Etten korkma meyveden kork!

Amacım kimseye destek verip kimseyi çürütmek değil ama ben Arnold a çok güvenmiyorum arkadaşlar...
Sonuçta belgeselinde bile "ne sütü yahu, süt çocuklar için ben bira içiyorum" demiş bir insan...

Akıl var nizam var; hem bira içeceksin, hemde bu alemde hala daha örnek teşkil edilen bir karın yapmış olacaksın...
Yani şuan ki halinden bahsetmiyorum; Arnold ın karını dedince gelmiş geçmiş en başarılı abdominallerden biri olmasından bahsediyorum...

Sevgili R10 yazdığı yazının içeriğinde vurgulamak istediği başka bir şey, o ayrı, ama bence örneği kötü seçmiş...
Onun yerine çok az protein tüketip kilo kilo kas yapan duayenlerden birini gösterseydi mesela anlatmak istediği şeyi daha güzel vurgulardı ;)
 
denetimler artip mera alanlari acilmali yem ucuzlamali daha cok hayvan yetistirebilsin insanlar

Ben bildigim kasaptan aliyorum yapacak baska birsey yok

iktidarsizligin sebebi kolestrolden kit beslenme kolestrol cinsel hormonlarin salgilanmasinda cok etkili

Testesteronu salgilamasini arttiran diger faktor de yaglar

Kolestrollu ve yagli beslenirsek boyle bir sorunumuz olmaz


ordinaryus heldic yine son noktayı yokmuş , kollestrollü beslenirsek sorunumuz olmazmış , biraz sonra çıkıp karatay diyetini uygulyan ölümsüz olur dersen şaşırmam zaten...ikditarsızlıgın bir sürü nedeni var nasıl böyle kesin yargılara varabiliyosun anlamak güç....
 
www.birtat.com.tr/urunlerimiz/uroloji_bevliye/testeron.htm


www.aktifhaber.com/testesteron-tedavisi-mucizesi-143218h.htm

Testesteronun kolestrol ile olan iliskileri icin önce okuyunuz yukardaki sayfalari

Sonra forumda kolestrolu dogal yollardan arttirmanin yollari var ordaki maddelere bakalim

Tam yumurta kirmizi et ve yaglar ketojenik diyet yapan bir arkadasimiz hormonlarini ölcturdugu zaman testesteronu 2 misli cikmis.

Iktidarsizligin en buyuk sebebi gunumuzde yagsiz kolestrolsuz beslenme ve kolestrol haplari dusuk kolestrol de steroid uretilemiyor testesteron erkeklik hormonu nasil cinsellikle alakasi olamaz ki ?

Ordinaryus mu dersiniz ne dersiniz bilmiyorum da :) ne yazdiysam arkasinda kaynaklarini gosterebiliyorum daha cok arastirir okursaniz yeni seyler ögrenebiliyorsunuz

---------- Post added at 06:10 ---------- Previous post was at 06:00 ----------

www.bodyforumtr.com/vbforum/testesteronu-do-al-yollardan-art-t4221.html

Yukarda testesteronu dogal yollardan arttirmayi anlatmis bir arkadasimiz

ketosis diyeti yapan baska arkadasimiz tum gun eroksiyon halinde gezdigini her disiye baktigini yazmis ;)

Bunlar gozlemleri hehe ;) bendeki belirtileri yazmayayim ;)

cinsel aktivitenin nasil testesteron ile iliskisi olamaz sonucta erkeklik hormonu
 
kimse zaten testesteron cinsel saglıkta etkisizdir demedi......ikdidarsızlıgın sebebi sadece testesteron eksikligimidir ? binbir türlü nedeni var anlamıyomusun , pskolojik etkenler , agır ilaç alımı , alkol sigara vs vs diye uzayıp gidiyor......testo yönünden hiç bir eksikligi olmayan adamlar bile bu dertten müzdarip olabiliyor.....buna karşın sen diyosunki bol yaglı beslenin bişeyiniz kalmaz , bu nasıl bi mantık ?

merak etme yeterince araştırıp okuyoruz bence sen araştırma yaparken " karatay diyeti , taş devri diyeti " dışına çıkıp araştırma yapmalısın , bunlara takılı kalmışsın , her koydugun link karatay diyetini destekler nitelikte , birazda farklı bi pencereden bak olaya......
mesela fazla omege 3 , 6 , 9 alımının zararlarından falan başlayabilirsin
 
kimse zaten testesteron cinsel saglıkta etkisizdir demedi......ikdidarsızlıgın sebebi sadece testesteron eksikligimidir ? binbir türlü nedeni var anlamıyomusun , pskolojik etkenler , agır ilaç alımı , alkol sigara vs vs diye uzayıp gidiyor......testo yönünden hiç bir eksikligi olmayan adamlar bile bu dertten müzdarip olabiliyor.....buna karşın sen diyosunki bol yaglı beslenin bişeyiniz kalmaz , bu nasıl bi mantık ?

merak etme yeterince araştırıp okuyoruz bence sen araştırma yaparken " karatay diyeti , taş devri diyeti " dışına çıkıp araştırma yapmalısın , bunlara takılı kalmışsın , her koydugun link karatay diyetini destekler nitelikte , birazda farklı bi pencereden bak olaya......
mesela fazla omege 3 , 6 , 9 alımının zararlarından falan başlayabilirsin

onları da yazdık zaten gecmis konularımız da

Sorun beslenme konusu konustugumuz o

Testesteron olmadan cinsellik olurmu ?

Libido seviyesini ne ayarlar Testesteron Beslenme olarak neyi düsünürüz testesteronu Bizim savundugumuz diyette testesteronun salgılanması icin hersey yerinde mi evet yerinde.

Geri kalan psikolojiyi ilgilendirir sigara icip icmemesi de kendi sorunları beslenme bicimi olarak en iyi testesteron salgılatan yüksek yag düsük karbonhidrat kırmızı et ve tam yumurta ise beslenme konusu kapanmıstır Kolestrollu ve yag dan bol beslenirsek steroid ler icin lazım olan kolestrol vucuda alınmıs olur ve vucud testesteron yapar.

Omega 3 omega 6 konusu ise Omega 3 den zengin beslenmeliyiz

Dogal yumurta peynir balık tereyagı omega 3 den zengin

tahıllar ve bitkisel yaglar omega 6 dan zengindir ve vucudun dengesini omega 6 dan yana bozar bu yuzden omega 6 iceren besinleri az tuketmeliyiz hergun 1000mg deha epa ya deng gelecek sekilde balık yagı almalıyız

Burda da tas devri diyeti tahıl ve aycicek kalone mısırozu gibi omega 6 dan yuksek yagları yasaklayarak dogru yapıyor
 
Cidade de Deus ve heldic 7 gün uzaklaştırma almış.inşallah 7 günün sonunda tekrar hortlamaz konu :)
 
Fruktozun, metabolize olurken yağa dönüşme süreci kolay olan ve iç organların yağlanmasında etkili olan bir şeker türü olduğunu daha önce birçok kaynakta okumuştum. Bu açıdan bakıldığında fruktoz çok masum olmayan bir şeker türüdür.

Tavuk etinde hormanal ilaç kullanımı kırmızı ete göre daha fazladır. Ayrıca Türkiye'de kırmızı ette kullanılan hormonal ilaçlar diğer ülkelerdeki besiciliğe göre daha düşük miktardadır diye okuduğumu hatırlıyorum.

Canan Karatay'ın önerdiği beslenme şekliyle ilgili geçen bir haber okumuştum, Sağlık Bakanlığı el koydu bu duruma diyordu haberde. Sonra detaylarına baktım haberin, bakanlığın elle tutulur doğru dürüst bir sebebini göremedim, sadece elde yeterli veri yok en iyisi biz alışkanlıklarımızı değiştirmeyelim diyordu.
 
peki "canan karatay'ın " var mı elle tutulur fazla bi şeyi?!...(

olay tamamen çarpıtmalar üzerinde kurulu , tabi ki her tarafca ,tek taraflı değil!...

fruktoz , zararlı diye bi genelleme yapılabilir mi hiç ?!...zararlı olan fruktoz , "şeker hastaları" ve "gdolu besinlerden elde edilen ,rafine fruktoz tiplemeleri "dense tabi denecek fazla birşey yok!...


ama, adam sağlam ,ensülin, enzim sistemi sağlam çalışıyor ,sen kalkıp ona "meyva yeme " dersen olmaz!...(

tam tersi "karaciğerin " fonsiyonel görevlerini yapması , hele performans işleri yapanların "ani ,ekstrem enerji kayıplarının "yerine konması için için " şeker türveleri "nin de belirli oranlarda alınması doğru nokta iken...
 
Canan Karatay'ın elle tutulur bir şeyi olup olmadığına kitabını okuyarak kendin karar verebilirsin, zira ben kimseyi savunma pozisyonunda değilim. Bana garip gelen Sağlık Bakanlığının kullandığı yöntemdir.

Genelleme yapmak olmaz demişsin ama attığın postun tamamı genellemelerle dolu. Aşağıdaki genellemelerini dayanaklandırabilir misin, yoksa ezberden mi konuşuyorsun?

ama, adam sağlam ,ensülin, enzim sistemi sağlam çalışıyor ,sen kalkıp ona "meyva yeme " dersen olmaz!...(

tam tersi "karaciğerin " fonsiyonel görevlerini yapması , hele performans işleri yapanların "ani ,ekstrem enerji kayıplarının "yerine konması için için " şeker türveleri "nin de belirli oranlarda alınması doğru nokta iken...
 
bu genelleme falan değil ki ?!...))))

bunlar, biyoloji, lisede fen bölümü okuduysanız (?) lise temel biyoloji konusudur ve ayrıca eğer antrenörlük vb yapıp ,performans sporcusu yetiştiriyorsanız ve bu sporcular "radikal ,ekstrem enerji kayıplarına uğrama konsuna maruz iseler ve glikojen depoları boşalmaya yakınken " bu bütün antrenörler tarafından bilinen bir konudur...


ayrıca, karaciğeri aşırı derecede yormak iyi birşey değildir!...) zaten , bu gariban organ bi sürü görevi varken, bir de enerji için proteinlere (bunların ektsra yüklenmek ne kadar doğrudur ?!

karaciğerin bazı görevler::

-----------
1. Safrayı salgılamak.
2. Kemikler oluşuncaya kadar alyuvarları oluşturmak.
3. Yaşlanmış alyuvarları kupfor hücreleri ile (ak yuvarlarla) yok etmek ve hemoglobinden demiri üretmek.
4. Kan şekerini düzenlemek.
5. Zararlı (Zehirli) maddeleri etkisiz duruma getirmek.
6. Amonyağı üre ve ürik asite dönüştürmek,
7. A, D, K B12 vitaminlerini, Fe, Cu, amino asit, yağ, glikojeni depolamak.
8. ****** A' dan A vitaminini oluşturmak.
9. Pıhtılaşma için gerekli olan protrombin ve fibrinojeni üretmek.
10. Pıhtılaşmayı önleyen Heparini üretmek.
11. Proteinleri, karbonhidrat ve yağlara dönüştürmek.
12. Vücut sıcaklığını düzenlemek.

------------
bu kadar işlem arasında bir de yoğun olarak "proteinlerden " enerji elde edilmesi için "harcanan işlemlerde "karaciğer yanısra böbrek "sistemleri yoğun olarak zorlanırlar... proteinler ihtiyaçtan fazla ise, fazla amino asitler karaciğerde yağ ve karbonhidrat yapımında kullanılır ve depo edilir. Diyetle alınan protein yetersiz ise vücut amino asit havuzu için gerekli olan düzey vücut proteinlerinin yıkımı ile yerine konur. Enerji alımının yetersiz olması halinde ise amino asit havuzu önemli bir enerji kaynağı oluşturur. Enerji temininde depodan kullanılan protein ve amino asitler diyetle yerine konulmaktadır.
Protein yıkımlanması

a. Kullanılmayan proteinler hücrede sindirimie benzer bir tarzda yıkımlanır.
b. Amino asit ürünleri, tekrar kullanım için amino asit havuzuna gelir.
c. Gereksiz AA’ler (NH2) ürik asite indirgenerek karbon zincirine katılır ve:

? Glukoz sentezinde,
? Yağ asiti sentezinde,
? Kreb's siklüsünde kullanılır.

------------------

insan ve insan sindirim sstemleri, biomekanizması söz konusu ise ,bütün bu yukardaki protein-enerji ikilemi işlemler "karbonhidrat "tan özellikle "karbonhidrattan / fruktozdan" enerji elde edilmesinden çok daha girift ve uzun süreli, ve yıpratıcıdır...)
 
Lise biyoloji kitabında vücudun enerji kaynağı olarak önce karbonhidratları, onlar bittikten sonra yağları, yağlar da bittikten sonra proteinleri kullanmaya başladığı yazar. Sence bu bilgi doğru mu? Eğer bu bilgi doğruysa neden insanlar kas kaybetmemek için bu kadar takla atıyorlar? Nasıl olsa enerji açığı oluştuğunda vücut karbonhidratları ve yağları bitirmeden proteinlere geçmeyecek değil mi?

Bir diğer husus; proteinlerden enerji elde etmeye zorlayarak vücudu yormak yerine direk karbonhidrat alalım diyorsun. Peki vücuda daha çok zarar veren protein vasıtasıyla enerji üretmek mi yoksa karbonhidratlarla yükselen insülin mi? Bu konuda kesin verilere dayalı bir bilgi elinde mevcut mu? Seçimi neye göre yapmalıyız?

Bu konunun en ateşli savunucularından birisi Coyote'ydi, onun da söyleyeceği bir şeyler vardır sanırım.
 
Son düzenleme:
Lise biyoloji kitabında vücudun enerji kaynağı olarak önce karbonhidratları, onlar bittikten sonra yağları, yağlar da bittikten sonra proteinleri kullanmaya başladığı yazar. Sence bu bilgi doğru mu? Eğer bu bilgi doğruysa neden insanlar kas kaybetmemek için bu kadar takla atıyorlar? Nasıl olsa enerji açığı oluştuğunda vücut karbonhidratları ve yağları bitirmeden proteinlere geçmeyecek değil mi?

Bir diğer husus; proteinlerden enerji elde etmeye zorlayarak vücudu yormak yerine direk karbonhidrat alalım diyorsun. Peki vücuda daha çok zarar veren protein vasıtasıyla enerji üretmek mi yoksa karbonhidratlarla yükselen insülin mi? Bu konuda kesin verilere dayalı bir bilgi elinde mevcut mu? Seçimi neye göre yapmalıyız?

Bu konunun en ateşli savunucularından birisi Coyote'ydi, onun da söyleyeceği bir şeyler vardır sanırım.

bılgıde bır yanlıslık var sanırım gozden kacırdın lısede bıyoljı kıtabı madem su an ornek

ozman olay su sekılde oluyor

karbonhıdrat ->protein->yag
 
bılgıde bır yanlıslık var sanırım gozden kacırdın lısede bıyoljı kıtabı madem su an ornek

ozman olay su sekılde oluyor

karbonhıdrat ->protein->yag

Ben sayısal öğrencisiydim ve liseyi bitireli en az 10 sene olmuştur, hatırladığım kadarıyla proteinler en son tercih edilen enerji kaynakları olarak yazıyordu kitaplarda.

Benim yanıldığımı düşünüyorsan bir lise kitabından uygun metnin fotoğrafını çekip ekleyebilir misin? Biz de ne yazdığını görmüş oluruz böylece. Veya liseye giden bir arkadaş varsa o da fotoğraf ekleyerek yardımcı olabilir.

Bunun haricinde aklıma takılan başka bir konu daha var. Vücutta insülin minimum seviyede tutulduğu durumda yağlanma nasıl gerçekleşir, bu sürecin mekanizması vücutta nasıl işlemektedir. Bu konuyla ilgili de arkadaşların görüşlerini merak ediyorum.
 
Ben sayısal öğrencisiydim ve liseyi bitireli en az 10 sene olmuştur, hatırladığım kadarıyla proteinler en son tercih edilen enerji kaynakları olarak yazıyordu kitaplarda.

Benim yanıldığımı düşünüyorsan bir lise kitabından uygun metnin fotoğrafını çekip ekleyebilir misin? Biz de ne yazdığını görmüş oluruz böylece. Veya liseye giden bir arkadaş varsa o da fotoğraf ekleyerek yardımcı olabilir.

Bunun haricinde aklıma takılan başka bir konu daha var. Vücutta insülin minimum seviyede tutulduğu durumda yağlanma nasıl gerçekleşir, bu sürecin mekanizması vücutta nasıl işlemektedir. Bu konuyla ilgili de arkadaşların görüşlerini merak ediyorum.

internette birçok lise biyolojisi konularını araştırdım ve sonuç :

Enerji vericiler: Karbonhidrat, yağ, protein
Enerji verimi: Yağ, protein, karbonhidrat
Yapıcı-onarıcı: Protein, yağ, karbonhidrat
Düzenleyiciler: Protein, vitamin, mineraller, su
Açlık anında kullanım sırası: Karbonhidrat, yağ, protein
Sindirim kolaylığı: Karbonhidrat, protein, yağ


bu sekılde ıslıyormus sıstem :)
 
ancak , "açlık,kıtlık " anında belirtilen kullanım sırası doğru değil, daha doğrusu pek doğru değil...

zira, şiddetli açlık,kıtlık durumunda, uzun vadede dışardan "karbonhidrat alınmadığı durumda " vücut otomatik defans mekanzimasına geçer ve "yağları en sona saklar!..." ancak, az da olsa belirgin miktarda karbomhidrat alımıyla vücuda giren karbonhidratta sorun yok ,devam ediyor şeklinde metabolizma bir anlamda kandırılarak yağ yakımı belli ölçüde efektif hale getirilir...

yağ yakımı en zor olandır, vücut bunu idareli, sona saklayan bir mekanizmaya sahiptir...) yağlar , açlığa, kıtlığa karşı bedenlerin ana sigortasıdır ...)
 
Evet; demek ki ne anlıyoruz, lisedeki biyoloji kitaplarının söylediklerine yüzde yüz itibar etmemek gerekir. Yanlış yazdıkları için değil, bizim durumumuzla birebir benzerlik göstermediği için. O soruyu sormamın nedeni bunu anlatmaya çalışmaktı.
 
Lise bilgileri bir yana modern biyolojiyi takip etmeliyiz arkadaşlar...

Ketojonik diyete şiddetle karşı çıktığım dönemde bunun sebebi; bu diyetin homosapiensin bir beslenme türü değilde beyinin açlık halindeki uyguladığı prosedürlerden bir tanesine dayandığını düşünmemden kaynaklanıyordu...

Aşağıdaki video da bunu izleyerek anlayabilirsiniz...

Fakat bu diyeti araştırdıkça gördüm ki; evet benim düşündüğüm gibi açlık halindeki prosedüre dayanıyor bu kısımda yanılmamışım fakat, zannettiğim kadar kıt besin değerleri ve kıt bir beslenme spektrumuna sahip olmadığını, hatta kas gelişimini amaçlayan sporculara yönelik kitlerinin mevcut olduğunu gördüm :)

Sonuç olarak söyleyebilirim ki; bu diyet kesinlikle sağlıksız ve kıt bir beslenme görüşüne sahip değildir, oldukça sağlıklı bir diyettir!
Kas inşası ile uğraşmayan kilolu insanlar için kesinlikle kullanılabilir bir diyettir.

Kas inşasıyla uğraşan sporculara ise kesinlikle kas kaybettirmez çünkü çok güzel hazırlanmış sporcu kitleri vardır....
Amma velakin kas inşasını kesinlikle yavaşlatır; video da da izleyeceğiniz üzere genel metabolizma hızının düşürülmesi evet ömrü belki uzatır ama hertürlü faliyeti yavaşlattığı yani vücut bütün olarak kendi hızını yavaşlattığı için kas yapımı da yavaşlayacaktır...
Yani 1 ayda yapacağınız kas kütlesini 3 ayda yapmanıza sebebiyet verebilir!

Ancak dediğim gibi kas kaybı yaşatır mantığı kesinle hurafedir; 1 gram bile kas kaybetmezsiniz çünkü gerçekten de diyetin çok özenle hazırlanmış sporcu kitleri mevcut!
Tam aksi kendi istediği kas kütlesine ulaşmış definasyon ile iyice ortaya çıkarmak isteyen sporcular için bu diyet tam bir nimettir ;)

[YOUTUBE]https://www.youtube.com/watch?v=fnco6k-wna8&feature=youtu.be[/YOUTUBE]
 
Back
Yukarı