...ph- 1 civarı ...insandan 10 kat fazla
salya ...sindirim enzimleri içermez...
bağırsak yapısı ...boru gibi ,düz ,cepsiz ,pürüzsüz ...besini direk kısa zamanda atabilmek için...
bağırsak uzunluğu ...boyunun 3 katı sadece...eti, çürüme olayına karşı hemen atabilmek için...

--------------------


Mesajınız otomatık olarak birleştirilmiştir---------- mesajın eklendiği saat 21:23 ---------- ilk mesajın gönderildiği saat 21:19 ----------

Low carb diyetlerin, low fat diyetlere göre daha üstün olduğu konusunda sayısız araştırma mevcut.

Bir tanesi;

http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC538279/


In summary, this study showed greater weight loss and fat loss preferentially from the trunk region in subjects on a closely monitored free-living VLCK diet compared to a LF diet. These diets were prescribed to be energy restricted and isocaloric. The superiority of the VLCK diet over the LF diet was most dramatic for men, but when individual responses were examined, a group of women clearly showed metabolic advantage as well. Indeed, 12/13 women experienced greater fat loss in the trunk region during the VLCK diet compared to the low-fat diet. Such a response is consistent with a metabolic advantage of VLCK diets. The ultimate proof for such a theory will depend on the findings from carefully controlled feeding and metabolic studies that encompass physiological measurements to isolate plausible mechanisms.
 
bu iki diyet arasından düşük karbonhidratlı bir diyetin daha üstün olduğunu düşünmekle beraber şunları eklemek isterim:

*her şeyin aşırısı zarar, bana kalırsa doğru harmanlanmış bir karbonhidrat-yağ alımı iki diyeti de ezer geçer (uygun bir protein miktarı ile elbette)

*vejetaryen olmak kolay iş değil. özellikle eti tamamen kesmek zaman sıkıntısı çeken (iş okul vb.) amatör sporcuların günlük gerekli protein ihtiyaçlarını karşılayamamalarına sebep olabilir

*vejetaryeniz diye yumurtaya abanmak karaciğer, kolestrol vb sıkıntıları doğurabilir

*vejetaryenlik özellikle bilinçsiz bir şekilde yapılmaya çok açık olduğu için yukarıdaki sıkıntılar geçerlidir. eğer bu sporda belirli bir yere, bilgi düzeyine geldiyseniz kolaylıkla vejetaryen olabilirsiniz (örn: danny, ercan gürgöze)

*bir eleştiri de düşük karbo diyete. günde 180 gr protein, 110 gr yağ, 30 gr karbonhidrat almak günümüz şartları içerisinde hiç elverişli değil. örneğin öğlen yemeği tablot olan birisinin yemeği %80 ihtimal karbonhidratça zengin olacaktır, bu da düşük karbo diyeti uygulamayı zorlaştıracaktır.

*düşük karbo diyetin bir kötü yanı da tat almayı azaltmasıdır. yani biz de insanız, yeri gelecek sütlaç yiyeceğiz, yeri gelecek balıktan sonra helva yiyeceğiz, olmadı bir tulumba, baklava, profiterol, halka, künefe, kadayıf, irmik helvası, tahin pekmez. bunlar hayatın güzellikleri. aynı şekilde düşük karbo diyeti yapan bir kişi ekmek arası kokoreç, döner vb. şeyleri yiyemeyecektir. pilav ve makarna olmayacaktır. bizler gibi kuru fasulye pilav yapamayacaklardır mesela. ya da bol soslu spaghetti yemeyeceklerdir. bu gerçekten disiplin isteyen bir şey ve bu yüzden amatör sporcular seviyesinde uygulanması kolay değil

kıssadan hisse: hem karbonhidratın hem yağların zamanlamasını ve oranını doğru tutturan bir sporcu, ille de yağ ya da ille de karbonhidrat diyeni rahatlıkla geçecektir. bana kalırsa bu iki diyet tarzı da belirli ölçüde zayıflığa sahiptir ve birbirlerine karşı bariz bir üstünlüğe sahip değildir.
 
cok guzel yazmissiniz fakat

Bir seyin sizin icin kötü oldugunu bildikten sonra ve saglikli yasamayi dusunuyorsaniz iste o helva ya spagettiye ekmege el atmiyorsunuz koskoca bayramda 1 seker dahi yemedim canim istedimi hayir yokluk cekmiyorum ama tabi insaniz yeri gelcek yiyecegiz onemli olan o ogunden sonra kaldigimiz yerden devam edebilmek


Ben biraz sansliyim ki yemeklerimi kendim yapabiliyorum evim le isim arasi cok uzak degil


Kokerec doner v.s bizde yiyoruz fakat tabakta ekmeksiz sossuz istiyorum :) yapacak birsey yok :)

zaten eger yag yakma amacinda degilsek gunluk 80 100 gr arasi iyi karbonhidratlar alabiliriz ornek meyve ve kuruyemisler uzum falan olabilir damak tadina kalmis ve zaten glikojen depolarimiz bos eger ben oturup yarim ekmek yesem o yaglanmak icin depolanmaz anca glikojen depolarimi doldurur


Diyetisyenlere gelirsek tip doktorlara birakilmayacak kadar parali bir meslek insan karbonhidrati keserse diyetisyen lazim degil cunku aclik cekmiyorsunuz insulin dalgalanmasi olmadigi icin kan sekeriniz duz bir cizgide gidiyor bu diyetisyenlerin isine gelmez umarim bu meslegi hakkinla yapan para pesinde kosmayan 3 4 doktor var yanlarina yenileri gelir toplumun hepsi hasta ama tedavileri cok basit ama yapmalari isine gelmiyor cunku para derdindeler
 
Resimler bizlere cok sey anlatır

163042_127164270677295_100001511685880_165778_4795370_n.jpg




151078_127162087344180_100001511685880_165765_896331_n.jpg


151078_127162090677513_100001511685880_165766_4038134_n.jpg



151078_127162094010846_100001511685880_165767_7467724_n.jpg


151078_127162097344179_100001511685880_165768_2397951_n.jpg
 
hayvansal ağırlık ve bitkisel ağırlıklı beslenme diye ben ayrım yapmıyorum fakat:

sabah yumurta peynir yulaf v.b :)

öğlen genelde bitkisel ağırlıklı beslenirim yanında böyle roka dereotu marul maydonoz hepsini bir kap içine koyarım hafif limon sıkarım beraberinde yerim :))

ikindin ve ertesinde haşlanmış patates ile tavuk göğsünü yanında bulgur pilavı ve yoğurtla bir güzel yerim :)) aralarda da meyve


sadece yediklerim bunlar değil elbette fakat yağsız ve sağlıklı bir şekilde hem bitkisel hem de hayvansal olarak beslendiğimi düşünüyorum :))

geçmiş zamandaki insanların bir kısmı hayvansal beslenirken mutlaka bir kısmıda bitkisel besleniyordur yaşadığı çevre şartlarıyla bu kısımda bilgim yok

bence bitkisel veya hayvansal ağırlıklı beslenme diye ayrım benim açımdan yok bu nedenle bitkisel her gıdayı gerektiğinde tükettiğim gibi hayvansal her gıdayı da tüketiyorum mutlaka var olan bir şeyin yararı vardır tabi zararı da vardır ama hayvansal gıdaların veya bitkisel gıdaların bunun şu eksiği var veya anlamsız onu yemek gibi olduğunu düşünmüyorum her ikisi de gözümde eşit :)

ha kimi insan hayvansal beslenmeyi sever kimi bitkisel beslenmeyi şu gerçek hayvansal ağırlıklı beslenen bitkisel ağırlıklı beslenen kadar sağlıklı olmaz :)
 
Son düzenleme:
ercan gürgöze :

Ercan Gürgöze : 1959 doğumlu olup ,atletizm,halter dalları ile spor hayatına başladı...Yurtdışı eğitim ve staj süreçlerinde Kick Boxing ve Muay Thai dalları ile tanışarak, çevreden gelen talepler üzerine sözkonusu bu spor dallarının çalışmalarını 1980 yılında Beşiktaş ilçesinde başlattı..Döğüşcüleri 1991-1995 yılları arasında yapılan muhtelif galalara katılarak başarı elde ettiler.2002 yılında yeniden camiaya geri dönerek, sırasıyla; 2003 yılında kurulan, Karete Federasyonu'na bağlı olarak kurulan Türkiye Muay Thai Spor Dalı bünyesinde iki yıl Merkez Hakem Kurulu üyeliği, aynı süreçte İstanbul İli Merkez Hakem Kurulu Başkanlığı ,2005 ve 2006 yıllarında Mücadele Sporları Federasyonu bünyesindeki Muay Thai Spor Dalı Teknik Komite ve Milli Takım Antrenörlüğü pozisyonlarında bulundu.2003 yılından beri ülkemizin Muay Thai branşında esas olarak bağlanılması gereken kuruluşun " IAMTF"(IMTF-WMF) yerine ileriye yönelik olarak "IFMA" olması gerekliliği konusunda başından beri mücadele vermiş olup, müteakiben zamanın Mücadele Sporları Fderasyonu başkanı Tunç Turgut'un tam desteği ile2006 yılında "IFMA "nın ülkemizi üyeliğe kabulünde önemli rol oynamıştır...(IFMA , bugün 110 üyeli ve olimpiyat kuruluşu alt kriter kuruluşlarından biri olan GAISF tarafından tanınmakta olup , Amatör Muay Thai dalında dev bir kuruluş olmuştur.) Dereceli birçok şampiyon yetiştirmiştir...

Mühendislik yanısıra ; Uluslarası Yöneticilik (İşletme) dalında Master derecelerine sahip olup, İngilizce ve Almanca bilir, uzun yıllar " Dış Ticaret "sektöründe önemli kuruluşlarda yönetici olarak çalışmıştır..Evli ve iki çocuk babasıdır... )

linki de şöyle : http://www.borangym.com/ercangurgoze.html

ben kendisine de söylemiştim, kick boks ile uğraşan bazı arkadaşlarım bana "ercan gürgöze iyi hocadır, çalışma fırsatım olsa keşke" gibi cümleler sarf etmişti. tabi ben forumda ki ercan gürgöze'nin o ercan gürgöze olduğuna da sonradan uyandım :D

Mesajınız otomatık olarak birleştirilmiştir---------- mesajın eklendiği saat 21:00 ---------- ilk mesajın gönderildiği saat 20:58 ----------

bu arada heldic sen iyice misyonerliğe bağladın gidiyorsun :D neredeyse kendine müritler bulmaya çalışıyorsun diyeceğim şu düşük karbo diyetle ilgili :D
 
hayvansal ağırlıklı beslenen bitkisel ağırlıklı beslenen kadar sağlıklı olmaz



Birçok hekim ve diyetisyen kalp hastalığından korunmak için süt gibi doymuş ve kolesterolden fakir yağların tüketilmesini önermektedir. Yapılan araştırmalar ise tam tersini göstermektedir. Geleneksel diyetlerinde yüksek oranda (%60-80) yağ bulunan Aborijinler (Avusturalya), Eskimolar (Kanada), Hazdalar (Tanzanya), !Kunglar (Botswana), Pigmeler (Zaire) ve Yanomamoların (Brezilya) kan kolesterol düzeyleri çok daha az doymuş yağ tüketen (%35-40) Amerikalılardan (ABD) çok daha düşüktür.



385376_245146892212365_100001511685880_672327_1143610393_n.jpg




Afrikalı Samburular (Kenya) günde 6-7 litre tam yağlı çiğ süt ve yarım kilo kadar et tüketirler. Yani ortalama Bir Amerikan vatandaşının tükettiği kolesterolün 2 katından fazlasını tüketmesine rağmen, kan kolesterol düzeyleri (170 mg/dL) Amerikalılara göre (240 mg/dL) son derece düşüktür. Samburularda koroner kalp hastalığına rastlanmamıştır.
Kırsal kesimde yaşayan Kenyalı Masailer günde 2 litre kadar çiğ süt, 1-2 kilo kadar et yerler. Buna rağmen ortalama kan kolesterol düzeyi dünya ortalamasından düşüktür ve koroner kalp hastalığından ölme riski sıfıra yakındır. Fakat şehre yerleştiklerinde çok daha az kolesterollü gıda tüketmelerine karşın kan kolesterol düzeyleri kabiledeki akrabalarından daha yüksek olmakta ve daha fazla kalp krizi geçirmektedirler.
Bir başka örnek daha.. Somali’de sadece sütle beslenen bazı kabilelerde hemen hiç koroner kalp hastalığı görülmemektedir.
Anne sütündeki enerjinin yarısından fazlasının yağdan alındığı düşünülürse yağın canlı yavruların büyümesinde ne kadar büyük bir öneminin olduğu anlaşılır. Üstelik bu yağın çok büyük bir bölümü de doymuş! yağdır. Bu nedenle Amerikan Pediatri Akademisi 2 yaştan önce yağ kısıtlaması yapılmamasını söylemektedir. Bize göre 2 yaşın üzerinde yağ kısıtlaması yapılması da son derece sakıncalıdır.







Mesela bir araştırmada yaşları 16-89 yıl arasında değişen 76,172 erkek ve kadın ortalama 10 yıl izlenmişler. Bunlardan 27,808’i vejetaryen imiş (et-balık). Çalışmanın sonunda 8330 ölüm olmuş, fakat kırmızı et yiyen ve yemeyenler arasında kanserden ölüm bakımından bir farklılık bulunmamış.



İnsanlar eti 5 milyon yıldır et yiyor. Tarım öncesi dönemde (10,000 yıl önce) insanlar günümüzdekine göre en az 2-3 kat daha fazla kırmızı et tüketmelerine rağmen, fosil incelemelerine göre daha az kansere maruz kalmışlardır Bu incelemelere göre tarım dönemine geçtikten sonra kanser ortaya çıkmış. Ama son yüzyıla gelince adeta bir patlama yaşanmış.
 
Back
Yukarı